Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/18638
Karar No: 2022/3712
Karar Tarihi: 24.03.2022

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/18638 Esas 2022/3712 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2021/18638 E.  ,  2022/3712 K.

    "İçtihat Metni"

    Adalet Bakanlığının, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Fethiye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2019 tarihli, 2019/127 esas ve 2019/469 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 29/09/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A-) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Şüpheli ... hakkında, 23/12/2017 tarihli “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçundan Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma sonucunda, 07/05/2018 tarihli, 2017/12439 soruşturma ve 2018/79 sayılı karar ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, aynı Kanun'un 191/3. maddesi uyarınca erteleme süresi içerisinde bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulmasına, erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, mercii ve süresinin gösterildiği, kararın şüphelinin beyan ettiği adresine tebliğe çıkarıldığı, adreste tanınmadığından bahisle bilatebliğ iade edilmesi üzerine, emniyette şüpheli sıfatıyla ifadesinin alınması sırasında hazır bulunan müdafii Av. ...’e tebligat çıkarıldığı, 01/10/2018 tarihinde şüpheli müdafiine tebliğ edilerek infazı için 19/10/2018 tarihinde Fethiye Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
    2- Fethiye Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 22/10/2018 tarihli ve 2018/768 DS sayılı çağrı yazısının şüphelinin bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı, adreste tanınmadığından bahisle bilatebliğ iade edilmesi üzerine aynı adrese MERNİS şerhi düşülerek tebligat çıkarıldığı, MERNİS adresinde 13/11/2018 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle 26/11/2018 tarihli uyarı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligat zarfının üzerinde tebligat içeriğinde uyarı yazısının bulunduğuna dair bir ibarenin yer almadığı, “22/10/2018 tarihli çağrı yazısı” ibaresine yer verildiği, uyarı yazısının 30/11/2018 tarihinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle dosyanın kapatılmasına karar verilerek 11/12/2018 tarihinde Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
    3- Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak, 28/02/2019 tarihli, 2017/12439 soruşturma, 2019/774 esas ve 2019/701 sayılı iddianame ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 53. maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle Fethiye 4. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
    4- Fethiye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin kanun yararına bozma istemine konu 25/10/2019 tarihli, 2019/127 esas ve 2019/469 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf edilmeden kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B-) Kanun Yararına Bozma İstemi:
    Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
    “Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/05/2018 tarihli ve 2017/12439 soruşturma, 2018/79 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheliler hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararının itiraz edilmeksizin kesinleşmesini müteakip, şüphelinin denetim yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinin bildirilmesini takiben kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Fethiye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2019 tarihli, 2019/127 esas ve 2019/469 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    Dosya kapsamına göre; kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek, bulundurmak ve kullanmak suçundan sanık hakkında, tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığından bahisle mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmış ise de;
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir usul benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği şeklindeki açıklamalar gözetilerek söz konusu denetim dosyası üzerinden yapılan tebligatlar incelendiğinde, 26/11/2018 tarihli uyarılı davetname yazısından sonra yapıldığı anlaşılan 30/11/2018 tarihli tebliğ mazbatası incelendiğinde, bu tebliğ mazbatasının üzerinde "denetimli serbestliğe gönderme yazısı-22/10/2018, çağrı yazısı-çağrı yazısı vardır" şeklinde ibare bulunduğu, 26/11/2018 tarihli uyarılı davetname yazısına ilişkin bir ibare yer almadığından söz konusu yazının tebliğinden bahsedilemeyeceği, bu tebligatın içerisinde 26/11/2018 tarihli uyarılı davetname yazısının bulunduğu kabul edilse bile, 26/11/2018 tarihli yazının tebliğine mahsus normal tebligat çıkartılmadan doğrudan 21/2 mernis şerhli olarak tebligat çıkartılmasının usulüne uygun olmadığı, açıklanan nedenlerle uyarılı davetname yazısının usulüne uygun şekilde tebliğ edildiğinden bahsedilemeyeceğinden, sanığın üzerine yüklenen yükümlülüklere uymamakta ısrar etmiş sayılamayacağı ve sanık hakkında kovuşturma şartının gerçekleşmediği,
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde yer alan "Türk Ceza Kanunu'nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeye göre, mahkemesince; kovuşturma şartının henüz gerçekleşmediği gözetilerek, 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği anlaşılmakla, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek Fethiye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2019 tarihli, 2019/127 esas ve 2019/469 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
    C-) Konunun Değerlendirilmesi:
    Şüpheli ... hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonunda Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 07/05/2018 tarihli, 2017/12439 soruşturma ve 2018/79 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı takiben, şüphelinin denetim yükümlülüklerine uymamakta ısrar ettiğinin bildirilmesi üzerine hakkında kamu davası açıldığı, yapılan yargılama sonucunda, Fethiye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2019 tarihli, 2019/127 esas ve 2019/469 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/1 ve 62/1. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anlaşılmıştır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesindeki, “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” hükmü ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir usul benimsenmiş olması karşısında, öncelikle bilinen en son adres (bilinen bir adres yoksa ya da bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres) esas alınarak, 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi hâlinde, aynı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, mercii tarafından tebligata 7201 sayılı Kanun'un 23/1-8. ve Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği,
    Somut olayda; 26/11/2018 tarihli uyarılı davetname yazısından sonra yapıldığı anlaşılan 30/11/2018 tarihli tebliğ mazbatası incelendiğinde, bu tebliğ mazbatasının üzerinde "denetimli serbestliğe gönderme yazısı - 22/10/2018, çağrı yazısı - çağrı yazısı vardır" şeklinde ibare bulunduğu, 26/11/2018 tarihli uyarılı davetname yazısına ilişkin bir ibare yer almadığından söz konusu yazının tebliğinden bahsedilemeyeceği, bu tebligatın içerisinde 26/11/2018 tarihli uyarılı davetname yazısının bulunduğu kabul edilse bile, 26/11/2018 tarihli uyarı yazısının doğrudan MERNİS adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesinin usulsüz olduğu, bu nedenle sanığın yükümlülüklere uygun davranmamakta ısrar etmiş sayılamayacağı ve sanık hakkında kovuşturma şartının gerçekleşmediği,
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8. maddesinde yer alan "Türk Ceza Kanunu'nda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklindeki düzenlemeye göre, mahkemesince; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi kanuna aykırı olup kanun yararına bozma istemi yerinde görülmüştür.
    D-) Karar:
    Açıklanan nedenlerle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden “durma kararı” verilerek şüpheli hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, geçerli tebligat işlemleri yapılarak infazının sonucunun beklenilmesi gerektiği gözetilmeden, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi kanuna aykırı olduğundan, Fethiye 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/10/2019 tarihli, 2019/127 esas ve 2019/469 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun’un 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 24/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi