Esas No: 2018/7225
Karar No: 2022/4638
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/7225 Esas 2022/4638 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2006-2008 yılları arasında sahte fatura düzenleyerek suç işlediği gerekçesiyle açıklanmasının geri bırakılması istenilen hükümlerinin kesinleştiği anlaşılmıştır. Yapılan incelemede, 2010 yılında sahte fatura düzenleme suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde, fatura incelenmesinin zorunlu olmadığına karar verilmiştir ve hüküm onanmıştır. Ancak, 2009 yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan dava zaman aşımı nedeniyle düşürülmüştür. Kanun maddeleri olarak, 213 sayılı VUK'nin 230. maddesi, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesi, 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi ve 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uygulanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Vergi Usul Kanunu'na aykırılık
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Sanık hakkında 2006, 2007 ve 2008 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının dair hükümlerin itiraza tabi olduğu ve itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşıldığından inceleme kapsamının sanık hakkında 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri ile sınırlı olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
1) "2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde;
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.11.2018 tarihli, 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamı ile sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında suça konu faturaların, 213 sayılı VUK'nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanma eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK'nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen delillerin değerlendirilerek fiilin sanık tarafından işlendiğinin tespit edildiği, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden hükmün ONANMASINA,
2) "2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme" suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik sanık müdafisinin temyiz incelemesinde;
Sanığa yüklenen “ 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme” suçunun Kanundaki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği ve bu itibarla sanık müdafisinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK’nin 223/8. maddesi uyarınca DÜŞMESİNE, 21.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.