14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2402 Karar No: 2015/8954 Karar Tarihi: 14.10.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/2402 Esas 2015/8954 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/2402 E. , 2015/8954 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Denizli 3. Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 06/06/2014 NUMARASI : 2014/630-2014/656
Davacı vekili tarafından, 30.05.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; yeniden veraset ilamı verilmesine yer olmadığına dair verilen 06.06.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece daha önce Denizli 1. Sulh Hukuk Mahkemesince murisin mirasçılarını gösteren mirasçılık belgesi verildiğinden yeniden veraset ilamı verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de varılan sonuç davanın niteliğine ve yasal düzenlemelere uygun düşmemiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesinde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh hukuk mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, mirasçılık belgesinin geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 05.12.1990 gün ve 1990/2-560 esas, 1990/622 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle hasımsız olarak açılan davalar çekişmesiz yargıya tabi olduğundan, bu davalar sonucunda verilecek kararlar şekli bakımından kesinleşmiş olsalar dahi maddi hukuk bakımından kesin hüküm oluşturmazlar. Dava ve ilam kavramları çekişmeli yargıya ait kavramlar olduğundan mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davalar tam bir dava olarak nitelendirilemeyeceği gibi, bu davalar sonucunda verilen kararlar klasik anlamda kesin hüküm sonucunu doğuran bir ilam da sayılmazlar. Bu nedenle açılan bu davalar sonucunda verilen kararların sonradan gerçeğe aykırı ve yanlış olduğunun anlaşılması halinde her zaman için aksi iddia ve ispat edilebileceği gibi, tespit hükmü niteliğindeki bu kararların sonradan açılacak başka davalarda kesin hüküm oluşturması ve mahkemeleri bağlaması da düşünülemez. Bu konularda öğreti ve uygulamada tam bir görüş birliği mevcuttur. Bu olgunun sonucu olarak ister başkaları tarafından isterse kendisi tarafından hasımsız olarak açılan dava sonucunda mirasçılık belgesi alınmış olsa dahi, önceki mirasçılık belgesinde mirasçıların ve miras paylarının belirlenmesinde hata yapıldığını veya eski tarihli mirasçılık belgesinde ölümler nedeniyle paylarda değişiklik olduğunu ve bu hali ile eski tarihli mirasçılık belgesinin infazı hukuksal sorunlar oluşturacağını öne süren her mirasçının hasımsız olarak açacağı yeni bir dava ile mirasçılık belgesi verilmesini isteme veya önceki günlü mirasçılık belgesinde kendilerine pay verilen diğer mirasçıları hasım göstererek bu mirasçılık belgesinin iptali ile gerçeğe uygun yenisinin verilmesi istemiyle dava açma hakkı bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece açıklanan bu durum gözetilerek davanın esasına girilmesi, davacı tarafından gösterilen ve gösterilecek tüm delillerin toplanması, önceki mirasçılık belgesinin verilmesine esas dava dosyası içindeki delillerin de bu dosyanın delili olduğu gözetilerek muris H.. D.. mirasçılarını ve miras paylarını gösteren mirasçılık belgesi verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle F.. D.."nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 14.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.