10. Hukuk Dairesi 2009/11640 E. , 2010/1089 K.
"İçtihat Metni".....
Dava, 2926 sayılı Kanun kapsamında ......sigortalısı olarak tescil edildiği 01.01.1985 tarihinden itibaren bu kapsamdaki sigortalılığının devam ettiğinin tespiti ile yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere göre, davalı Kurumun sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
2-Davacının sigortalılık süresinin tespitine ilişkin hüküm isabetli bulunmuş olup, aylık bağlanmasına dair hükmün incelenmesine gelince; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 30.3.2005 tarih ve 2005/10-138 esas, 2005/221 karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere, davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanuna 4447 sayılı Kanunla eklenen Geçici 10. maddede; Bağ-Kur sigortalılarının tam yaşlılık aylığı ve kısmî yaşlılık aylığına hak kazanmalarına ilişkin istisna ve geçiş dönemi koşulları düzenlenmiş olup, bu yönde; 4447 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte bulunan hükümlere göre, anılan Kanunun yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı (=01.10.1999) itibarîyle aylık bağlanmasına hak kazananlarla, aylık bağlanmasına hak kazanmalarına iki tam yıl veya daha az süre kalan sigortalıların önceki hükümlere göre, tam veya kısmî yaşlılık aylığı hakları saklı tutulmuştur. Yine, tam yaşlılık aylığına ilişkin geçiş dönemi özel koşulları 4447 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce sigortalı olup da 01.10.1999 tarihi itibariyle bayan sigortalı ise 20, erkek sigortalı ise 25 tam yıl prim ödeme süresinin dolmasına, 2 yıldan fazla kalanlar için, kalan sürenin fazlalığına bağlı olarak artan şekilde yaş koşulu da getirilmek suretiyle kademeli olarak düzenlenme yapılmıştır. Ne ki, tam yaşlılık aylığına ilişkin geçiş dönemi hükümlerinin Anayasa Mahkemesince iptal edilerek, bu iptal kararının 23.05.2002 tarihinde yürürlüğe girmesi üzerine, yeni yasal düzenleme 01.06.2002 yürürlük tarihli 4759 sayılı Kanunla getirilmiştir.
.....
Uyuşmazlık; yaşlılık aylığında kademeli geçişi öngören 4759 sayılı Kanunun yürürlüğünden sonra yapılan askerlik borçlanmasının, kademeli geçişte aranan sigortalılık süresinin hesabında dikkate alınıp alınmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Sigortalılara askerlikte er olarak geçen hizmet süreleri ve yedek subay okulunda geçen sürenin tamamını borçlanma olanağı veren 1479 sayılı Kanunun ek 9. maddesi uyarınca borçlanılan sürenin, sigortalılık süresi olarak değerlendirilebilmesi, başvuru ile Kanunda belirtilen süre içerisinde olmak üzere borçlanma primlerinin Kuruma ödenmiş olması koşuluna bağlı bulunmaktadır. Kanunda belirtilen borçlanma koşulları gerçekleşmeden, askerlikte geçen sürenin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesine kanuni olarak olanak bulunmamaktadır.
4759 sayılı Kanunun 7. maddesi ile 1479 sayılı......Kanununa eklenen geçici 10. maddenin 2. fıkrasının yürürlüğe girdiği tarihi takip eden aybaşı olan 01.06.2002 tarihi itibariyle davacı sigortalının toplam 23 yıl 4 ay 21 gün sigortalılık süresi bulunmaktadır. Askerlik borçlanma talebi ve borçlanma primlerinin ödenmesinin ise, anılan maddenin yürürlüğünden sonraki tarihlerde yapıldığı belirgindir.
Anılan maddede öngörülen geçiş dönemi yaşlılık aylığı koşullarının belirlenmesinde sigortalının, 01.06.2002 tarihinde mevcut ve geçerli sigortalılık sürelerinin dikkate alınması kanun hükmü gereğidir. Anılan tarihten sonra askerlik borçlanması yoluyla elde edilen sigortalılık süresinin, geçiş dönemi koşullarının belirlenmesinde dikkate alınması mümkün değildir. Hal böyle olunca, davacının yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin isteminin bu kapsamda değerlendirilerek sonucuna göre hüküm verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Üye, ..."in muhalefetine karşı; Başkan ..., Üyeler; ..., ... ve ..."ın oylarıyla ve oyçokluğuyla 28.01.2010 gününde karar verildi.
......
KARŞI OY
......... borçlanma ayrı bir rejime tâbi tutulmalıdır. Aksi taktirde, borçlanma ile getirilen amaç, gerçekleştirilemez. O zaman, borçlanma yasalarının yürürlüğe konulmasının bir anlamı kalmaz.
Borçlanmayı ayrı bir rejim olarak görmeyen ve sigortalılar aleyhine bir uygulama getiren ve bu şekilde sosyal güvenlik hukukunun gelişmesine bir katkısı bulunmayan sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.
Örnek nitelikteki mahkeme kararının Onanması görüşündeyim. Saygılarımla.
........