4. Hukuk Dairesi 2018/942 E. , 2020/3602 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı-karşı davalı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı-karşı davacı ... aleyhine 11/02/2013, davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... tarafından davacı-karşı davalı ... aleyhine 14/03/2013 gününde verilen dilekçe ile asıl davada nişan hediyelerinin iadesi ve manevi tazminat, karşı davada kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne dair verilen 10/11/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalı-karşı davacının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı-karşı davalı vekili; müvekkili ile davalının bir süre sevgili olduklarını, daha sonra nişanlandıklarını ve müvekkilinin davalıya ev alacağına dair söz verdiğinden teminat amaçlı 100.000,00 TL bedelli bono verdiğini, davalının şikayetçi olması üzerine müvekkili hakkında ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/912 esas sayılı dosyasıyla kişi hürriyetini yoksun bırakma suçundan kamu davası açıldığını, müvekkilinin davalıya evlilik amacıyla ziynet eşyaları, takılar, kıyafetler, kozmetik ürünleri aldığını, davalının kredi borçlarını ve halen kullandığı aracın bedelinin büyük bir kısmını ödediğini belirterek uğradığı maddi ve manevi zararların giderilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili; müvekkili ile davacı arasında usulüne uygun bir nişanlanma olmadığını, tarafların bir kaza nedeniyle tanıştıklarını, davacının sürekli olarak müvekkiline hediye aldığını, evlenme teklifinde bulunduğunu ancak müvekkilinin kabul etmediğini, iddia edilen hediyelerin nişandan dolayı alınmadığını ve ziynet eşyalarını davacıya iade ettiğini, davacının ahlaka aykırı bir amaç için müvekkiline sürekli hediyeler aldığını iddia ederek davanın reddini ve karşı davada ise uğradığı manevi zararın giderilmesini istemiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporu ve tanık beyanları benimsenerek asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Uyuşmazlık; davacının evlenme amacıyla davalıya aldığı ziynet eşyaları ve hediyeler için maddi tazminat ile davalının eylemlerinden dolayı manevi tazminat isteyip isteyemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
İşin esasının incelenmesinde, öncelikle yasal mevzuatın belirtilmesinde yarar bulunmaktadır.
TBK"nın 285. maddesinin 1. fıkrasına göre bağışlama sözleşmesi; bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir.
Bağışlama, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermeyi üstlenmesi (taahhüt) ya da vermesi yoluyla bu iki kişi arasında yapılan sözleşmedir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi bağışlama, hukukî işlemlerin bir çeşidi olan sözleşme mahiyetindedir. Bu sözleşmede, yalnızca bağışlayan bağışlanana belirli bir değeri verdiğinden ya da vermeyi üstlendiğinden ve bağışlanan karşılık bir değer vermeyi üstlenmediğinden, bu tek tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Tek tarafa borç yükleyen bu sözleşme, kendisine değer kazandıran kişiyi (bağışlananı) teberru yoluyla zenginleştirme amacını gütmektedir.
Bağışlananın, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemesi, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranması veya yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemesi durumlarında bağışlayan, elden bağışlamayı veya yerine getirdiği bağışlama sözünü geri alabilir ve bağışlananın istem tarihindeki zenginleşmesi ölçüsünde, bağışlama konusunun geri verilmesini isteyebilir (TBK madde 295).
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; davacının davalıya aldığı hediyeler ile ziynet eşyaları bağışlama niteliğinde olup davalının mülkiyetine geçtiğinden ve bağışlamadan rücu edilebilmesi için yukarıda anılan 6098 sayılı TBK"nın 295. maddesinde açıkça belirtilen sınırlı sayıdaki sebeplerin ileri sürülmediği ve ispat edilemediğinden maddi tazminat isteminin yasal koşulları ile davalının eylemlerinin davacının kişilik haklarını zedelemediğinden manevi tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığı anlaşılmakla asıl davanın tümden reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle asıl dava yönünden BOZULMASINA, davalı-karşı davacının karşı davaya yönelik temyiz itirazlarının (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 22/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.