19. Ceza Dairesi 2021/5503 E. , 2021/6924 K.
"İçtihat Metni"
Gerçek dışı beyanda bulunmak suretiyle 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 67/1. maddesine muhalefet etmek suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Dikili Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/09/2019 tarihli ve 2019/1271 soruşturma, 2019/1312 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bergama Sulh Ceza Hakimliğinin 31/10/2019 tarihli ve 2019/1906 değişik iş sayılı kararı aleyhine Adalet Bakanlığının 16/02/2021 gün ve 94660652-105-35-20022-2020-Kyb sayılı kanun yararına bozma istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 11/03/2021 gün ve KYB-2021/23684 sayılı ihbarnamesi ile daireye verilmekle okundu.
Anılan ihbarnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
Dosya kapsamına göre, müşteki vekilinin 12/06/2019 tarihli dilekçesi ile müştekinin eşi olan şüpheli ... ile arasındaki sorunlar sebebiyle boşanma davasının devam etmekte olduğu, şüpheli ve müşteki tarafından yerleşim yeri olarak kullanmadıkları halde şüphelinin yerleşim yeri adresini Bademli adresi olarak Dikili Nüfus Müdürlüğü yetkili memuruna beyan etmek suretiyle gerçek dışı beyanda bulunduğundan bahisle şikayeti olması üzerine, Dikili Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma neticesinde "şüpheli ile müştekinin boşanma aşamasında olduğu, müştekinin beyanından da anlaşılacağı üzere boşanma aşamasında olan müşteki ile şüphelinin belirtilen adreste daha önce birlikte kaldıkları, şüphelinin boşanma sürecinde bu adreste kaldığı bu sebeple mernis adresi olarak bu adresi nüfus müdürlüğüne beyan ettiği, belirtilen adreste kalmamış olsa dahi beyanın gerçekliliğini etkilemeyeceği hususları dikkate alındığında gerçek dışı beyanın söz konusu olamayacağı" gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de;
Somut olayda kapsamında, müştekinin şüpheli ile aralarında boşanma ve süregelen ceza davaları olduğu hususunu ileri sürdüğü, müşteki vekilinin dilekçesi ekinde aile konutu şerhi konulduğuna dair Tapu Müdürlüğünce tanzim edilmiş yazı suretinin eklendiği, ancak Dikili Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında, Tapu Müdürlüğünden şikayete konu taşınmaza aile konutu olduğuna dair kayıt konulup konulmadığı hususunun sorulmadığı, yine şüphelinin Dikili Nüfus Müdürlüğüne vermiş olduğu beyan dilekçesinin anılan kurumdan istenilmediği, ortak konut olarak gösterilen taşınmazın konut vasfını haiz olup olmadığının tespit edilmediği anlaşılmakla, her iki belgenin ilgili kurumlardan teminini müteakip, şüphelinin kuruma vermiş olduğu adres taşıma beyanında husumetli olduğu müştekinin adresini taşınmasını beyan edip etmediği ve söz konusu adresin konut vasfını haiz olup olmadığı tespit edilmek suretiyle, şüphelinin anılan adrese aile konutu şerhi de koyulmasını talep ettiği gözetilerek, toplanacak delillerin sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik soruşturmaya dayalı karar verildiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi yerine yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla, gereği görüşülüp düşünüldü;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, Bergama Sulh Ceza Hakimliğinin 31/10/2019 tarihli ve 2019/1906 değişik iş sayılı kararının CMK’nin 309/4-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 21/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.