19. Hukuk Dairesi 2014/2239 E. , 2014/7542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükme davacı vekili 06.11.2013 tarihli dilekçesi ile tavzih talep etmiş, mahkemece 16.12.2013 tarihli ek karar ile tavzih isteminin reddine karar verilmiş, asıl ve ek kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili; taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişki nedeniyle faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin davacı şirkete 10 adet çek ile 30.500,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca 2.500,00 ve 4.500,00 TL bedelli senetler ile de ödeme yaptığını, bir kısım malların ise 6.070,27 TL bedelli iade faturası ile davacıya iade edildiğini, bakiye bedelin ise davacı şirketin pazarlama elemanı ..."a ödendiğini, hatta karşılıklı alacak borç ilişkisi kalmadığına ilişkin ibraname düzenlendiğini savunarak davanın reddini ve kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; davalı tarafça belirtilen 4.500,00 TL bedelli senedin davacı şirket yetkilisi ve ortağı olduğu anlaşılan ..."a ödendiği, 31.03.2005 ve 30.04.2005 tarihli 3.500,00 TL bedelli çeklerin de davacı şirket adına keşide edilip ödendiği, 10.07.2005 vade tarihli 2.500,00 TL bedelli senedin ise ibranamede geçtiği şekilde davacı şirket elemanı ..."a elden ödendiği, davalı vekilince sunulan 20.10.2005 tarihli protokol uyarınca ... tarafından müşterilerden yapılan tahsilatların davacı şirket tarafından kabul edilmiş sayıldığı, davalı tarafça yapılan bu ödemelerin toplam tutarı olan 14.000,00 TL"nin talep edilen alacak tutarından düşülmesi gerektiği, davacı şirketin 2.669,88 TL alacaklı olduğu, alacağın likit olduğu, davacı tarafın reddedilen kısımla ilgili kötüniyetli olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, icra inkar ve kötüniyet tazminatı taleplerinin kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Dairemiz bozma ilamında; “.....bank ... Şubesi"nin 24.04.2008 tarihli cevabi yazısında 20.08.2005 vadeli 4.500,00 TL bedelli borçlusu ... olan senedin ... tarafından hesabına tahsil edilmek üzere tahsil için verildiği ve 24.08.2005 tarihinde alacaklı hesabına geçirildiği bildirilmiştir. Davacı şirket sözü edilen senedin taraflarından olmayıp bu ödemenin davacı şirkete yapılmış bir ödeme olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeksizin mahkemece delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. “ denilmiştir.
Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; senetle yapılan ödemenin davacıya yapılmış bir ödeme sayılamayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı borçlunun icra takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, takibin Yargıtay bozma ilamı gözetilerek 7.169,88 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişken oranda reeskont faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin asıl alacak ve işlemiş faiz taleplerinin reddine, koşulları oluşmakla hüküm altına alınan asıl alacağın % 40"ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine davalının itirazında haklı çıktığı ve bu nedenle red edilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak % 40 oranındaki kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili 06.11.2013 tarihli dilekçesi ile davalı lehine reddedilen kısım üzerinden 1.140,00 TL. vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken sehven yapılan maddi hata ile 2.174,67 TL. nisbi vekalet ücretine hükmedilmiş olması sebebiyle hükmün bu kısmının tavzih yolu ile düzeltilmesini, davalı vekili de 18.11.2013 tarihli dilekçesi ile davalı lehine hükmedilen kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün 3 nolu bendinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine şeklinde düzeltilmesini talep etmiş olup Mahkemece verilen 16.12.2013 tarihli ek karar ile davacı vekili tarafından tavzihi istenen hususun temyizinin mümkün olduğu gerekçesiyle tavzih isteminin reddine, davalı vekilinin tavzih isteminin kabulüne karar verilmiş ve davalı lehine hükmedilen tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine tavzihen karar verilmiştir.
1-Davacının öncelikle tavzih isteminin reddine karar verilen mahkemenin 16.12.2003 tarihli tavzih talebinin reddine ilişkin karara yönelik temyiz itirazı yönünden; davacı vekilinin tavzih istemi davalı lehine reddedilen kısım üzerinden hüküm altına alınan nisbi vekalet ücretine ilişkindir. Bilindiği üzere HMK"nın 305. maddesine aykırı düşecek şekilde tavzih ile hüküm fıkrası değiştirilemez, genişletilemez ve sınırlandırılamaz. O halde mahkemece anılan yasa maddesine aykırı tavzih isteminde bir isabetsizlik görülmemiş olup dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tavzih isteminin reddine ilişkin mahkemenin 16.12.2003 tarihli ek kararına yönelik yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile ek kararın onanması gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Davacı vekilinin temyiz istemi davalı lehine reddolunan miktar üzerinden fazla takdir edilen vekalet ücretine ilişkindir. Hükmün 9 no"lu bendinde “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince ret edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.174,67 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” denilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde 16.669,88 TL. talep etmiş olup harcı bu miktar üzerinden yatırmıştır. Davada kabul edilen kısım 7.169,88 TL. olup bu miktar toplam talep edilen alacak miktarından mahsup edildiğinde davalı lehine reddedilen miktar ise 9500 TL. olup 2013 yılına ait AAÜT’nin 12. md. gereği davalı lehine %12 oran üzerinden hükmedilecek vekalet ücreti ise 1.140 TL.dir. Bu hükme aykırı olarak davalı yararına reddedilen 9.500 TL. üzerinden 2.147,67 TL. nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sy. HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sy. HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ : Yukarıda (1) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin mahkemece verilen 16.12.2003 tarihli tavzih isteminin reddine dair ek karara karşı yapmış olduğu temyiz itirazlarının reddi ile ek kararın ONANMASINA, (2) no"lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin öteki temyiz itirazlarının reddine, (3) no"lu bentte açıklanan nedenlerle hükmün 9 no"lu bendinde yer alan “Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT. gereğince ret edilen kısım üzerinden hesaplanan 2.174,67 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” sözcük dizisinin çıkarılarak yerine “Karar tarihinde yürürlükte bulunan 2012 yılına ait Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 12. maddesi uyarınca hesap edilen 1.140,00 TL. nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” sözcük dizisinin eklenerek hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 16.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.