17. Hukuk Dairesi 2015/4740 E. , 2017/11346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 30.11.2011 tarihinde davacı ... plaka sayılı aracı ile seyretmekte iken davalılardan ..."in kullandığı ... plakalı aracın tali yoldan aniden davacının yoluna çıkması sonucu meydana gelen kazada davacının ayağı, ayak tarağı ve parmağının kırıldığı, belinden sakatlandığı, uzun süre hastanede kaldığı ve işgücü kaybına uğradığını, diğer davalı ...tarafından bu aracın sigortalanması nedeni ile bu sigorta şirketinin de davacıya karşı sorumlu bulunduğunu belirterek, açılan davanın kabulü ile davalının işgörmezlik kaybı için 1.000,00 TL tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile ve yinedavalılar ... ve ..."den 1.000,00 TL gelir kaybı olarak maddi tazminat, 20.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere 21.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...; dava konusu olayda kusurunun belirtildiği gibi olmadığını, kaza sonrasında davacıya 6.000,00 TL maddi yardım yaptığını, davacının sakatlığı söz konusu olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili; müvekkili olan sigorta şirketi tarafından sigortası yapılan ... plaka sayılı aracın 30.11.2011 tarihinde karışmış olduğu yaralamalı trafik kazası nedeni ile maluliyet için şahıs başına 200.000,00 TL limit miktarınca sigorta şirketinin sorumlu olduğunu, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında olduğunu, adli tıp kurumundan maluliyet oranı konusunda heyet raporu aldırılması gerektiğini, davacı vekilinin kaza tarihinden davalı ... şirketinin sorumluluğuna hükmedilmesi durumunda davalı şirketin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden sorumlu tutulabileceğinden, açılan davanın reddine, aksi halde belirtilen şekilde hesaplama yapılarak hüküm tesis edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere göre, maddi tazminat yönünden dava konusuz kaldığından hüküm kurulmasına yer olmadığına, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 5.000,00 TL’nin olay tarihi olan 30.11.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava haksız fiile dayalı olarak talep edilen maddi-manevi tazminat davasıdır.
Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.