4. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/2583 Karar No: 2020/3596 Karar Tarihi: 22.10.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/2583 Esas 2020/3596 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2020/2583 E. , 2020/3596 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... AŞ aleyhine 27/02/2013 gününde verilen dilekçe ile idari para cezasına yönelik takibe itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne ve icra inkar tazminatının reddine dair verilen 07/11/2018 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir. 2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; Dava, idari para cezasının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalı şirket hakkında 4857 sayılı İş Kanunu"nun 30. maddesine muhalefetten dolayı idari para cezası tahakkuk ettirildiğini, davalının ödeme yapmaması üzerine idari para cezasının tahsili için icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve asıl alacağın %20"sinden az olmamak üzere de icra inkar tazminatına karar verilmesi isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne ve şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67/II. maddesi uyarınca alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takibe itirazının haksız olması gerekir. Haksızlık kavramı alacağın belirlenebilir (likit) olma şartını da kapsar. Somut olayda, idari para cezasının kesinleşmesinden sonra icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır. Kesinleşen idari para cezasının, artık yasal olup olmadığı yargılama konusu yapılamaz ve kesinleşen idari para cezasından davalı sorumlu olup alacağın miktarı belirlenebilir (likit) niteliktedir (YHGK"nın 2000/21-135 E, 2000/149 K.). Şu halde; takip konusu alacak likit olup davalı icra takibine itirazında haksızdır. Mahkemece, davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerine, şartları oluşmadığından söz edilerek olaya uygun düşmeyen gerekçeyle istemin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7 maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle gerekçeli kararın gerekçe kısmının son paragrafında yer alan ‘‘Ancak alacağın çekişmeli olduğu kanaatiyle icra inkar tazminatının reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.’’ cümlesinin ve hüküm fıkrasının 1. bendinde yer alan ‘‘- İcra inkar tazminatı talebinin reddine,’’ cümlesinin çıkartılarak yerlerine “İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca, alacağın likit olduğu gözetilerek alacağın % 20"si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine” ifadelerinin yazılmasına, davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının davalıya yükletilmesine, peşin alınan harcın bundan mahsubuna 22/10/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.