23. Hukuk Dairesi 2018/997 E. , 2020/3004 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı şirket vekili Av. ... ... gelmiş, tebligata rağmen diğer taraftan gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin yönetim kurulu üyesi olduğunu, üyelerden tahsilat yapılamaması nedeniyle davacının kendi cebinden harcama yaptığını, alacağın, harcama belgeleri, defter kayıtları ve belgelerle sabit olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 61.792,67 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının alacak iddiasının genel kurulda tartışıldığını ve hesap tetkik komisyonu kurulmasına karar verildiğini, bu konuda, davacının da olumlu oy kullandığını, genel kurulca henüz bir karar verilmediğinden alacağın muaccel olmadığını, davacının yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle kooperatif kayıtlarına geçirilmiş olsa bile harcamaların gerçekliğinin araştırılması gerektiğini, davacı ile kooperatif arasındaki ilişkinin ticari nitelikte olmaması nedeniyle ancak yasal faiz istenebileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 16.04.2014 tarihli ve 2014/692 E. - 2014/2983 K. sayılı ilamıyla, denetime elverişli olmayan kök ve ek bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğu, özel kişilerden borç para alınmasına icazet verildiği anlamına gelecek bir işlem bulunup bulunmadığı genel kurul kararları da değerlendirilerek belirlenmesi ve uyuşmazlık konusu borcun verildiği iddia edilen tarihlerdeki kooperatifin mali yapısının incelenmesi gerektiği, borç para verildiği tarihlerin ayrı ayrı dikkate alınarak davalı kooperatifin borç almasına gerek olup olmadığının, kooperatif banka hesabında para bulunup bulunmadığının da göz önüne alınması, davacı tarafından kooperatif yerine ödeme yapıldığı belirtilen kalemlerin kooperatifle ilgili olup olmadığının da tespit edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacının cebinden davalı kooperatif için 41.792,47 TL harcama yaptığı,bu harcama yapılmasa idi davalının kendi kaynaklarının yeterli olmayacağı ve mutlaka dış kaynağa ihtiyaç duyulacağı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 41.792,47 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.