Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/536
Karar No: 2020/51
Karar Tarihi: 27.01.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/536 Esas 2020/51 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/536 E.  ,  2020/51 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili; müvekkili davacıların, müteveffa ..."nin mirasçıları olduğunu, müteveffanın 07/02/2014 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın ... Bankası"ndan 16/09/2013 tarihinde bireysel kredi kullandığını ve bu kredi sözleşmesi imzalanırken kredili hayat grup sigorta sözleşmesi de imzaladığını, sigorta sözleşmesi gereği söz konusu kredi tutarının ödenmeyen bakiye kısmının ödenmesi amacı ile davalıya müracaat edildiğinde davalı tarafın kredinin alındığı tarih olan 16/09/2013 tarihinde ..."nin hastalığının mevcut olduğu, bu nedenle rizikonun karşılanamayacağının belirtildiğini, bunun üzerine davalı aleyhine Bodrum 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/4473 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine, borca ve ferilerine itirazda bulunulduğunu davalının borca itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek davalının Bodrum 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/4473 sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; 07/02/2014 tarihli Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Servisi Epikriz raporunda sigortalının 7 ay önce başlayan karın ağrısı, iştahsızlık,
    kilo kaybı şikayetleri ile başvurduğunu, yapılan tetkiklerde mide kanseri tanısı konduğunu, sigortalı müteveffanın ölümüne sebebiyet veren hastalığın ilgili poliçenin başlangıç tarihi öncesine dayandığını, eksik veya yanlış beyanda bulunulması halinde poliçenin hükümsüz kalacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre davanın kabulü ile, Davalı tarafın Bodrum 1. İcra Müdürlüğü"nün 2014/4473 sayılı dosyasına yaptığı itirazın 6.926,65-TL yönünden iptali ile takibin bu yönden devamına,Asıl alacağın %20"si oranında alınacak icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, hayat sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, 16/09/2013-16/09/2016 tarihleri için hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 07/02/2014 tarihinde davacıların murisi vefat etmiştir.
    Davalı tarafından poliçenin tanzim edildiği ve rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesi ile sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü, "sigorta ettiren sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır" denilmek suretiyle düzenlenmiş ve bu yükümlülüğün kapsamı belirlenmiştir.
    Gerek TTK"nun 1435. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya her hangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür.
    Sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğüne uymamanın sonuçları ise, aynı Kanunun 1439/2. maddesinde, "rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder" şeklinde düzenlenmiştir.
    Mahkemece; Dinlenen tanık beyanları ve incelenen hastane tedavi evrakları neticesinde müteveffanın ülser ve gastrit gibi mide rahatsızlıklarının bulunduğu bu nedenle çeşitli tarihlerde Bodrum Devlet Hastenesi’nde tedavi gördüğü ancak kanser olduğunun ancak Ege Üniversitesine sevk edilmesinden sonra ve vefat etmeden kısa bir süre önce öğrenildiği, müteveffanın da bu rahatsızlığını davaya konu sözleşme tarihinde bilmediği, kaldı ki sözleşme tarihinden önce görmüş olduğu tedaviler nedeniyle hastanelerden getirtilen kayıtlarda da kanser hastalığından bahsedilmediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
    Dosya kapsamından, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenmiş sağlık beyan formunda; sigortalı muris; Kalp ve damar hastalıkları, felç, diyabet, her türlü kanser, ruh ve sinir hastalıkları, böbrek, akciğer, karaciğer ve kan hastalıklarının olmadığını, son 5 yıl içinde 5 günden uzun süre hastaneye yatmasını gerektiren ameliyat olmadığını, kapsamlı bir tedavi görmediğini ve hali hazırda malul olmadığını, son 12 ay içerisinde 30 günden uzun süreli sağlık raporu ile izin almadığını, düzenli bir tedavi veya kontrole ihtiyaç olan bir sağlık problemi olmadığını beyan edip formu imzalamıştır.
    Poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının, doğru beyan yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğinin ve sigortacının TTK"nun 1435. maddesine göre, sözleşmeden cayma hakkını kullanmasının haklı olduğunu kabul için, sigortalının gizlediği iddia olunan hastalık ile riziko (ölüm) arasında illiyet bağının bulunması gerekmektedir. Anılan bu tespit ve değerlendirmenin yapılması da, tıbbi ve teknik bilgiyi gerektiren bir iştir.
    Somut olayda; davacılar davalı sigorta şirketine başvurmuş ve davalı sigorta şirketince sigortalıda sözleşmenin kurulmasından önce, gastrit ve ülser hastalıklarının bulunduğu ancak sigorta sözleşmesi akdedilirken bu hastalıkların sigortalı tarafından beyan edilmediği ve vefatı ile söz konusu hastalıklar arasında illiyet bağı bulunduğu gerekçesiyle TTK 1435. madde gereğince tazminat talebinin teminat harici olduğundan bahisle taleplerini reddettiğini beyan etmektedir. Dosya kapsamında bu konuda alınmış herhangi bir bilirkişi raporu bulunmadığı görülmektedir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
    Bu durumda mahkemece; davacılar murisine ait eksik kalan tüm tedavi ve hastane kayıtlarının ilgili yerlerden getirtilmesi; davacılar murisinde poliçe tanziminden önce mevcut olduğu iddia olunan hastalıklar konusunda uzman doktor bilirkişinin de yer aldığı heyetten rapor alınarak sigorta ilişkisinin kurulmasından önce sigortalı muriste bulunduğu ve sigortacıya bildirilmediği iddia olunan hastalıklar ile ölüm rizikosu arasında illiyet olup olmadığı konusunda, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alındıktan ve TTK 1435-1439 maddeleri irdelendikten sonra, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 27/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi