Esas No: 2018/563
Karar No: 2022/4734
Karar Tarihi: 21.03.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/563 Esas 2022/4734 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/563 E. , 2022/4734 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın temyiz talebinin hükmün esasına yönelik, katılan vekilinin temyiz talebinin ise vekalet ücreti verilmesine yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Adana Cumhuriyet Başsavcılığının 04.07.2013 tarih ve 2013/15914 Esas sayılı iddianamesi ile mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak sanık hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarından kamu davası açıldığı halde, “sahte fatura kullanma” suçundan hüküm kurulmadığı anlaşıldığından; Mahkeme tarafından ayrıca hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08.11.2018 tarihli, 2018/427 Esas ve 2018/517 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, sahte fatura düzenleme ve kullanma suçlarında, suça konu faturaların 213 sayılı VUK'nin 230. maddesine göre yalnızca unsurlarının tespiti amacıyla incelenmesinde zorunluluk bulunmadığı anlaşıldığından, tebliğnamedeki bu hususa ilişen bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
.... Teks.Konf.İml.Paz....Ltd.Şti.nin yetkilisi olan sanığın “2010 takvim yılında sahte fatura düzenlediği” iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında,...isimli kişinin adına şirket kurduğunu, kendisinin sahte fatura düzenlemediğini beyan etmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
1)İlgili vergi dairesinden ve faturaları kullanan mükelleflerden de araştırılmak suretiyle fatura asıllarının, ilk yoklama fişi aslının, belge basım formlarının ve şirketin kuruluşuna ilişkin tüm belgelerin temin edilmesi, temin edilecek bu belgeler sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; ......’un açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak çağrılması, duruşmada çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra faturalar ve diğer belgeler gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; sanık ve bu kişinin yazı ve imza örnekleri ile faturalardaki ve diğer belgelerdeki yazı ve imzaların kime ait olduğu konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılması,
2)Fatura ve diğer belgelerdeki yazı ve imzaların sanığa ya da savunmasında bildirdiği kişiye ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
b)Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise dosyalarının getirtilip incelenerek ilgili belgelerin onaylı örneklerinin dosya arasına alınması,
c)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler, tanık sıfatıyla duruşmaya çağrılarak, CMK'nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatıldıktan sonra sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları, sanığı tanıyıp tanımadıkları ve faturaların düzenlenmesi konusunda sanığın bir iştiraki bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile mahkûmiyet hükmü kurulması,
3)Kabule göre de;
a)Hükmün gerekçesinde, sanığın “sahte fatura düzenleme” suçundan cezalandırıldığı belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında suç adının “defter ve belgeleri ibraz etmeme” olarak yazılması suretiyle çelişkiye neden olunması,
b)TCK‘nin 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümleri uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi,
c)Sanığın mahkûmiyetine karar verildiği halde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu avukatlık ücretine hükmolunmaması,
d)TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, mahkûmiyet hükmüne yönelik aleyhe temyiz bulunmadığından, ceza miktarı itibarıyla sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 21.03.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.