23. Hukuk Dairesi 2018/1266 E. , 2020/2999 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
İLK DERECEMAHKEMESİ : Çorum 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl ve karşı davada alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davacının davasının kabulü ile davalının karşı davasının reddine yönelik verilen hükmün davalı-karşı davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı-karşı davacılar vekili Av. ... ile davacı karşı davalı vekili Av. ..."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı-karşı davalı vekili, taraflar arasında imzalanan tuğla kiremit ham maddesi arama sözleşmesi gereği müvekkiline ödenmesi gereken bakiye bedelin ödenmediğini, davalı tarafından tamamıyla kötü niyetle sözleşmeye aykırı davranılarak onay sürecinden imtina edildiğini ileri sürerek 135.000,00 TL"nin faiziyle tashilini talep ve dava etmiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, sözleşme gereği davacıya maaşların ödendiğini, ham madde arama süresinin üç ay olarak belirlenmiş olmasına rağmen davalının 18 gün çalışmak suretiyle sahayı terkettiğini, ... numunelerinin kiremit üretimine uygun olmadığından onaylanmadığını savunarak davanın reddini istemiş, karşı davada ise sözleşmenin tam ve gereği gibi ifa edilmemesi sebebiyle müvekkili kooperatifin zararı olduğunu ileri sürerek, 55.000,00 TL"nin ticari faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacı tarafın sözleşme ile üstlendiği işi gereği gibi yerine getirdiği ve sözleşme ile kararlaştırılan bedele hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabülüne, karşı davanın reddine dair verilen karar davalı-karşı davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesince, esas dava açısından, taraflarının davacının ... adına ..., davalının ise ... San. Koop. olduğu, hükmün bu taraflar esas alınarak kurulmuş olduğu, ancak yerel mahkeme karar başlığı incelendiğinde davalı-karşı davacı olarak işbu gerçek kişilerin isimlerinin de yazıldığı, karar başlığının dava dilekçesindeki gibi düzeltilmesi gerektiği, karar başlığının düzeltilmiş haliyle esas hüküm, harç ve vekalet ücreti açısından da infazda herhangi bir tereddüdün kalmayacağı, karşı davanın dava dilekçesindeki gibi düzeltilmesi gerektiği , ayrıca davanın esası hakkında, taraflar arasındaki sözleşme ve teklif içeriğine göre davacı ile davalı arasında tuğla-kiremit hammaddesi aranması için anlaşma düzenlendiği, anlaşmanın sadece tuğla hammaddesi için düzenlenmediği, davacının bulduğu tuğla-kiremit hammaddesi üzerinde bazı işlemler yapılmasının tuğla-kiremit hammaddesinin bulunduğu gerçeğinin ve davacının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirdiği gerçeğini değiştirmeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresinde davalı-karşı davacı vekilince süresinde duruşmalı temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya duruşmalı olarak incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Dava, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece jeoloji mühendisinden alınan raporda ..”laboratuvar sonuçlarına göre de bazı işlemler yapılarak kullanılabilecek hammadde olduğu ancak hammadde sıkıntısı çekmedikçe ve zorunlu kalmadıkça maliyeti ve üretim işlemlerini artıracağından tercih edilen bir yöntem olmadığının” belirtildiği yine ODTÜ jeoloji mühendislerinden alınan ek rapor da “..... literatürde değinilen plastiklik değeri biraz düşük olarak bulunmuş olan değerin üretim sırasında bazı ön işlemlerle yükseltilmesinin mümkün olduğunun saptanması karşısında bulunmuş olan hammaddenin tuğla-kiremit sektöründe kullanılmasının uygun olduğu” şeklinde görüş bildirilmiştir. Bilirkişilerin bu görüşleri taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacı tarafça taahhüt edilen hammaddenin bulunduğu ve sözleşme ediminin yerine getirildiği sonucuna varılmasına engel olmaktadır. Diğer bir ifade ile bilirkişilerin raporları tam kanaat verici nitelikte değildir. Bu durumda mahkemece, çevrede diğer tuğla-kiremit üreticileri tarafından kullanılan hammaddelerin ön işlemlerle katkı eklenerek tuğla-kiremit üretimine uygun hale getirilip getirilmediği, bu işlemin maliyetinin ne olacağı ve tuğla-kiremit üreticisinin ekonomik anlamda tercih edip etmeyeceği hususlarında mevcut raporları da dikkate alan tuğla-kiremit sektöründe uzman bir bilirkişinin de yer alacağı bilirkişi kurulundan rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının bulduğu hammaddenin sözleşmeye uygunluğu tam olarak araştırılmadan eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Öte yandan davacı tarafça davalı kooperatif tarafından hammaddenin bulunduğu yer için ruhsat rezervasyonu başvurusunda bulunulduğu iddia edilmiş olmakla dava konusu hammaddenin bulunduğu yerle ilgili davalı tarafça ruhsat alınmış olması halinde davacı taraf sözleşmedeki edimini yerine getirmiş kabul edileceğinden bu husus yeterince araştırılmadan karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Çorum 1. Asliye Ticaret Mahkemesi kararı ile bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararı usul ve yasaya aykırı görüldüğünden kararın BOZULMASINA, HMK"nun 373/1. maddesi gereğince Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan davalı karşı davacı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak, davalı karşı davacıya verilmesine, 13.10.2020 tarihinde oybirliği ile kesin olarak karar verildi.