16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2983 Karar No: 2016/9111 Karar Tarihi: 17.11.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/2983 Esas 2016/9111 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/2983 E. , 2016/9111 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu Tellioğlu Köyü çalışma alanında bulunan 122 ada 16 parsel sayılı 16.259,90 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalılar murisi ... adına 1/5 hisse ile tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak ... hissesine karşı tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 122 ada 16 parsel sayılı taşınmazda ... adına kayıtlı olan 1/5 pay 325198/1625990 pay kabul edilmek suretiyle, 123603/1625990 payın tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davalıların murisi ... 18.03.1980 tarihli senet ile davacı ...’ye 2 dönüm yer sattığı halde, davacı adına dava dışı 122 ada 10 parsel sayılı parselde 763 metrekare yüzölçümlü taşınmazın tespit ve tescil edildiğini, bu taşınmazın satın alınan taşınmazı yüzölçümü itibariyle karşılamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Davacının zilyedi olduğu ‘Küçük Küfe’ olarak adlandırılan 2 dönüm taşınmazını 18.03.1980 tarihinde davalılardan eşi olan Ahmet ile ...’e sattığı, karşılığında kayınbabası olan muris ...’den aynı tarihli senetle 2 dönüm taşınmaz aldığı toplanan delillerden anlaşılmıştır. Her ne kadar, davalıların murisleri Mustafa’dan, 18.03.1980 tarihli senetle 122 adada bulunan taşınmazlardan 2 dönümlük bölümünün, davacı ...’ye satıldığı, bu satışa istinaden 122 ada 10 sayılı 763 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tescil edildiği dosya kapsamından anlaşılmakta ise de; davacının çekişmeli taşınmazdan talep ettiği 1267 metrekarelik bölümünün zilyetliğinin devredildiğine ilişkin bir bilgi bulunmadığı gibi senette yazılı olan satış tarihinden ölüm tarihi olan 2005 yılına kadar taşınmazın muris Mustafa ile paydaşları tarafından kullanıldığı anlaşılmaktadır. Tapusuz taşınmazların devri menkul mal hükümlerine tabi olup, zilyetliğin devri zorunludur. Somut olayda, murisin sağlığında zilyetliğin devredilmediğine ve davacı ...’nin taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin, kayınbabası olan muris Mustafa’nın ölümünden sonra başlamış olmasına göre, bu tarihten sonra sürdürülen zilyetliğin tereke adına olduğu kuşkusuzdur. Başka bir deyişle, davacı ...’nin taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin, taraflar arasındaki mirasçılık ilişkisi devam ettiği sürece tereke adına olduğunun kabulü gerekecektir. Hal böyle olunca; davacı tarafından kanıtlanmayan davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 17.11.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.