9. Ceza Dairesi 2017/8 E. , 2017/128 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : Ağır Ceza Mahkemesi
Hüküm : Mahkumiyet
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı ve ekindeki dava dosyası, 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun"un 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar kapsamında bir bütün halinde incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklar hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan açılan davanın yargılaması sonunda Erzurum 3. Ağır Ceza Mahkemesi"nin 31.12.2010 tarih ve 2008/273-2010/156 sayılı mahkumiyet kararının sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 01.11.2016 tarih ve 2015/6752-2016/8068 sayılı kararı ile; "BOZULMASINA," oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 15.12.2016 tarihli itiraz dilekçesinde; "Oluşa ve dosya kapsamına göre sanıkların, iki paket halindeki 650 gr. toz esrarı iştirak halinde ... plakalı araç ile naklettikleri sırada yakalandıkları sabit olup yerel mahkemesince TCK 188/3. maddelerinde sayılan seçimlik hareketlerden uyuşturucu maddeyi kullanma amacı dışında nakletmek suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Sanıkların seyahat süresi içinde belirtilen miktardaki toz esrarı kullanmak suretiyle tüketmeleri tıbben mümkün değildir.
Ayrıca sanıklar Bingöl ilinde oturmakta olup, yanlarında belirtilen miktar esrar ile Erzurum"a giderken Erzurum girişinde yakalanmışlardır ve Erzurum"a gidiş nedenleri uzun süreli kalmak değildir. Bir beyanlarında eğlenmek amaçlı Erzurum"a gittiklerini, diğer beyanlarında (sanık ... beyanı) hasta ziyareti için Erzurum"a gittiklerini ifade etmişlerdir." kanaati ve kullanmak amaçlı yolda temin ettikleri suça konu esrarı, ikametlerine götürmek amaçlı bulundurduklarına dair savunması olmayan sanıkların, dosya kapsamından anlaşılan eylemleri; kendileri açıklıkla ifade etmemiş olsalar dahi, savunmaları arasındaki farklılık ve çelişkiden, suça konu esrarın saklanış halinden, kısa süreli seyahat esnasında üç kişi tarafından tüketilemeyecek miktarda oluşundan ve sair dosya içeriğinden, yerel mahkemenin kabulü gibi kişisel kullanım amacı dışında uyuşturucuyu (esrarı) nakletmek olduğu halde, Dairemizin "sanıkların eylemlerinin kişisel kullanım yönünden değerlendirilmesi gerektiğine" dair bozma kararının usul ve yasalara aykırı olduğu, bu nedenle Dairemizin itiraza konu yerel mahkeme hükmünün bir bütün olarak onanması düşüncesiyle Dairemizin kararına karşı itirazda bulunmuştur.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile Dairemiz arasındaki uyuşmazlık, sanıklara yüklenen uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sübut bulup bulmadığına ilişkindir.
İtiraz, 6352 sayılı Kanun"un 99. maddesi ile 5271 sayılı CMK"nın 308. maddesine eklenen 2 ve 3. fıkralar kapsamında bir bütün olarak incelendiğinde; dosyadaki belge ve bilgilere göre; tüm aşamalarda yüklenen suçu inkar eden sanıkların uyuşturucu madde ticareti yapma suçunu gizlemek ve bu suçun cezasından kurtulmak amacıyla yakalanan maddeleri birlikte kullanmak için bulundurduklarına dair beyanlarının bulunmadığı, aksi söz konusu olsa bile Bingöl ilinde ikamet eden ve uzun süreli kalma amacı olmaksızın Erzurum iline giden sanıkların suça konu esrarı gidiş-geliş süresince tüketmelerinin mümkün olmaması ve sanıkların uyuşturucu madde kullandıklarının teknik yöntemlerle saptanmaması karşısında, sanıkların savunmaları arasındaki çelişki ve de suça konu esrarın saklanma şekli de dikkate alınarak, suça konu esrarı kullanma amacı dışında nakletme eyleminin gerçekleştiği ve sanıklara yüklenen uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun sübut bulduğu anlaşıldığından, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın itirazı yerinde görülerek kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR :
1- İtirazın kabulü ile itiraza konu Dairemizin 01.11.2016 tarih ve 2015/6752 - 2016/8068 sayılı bozma kararının kaldırılmasına,
2- Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müsadereye ilişkin hüküm fıkrasında emanet numarasının "2009/229" yerine "2004/229" olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Her ne kadar sanık ...’ın tekerrüre esas alınan ilamdaki hangi mahkumiyetinden dolayı mükerrir sayıldığı gösterilmemiş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.01.2013 tarih, 2012/1431 esas ve 2013/18 sayılı kararında da belirtildiği üzere, mahkemenin hükümlü hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki iradesini açıkça ortaya koymasının yeterli olduğu, bu nedenle tekerrüre esas alınabilecek bir hükümlülüğün bulunması halinde bu mahkumiyetin, birden fazla hükümlülüğün bulunması halinde ise bunlardan en ağır olanın infaz aşamasında kendiliğinden dikkate alınması ve uygulanması mümkün görüldüğünden bu husus ile sanığının adli sicil kaydının duruşmada okunup diyeceklerinin sorulması karşısında, CMK"nın 226/2. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeksizin TCK"nın 58. maddesinin uygulanması bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda tartışılıp sanıkların suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, sanıklar ... ve ... hakkında cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanıklar müdafilerinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 24.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.