Danıştay 13. Daire 2018/34 Esas 2020/3415 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2018/34
Karar No:2020/3415

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Radyo Televizyon Yayın İletişim Reklam A.Ş.

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait "Kanal B" logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 18/02/2016 tarihinde yayınlanan programda, 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 9. maddesinin 6. fıkrasının (c) bendinin ihlal edildiğinden bahisle uyarı yaptırımı uygulanmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun … tarih ve … sayılı toplantısında alınan … no.lu kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı yayın kuruluşunda 18/02/2016 tarihinde saat 15:40,27 - 15:55,27 saatleri arasında yayınlanan tele alışveriş klip yayınında; "Merdiven çıkarken, eğilirken, kalkarken, otururken, yürürken zorlanıyor musunuz? (...) sizde flxiseq akıllı jel ile tanışın, eklem sorun yaşayanların tercihi, akıllı jel, ... Etkinliği klinik olarak kanıtlanmış, (...)," ifadeleriyle beraber, adı geçen ürünleri kullanan şahısların hemen koşu ve spor yaptıklarının gösterir içerikli görüntüler ile desteklendiği, uyuşmazlığa konu yayında "flexiseq" adlı ilacın belirtilen rahatsızlıklara iyi geldiği ve kısa sürede tedavi ettiği, klinik olarak etkisinin kanıtlandığı, ayırım yapılmaksızın bütün eklem ağrılarını tedavi ettiği yönündeki ifadelerin halkın tıp kurallarına uygun tedavi yöntemlerine olan güvenini sarsabileceği, yine söz konusu ifadelerin herhangi bir bilimsel dayanağının da bulunmadığı anlaşıldığından, anılan programda 6112 sayılı Kanun'un 9. maddesinin 6. fıkrasının (c) bendinde yer alan "Yanıltıcı olmamak ve tüketicinin çıkarlarına zarar vermemek" kuralının ihlal edildiğinin anlaşıldığı, bu durumda, programda anılan yayın ilkesinin ihlal edildiği anlaşıldığından, davacı şirkete uyarı yaptırımı uygulanmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve istinaf başvurusunun kabulünü gerektiren bir neden bulunmadığı belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 6112 sayılı Kanun'da belirtilen ilgili yayın ilkelerinin ihlâl edilmediği, yayını yapılan ürün için Sağlık Bakanlığı'ndan onay alındığı, Tıbbi Cihaz Yönetmeliği gereği ülkemizde piyasaya arz edilen tüm tıbbi cihazların TİTUBB sistemine kayıtlı olması gerektiği, mevcut durumda gerçekleştirilen yayında TİTUBB sistemine kayıtlı ve Sağlık Bakanlığı'nca onaylı ürün tanıtımı yapılmasının hukuka aykırılığının düşünülemeyeceği, tanıtımı yapılan ürünün reklam filmi için Sağlık Bakanlığı'ndan alınmış olan onayın reklam filmi ile birlikte davalı Kurum'un İzleme ve Değerlendirme Dairesi Başkan Yardımcısı …ya e-mail yoluyla iletilip yayınlanabilir onayı alındığı, dava konusu işlemin hukuka aykırı olarak tesis edildiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, mevzuat gereğince televizyon ve radyo aracılığı ile sağlık beyanı belirtilerek ürün satış ve pazarlamasının uygun olmadığı, söz konusu tanıtım yayınının izleyiciyi yanıltıcı, istismar edici ve izleyicilerin sağlığına, çıkarlarına zarar verici nitelikte olduğu, Sağlık Bakanlığı'ndan onay alınmasının söz konusu ürünün reklamlara ilişkin yayın ilkelerine uyulması şartını ortadan kaldırmayacağı, davaya konu yayında tanıtımı yapılan ürünler için davalı idareden yayınlanabilir onayının alınması şeklinde bir durumun söz konusu olmadığı, ayrıca davacının da bu iddiasını tevsik edici belge ibraz edemediği, davacının iddialarında ve temyiz talebinde hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 26/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.