Esas No: 2022/2429
Karar No: 2022/3736
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2022/2429 Esas 2022/3736 Karar Sayılı İlamı
10. Ceza Dairesi 2022/2429 E. , 2022/3736 K."İçtihat Metni"
İtiraz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Suç: Uyuşturucu madde ticareti yapma
İtiraz yazısı ile dava dosyası incelendi.
A) KONUYLA İLGİLİ BİLGİLER:
Uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan sanık hakkında Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 30/09/2014 tarih, 2013/368 esas ve 2014/160 sayılı hükmü ile sanığın mahkûmiyetine karar verilmiştir.
Antalya 6. Ağır Ceza Mahkemesinin hükmü, sanık müdafii tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizce 20/10/2021 tarihinde 2019/2069 esas ve 2021/10440 karar sayı ile temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B) İTİRAZ NEDENLERİ:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itiraz yazısında;" 18.09.2013 tarihinde Yeşildere Mahallesi 1168. sokak üzerinde ... Tavukçuluk isimli markette ve marketin arka tarafında bulunan ikamette çalıntı malzemelerin bulunduğu yönünde yapılan ihbar üzerine, sanığın işlettiği ... Tavukçuluk isimli markette yapılan arama sırasında vitrinli dolabın içine gizlenmiş siyah poşet içerisinde küçük beyaz kağıtlara sarılı vaziyette 120 paket halinde eroin ele geçirildiği somut olayda; sanığın aşamalardaki savunmalarında; ... Tavukçuluk adlı işyerini işlettiğini, işyerinin evi ile bitişik olduğunu, işyerinin buzdolabında bulunan eroinin kendisine ait olmadığını, ablası ... ile ...’in gayri resmi kocası olan eniştesi ... ile 2011 yılından bu yana husumetli olduklarını, olay günü de ... ve ...’nın oğlu ... ...’nun 16:00 sularında dükkana geldiğini, içecek bir şey almak için içeriye girdiğini, kendisinin de dışarıda olduğunu, tahminince bu esnada birbirine yakın olan vitrin dolabın motor kısmına eroinleri koyduğunu, aralarındaki husumet nedeniyle ...’nın, oğlu olan ...’i yollayıp böyle bir şey yaptırdığını düşündüğünü, eniştesi ... ile 5-6 ay kadar aynı dükkanı işlettiğini, zarar edince kapattıklarını, daha sonra dükkanı kendisinden istediğini ve anahtarı ona verdiğini, daha sonra da uyuşturucu sattıklarını duyunca emniyete dilekçe verdiğini, onların da kendisini yağma iddiasıyla şikayet ettiklerini
ve Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde bu suçlamadan beraat ettiğini, uyuşturucu kullanmadığını ve uyuşturucu ticareti yapmadığını söylemiştir.
Sanığın savunmasında bahsi geçen ve dosyada örneği bulunan Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/364 esas, 2011/408 sayılı kararı incelendiğinde; sanık ... hakkında, şikayetçi ...'e karşı yağma suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın üzerine atılı yağma suçunu işlemediği gerekçesiyle beraatine karar verildiği anlaşılmıştır. Yine sanığın, ablası olan ... ile gayri resmi eşi ... hakkında kendisini tehdit ettikleri iddiasıyla şikayeti üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 10/08/2011 tarih ve 2011/25527 sayılı kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkeme, sanığın husumetli olduklarını söylediği, ... ile gayri resmi eşi ...'yu tanık sıfatıyla dinlemiş, adı geçen kişiler sanıkla aralarında husumet olduğunu doğrulamışlardır. Yine mahkemenin 6. oturumunda dinlenen tanık ... ...; "Geçen celse mahkemenizde yapılan yargılama sonrası daha önce tanıklıktan çekindiğini öğrendiğim üvey kardeşim olan ... bana hitaben 'abi uyuşturucu maddeyi tavukçu dükkanına ben koydum ama babama söyleme, duyarsa beni öldürür' dedi" şeklinde beyanda bulunmuş, adı geçen ... da mahkemede tanıklıktan çekindiği için dinlenememiştir.
Sanığın savunmasında belirttiği, ablası ... ve ablasının birlikte yaşadığı gayri resmi eşi ... ile aralarında husumet olduğu yukarıda belirtilen ve dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerden anlaşılmış, özellikle tanık ... ...'ün anlatımları da dikkate alındığında, sanığın işlettiği dükkanda ele geçen uyuşturucu maddenin sanığa ait olduğuna ya da sanık tarafından oraya konulduğuna ilişkin sanığın savunmasının aksine kuşku sınırlarını aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığı, kuşkulu bir durumun bulunduğu kanaatine varılmış ve kuşkudan sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyet hükmü kurulması usul ve yasalara aykırıdır.
Yukarıda açıklanan şekilde yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekirken onanmasına dair yüksek Dairenin kararı usul ve yasalara aykırıdır.." denilerek hükmün bozulması istenmiştir.
C) CUMHURİYET BAŞSAVCISININ İTİRAZIYLA İLGİLİ YASA HÜKÜMLERİ:
1- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesi:
(1) Yargıtay ceza dairelerinden birinin kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, re'sen veya istem üzerine, ilâmın kendisine verildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Ceza Genel Kuruluna itiraz edebilir. Sanığın lehine itirazda süre aranmaz.
(2) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) İtiraz üzerine dosya, kararına itiraz edilen daireye gönderilir.
(3) (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen fıkra) Daire, mümkün olan en kısa sürede itirazı inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir; görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kurulu'na gönderir.
2- 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un geçici 5. maddesi (05.07.2012 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 6352 sayılı Kanun'la eklenen):
(1) Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 308. maddesinde yapılan değişiklikler, bu Kanunun yayımı tarihinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunda bulunan ve henüz karara bağlanmamış dosyalar hakkında da uygulanır.
D) İTİRAZIN VE KONUNUN İRDELENMESİ:
Dairemizin itiraza konu olan kararının, itiraz yazısında ileri sürülen tüm nedenler tartışılıp değerlendirilerek verildiği ve kararda bir yanlışlık bulunmadığı anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmemiştir.
İtirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmektedir.
E) KARAR: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının yerinde görülmediğine,
2- 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE,
24/03/2022 tarihinde Başkan vekili ...’ün ve Üye Dr. ...'in itirazın kabulüne dair karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
18.09.2013 tarihinde Yeşildere Mahallesi 1168. sokak üzerinde ... Tavukçuluk isimli markette ve marketin arka tarafında bulunan ikamette çalıntı malzemelerin bulunduğu yönünde yapılan ihbar üzerine, sanığın işlettiği ... Tavukçuluk isimli markette yapılan arama sırasında vitrinli dolabın içine gizlenmiş siyah poşet içerisinde küçük beyaz kağıtlara sarılı vaziyette 120 paket halinde eroin ele geçirildiği somut olayda; sanığın aşamalardaki savunmalarında; ... Tavukçuluk adlı işyerini işlettiğini, işyerinin evi ile bitişik olduğunu, işyerinin buzdolabında bulunan eroinin kendisine ait olmadığını, ablası ... ile ...’in gayri resmi kocası olan eniştesi ... ... ile 2011 yılından bu yana husumetli olduklarını, olay günü de ... ve ...’nın oğlu ... ...’nun 16:00 sularında dükkana geldiğini, içecek bir şey almak için içeriye girdiğini, kendisinin de dışarıda olduğunu, tahminince bu esnada birbirine yakın olan vitrin dolabın motor kısmına eroinleri koyduğunu, aralarındaki husumet nedeniyle ...’nın, oğlu olan ...’i yollayıp böyle bir şey yaptırdığını düşündüğünü, eniştesi ... ile 5-6 ay kadar aynı dükkanı işlettiğini, zarar edince kapattıklarını, daha sonra dükkanı kendisinden istediğini ve anahtarı ona verdiğini, daha sonra da uyuşturucu sattıklarını duyunca emniyete dilekçe verdiğini, onların da kendisini yağma iddiasıyla şikayet ettiklerini ve Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinde bu suçlamadan beraat ettiğini, uyuşturucu kullanmadığını ve uyuşturucu ticareti yapmadığını söylemiştir.
Sanığın savunmasında bahsi geçen ve dosyada örneği bulunan Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/364 esas, 2011/408 sayılı kararı incelendiğinde; sanık ... hakkında, şikayetçi ...'e karşı yağma suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın üzerine atılı yağma suçunu işlemediği gerekçesiyle beraatine karar verildiği anlaşılmıştır. Yine sanığın, ablası olan ... ile gayri resmi eşi ... hakkında kendisini tehdit ettikleri iddiasıyla şikayeti üzerine Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 10/08/2011 tarih ve 2011/25527 sayılı kararıyla kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkeme, sanığın husumetli olduklarını söylediği, ... ile gayri resmi eşi ...'yu tanık sıfatıyla dinlemiş, adı geçen kişiler sanıkla aralarında husumet olduğunu doğrulamışlardır.
Yine mahkemenin 6. oturumunda dinlenen tanık ... ...; "Geçen celse mahkemenizde yapılan yargılama sonrası daha önce tanıklıktan çekindiğini öğrendiğim üvey kardeşim olan ... bana hitaben 'abi uyuşturucu maddeyi tavukçu dükkanına ben koydum ama babama söyleme, duyarsa beni öldürür' dedi" şeklinde beyanda bulunmuş, adı geçen ... da mahkemede tanıklıktan çekindiği için dinlenememiştir.
Sanığın savunmasında belirttiği, ablası ... ve ablasının birlikte yaşadığı gayri resmi eşi ... ile aralarında husumet olduğu yukarıda belirtilen ve dosyaya yansıyan bilgi ve belgelerden anlaşılmış, özellikle tanık ... ...'ün anlatımları da dikkate alındığında, sanığın işlettiği dükkanda ele geçen uyuşturucu maddenin sanığa ait olduğuna ya da sanık tarafından oraya konulduğuna ilişkin sanığın savunmasının aksine kuşku sınırlarını aşan, yeterli ve kesin delil bulunmadığı, kuşkulu bir durumun bulunduğu kanaatine varılmış ve kuşkudan sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken mahkûmiyet hükmü kurulması yasaya aykırı görülmüştür. Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulüne ve sanık hakkındaki hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği kanaatini taşıdığımızdan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının yerinde görülmediğine ve itirazın incelenmesi için dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesine ilişkin çoğunluk görüşüne iştirak etmiyoruz. 24/03/2022
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.