10. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/19932 Karar No: 2010/1119 Karar Tarihi: 28.01.2010
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2008/19932 Esas 2010/1119 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2008/19932 E. , 2010/1119 K.
"İçtihat Metni"
..... Davacı vekili, istirdada karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 31.03.2004 – 31.01.2006 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen sigorta primlerinin davalı Kurumdan geri alınması istemine ilişkin olup; 2001 yılının Ağustos ayında düzenlenip Kuruma verilen giriş bildirgesi üzerine, limited şirket ortaklığına dayanılarak 04.10.2000 tarihi itibarıyla 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olarak kayıt ve tescili gerçekleştirilen davacının, 31.03.2004 gününde belediye başkanlığı görevinin başladığı, limited şirketteki payını 31.01.2006 günü devrederek ortaklıktan ayrılmasıyla zorunlu sigortalılığının anılan tarih itibarıyla sona erdirilip, dava konusu döneme ait sigorta primlerinin tahsil edildiği belirgindir. Mahkemece, yürütülen yargılamada; taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönemde, davacının, 1479 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalı olduğu benimsenerek davanın reddi yönünde hüküm kurulduktan sonra, temyiz denetimi aşamasında davacı vekilince Dairemize gönderilen fotokopi belge içeriklerinden; sigortalı tarafından davalı Kuruma karşı 28.11.2008 tarihinde .....Mahkemesi’ne açılan 2008/1219 Esas, 2009/505 Karar sayılı davada, davacının 01.01.2005 – 31.01.2006 tarihleri arasında...... iştirakçisi sayılması gerektiğinin tespitiyle bu döneme karşılık gelen .......igortalılığının iptali yönünde 18.06.2009 günü verilen hükmün, yapılan temyiz incelemesi sonunda Yargıtay (21.) Hukuk Dairesi’nce 12.10.2009 gün ve 2009/12918 - 12566 sayılı ilâmı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Şu durumda; anılan dava dosyası getirtilerek, belirtilen saptamaların gerçekliği açıklığa kavuşturulduktan sonra yapılacak irdelemeyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulması zorunluluğu bulunmaktadır. ......
Temyiz denetimi aşamasında ortaya çıkan maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında, mahkemece verilen hükmün usul ve yasaya aykırılığı belirgin olup, bu husus bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.