10. Hukuk Dairesi 2009/15824 E. , 2010/1108 K.
"İçtihat Metni".......
Davacı ......... Başkanlığı vekili, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan zararın, 506 sayılı Kanunun 26’ncı madde gereğince davalılardan teselsül hükümlerine göre tazminini istemiştir.
Mahkemece, istem aynen hüküm altına alınmıştır.
Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalı ...... vekilince temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
A-) Dava, zararlandırıcı sigorta olayından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup;
1- Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26’ncı maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesinin; 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.11.2006 gün ve 2003/10 Esas - 2006/106 Karar sayılı kararı ile 26’ncı maddedeki “sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere” ibarelerinin Anayasaya aykırılığı nedeniyle iptaline karar verilmiş bulunması, Anayasanın 153’üncü maddesine göre, Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmesi ve giderek elde bulunan ve kesinleşmemiş tüm davalarda uygulanmasının zorunlu olması, iptal kararının Resmi Gazetede yayımlandığı 21.03.2007 gününden sonra Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 76’ncı maddesi uyarınca yürürlükteki kanunları uygulamakla yükümlü bulunan mahkemelerin ve Yargıtay’ın yürürlükten kalkan bir
........
yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulünün doğal bulunması, 26’ncı maddedeki anılan ibarelerin iptali ile Kurumun rücu hakkının; kanundan doğan, kendine özgü, sigortalı veya hak sahiplerinin hakkından bağımsız, basit rücu hakkına dönüşmüş olması, buna göre ilk peşin değerli gelirlerin, tazmin sorumlularının kusuruna karşılık gelen tutarı ile sınırlı şekilde hüküm kurulması zorunluluğu, inceleme konusu işbu davada kazanın meydana gelmesinde sigortalıya %25, davalılara toplam %75 oranında kusur yüklenmesinin oluşa uygun bulunması, yukarıda sözü edilen madde hükmüne dayanılarak davalıların ilk peşin değerli gelir ve sosyal yardım zammı toplamından %75 oranında sorumlu olduğunun belirgin bulunması karşısında, 506 sayılı Kanun uyarınca açılan rücuan tazminat davalarına ilişkin olarak maddi gerçek zarar hesabı yapılması gereği ortadan kalkmasına karşın, mahkemece, dış tavanı saptayan bilirkişi raporunun hükme dayanak kılınması isabetsiz ise de;
a-) Davacı Kurum vekilinin temyiz itirazları yönünden; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 74’üncü maddesinde yer alan, hakimin her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı olup ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceğine ilişkin emredici kural gereğince talebin aşılamayacağına ve mahkemece istemin aynen hüküm altına alınmış bulunmasına;
b-) Davalı ............ vekilinin temyiz itirazları yönünden; mahkemece tazminine hükmedilen tutarın, sigortalıya bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ve sosyal yardım zammı toplamının davalıların sorumluluğunun karşılığını oluşturan kısmını aşmamış bulunmasına göre, istem ve hüküm altına alınan miktara göre bu davada sonucu etkilemeyen söz konusu yanlışlığın ileride açılacak ek rücu davalarında düzeltilmesinin mümkün olması göz önünde bulundurularak;
2- ......... husumet yöneltilmiş ve haklarında hüküm kurulmuş bulunmasına karşın, mahkemece karar başlığında, anılan davalılara yer verilmemesine ilişkin yanlışlık Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 459’uncu maddesi gereğince mahallen düzeltilebilir nitelikte olduğundan bozma nedeni yapılmamıştır.
B-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre; davalı ... .......... vekilinin tüm, davacı Kurum vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
.........
Dava konusu olup karara bağlanan rücu alacağı üzerinden, yargılamada vekil ile temsil edilen davacı Kurum yararına, 13.12.2006 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri göz ardı edilerek mahkemece eksik avukatlık ücreti belirlenmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki; bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
S O N U Ç : Hükmün (2) numaralı bendinde yer alan “970,28 TL.” rakamlarının çıkartılarak, yerine, “1.091,00 TL.” rakamlarının yazılmasına ve bu şekliyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davalıdan alınmasına, 28.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.............