23. Hukuk Dairesi 2018/1309 E. , 2020/3000 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
İLK DERECEMAHKEMESİ : İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket vekili Av. ... gelmiş tebligata rağmen başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalıya elektrik enerjisi tedarik edildiğini, düzenlenen faturaların davalı tarafından ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalı itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, şirket kayıtlarına alınmayan takip konusu fatura nedeniyle herhangi bir borçları bulunmadığını, fatura alacağının hukuki dayanağının bulunmadığını savunarak davanın reddi ile %20 oranında kötüniyet tazminatının tahsilini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının 30.04.2015 tarihli iki faturayı takibe koyduğu, 16.06.2015 tarihinde ise davalıya ait teminatı nakte çevirdiği, BK’nın 102.maddesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin 17.maddesi uyarınca yapılan bu ödeme muaccel borç için yapılmış sayılacağından davacının alacağının olmadığı ve bu nedenle ticari defterelerinin incelenmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, teminatın 16.06.2015 tarihinde paraya çevrildiği, faturalar nedeniyle başlatılan icra takip tarihi 07.07.2015 olduğundan takip tarihinde davacının takibe konu faturalar nedeniyle davalıdan alacaklı olmadığı, BK’nın 102.maddesi uyarınca teminat mektubunun paraya çevrilmesi yoluyla yapılan bu ödemenin daha önce muaccel hale gelen fatura borcuna ilişkin ödeme kabul edileceği, fesih tazminatına ilişkin alacak varsa bu davanın konusunun olmadığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince BK’nın 102. maddesi uyarınca teminat mektubunun paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ödemenin daha önce muaccel hale gelen fatura borcundan mahsup edileceği gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 19. maddesi uyarınca teminat mektubunun ödenmeyen fatura bedeline ilişkin olduğu düzenlenmiş olduğundan, davacı paraya çevirdiği teminat mektubundan ilk önce ödenmeyen fatura bedellerini mahsup etmelidir. Nitekim, davacı tarafça teminat mektubu paraya çevrildiğinden sözleşmenin 19. maddesi uyarınca icra takibine konu ettiği fatura bedelleri tahsil edilmiş olup, davacının dava konusu faturalara dayalı alacağı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, somut olayda uygulanma imkanı olmayan BK’nın 102. maddesi uyarınca davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, sonucu itibariyle doğru olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi kararının HUMK 438/ son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle, sonucu itibariyle doğru olan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi gerekçesi değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir suretinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi Başkanlığı"na gönderilmesine, 13.10.2020 tarihinde kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.