1. Hukuk Dairesi 2013/22323 E. , 2014/1137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : TEFENNİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2013
NUMARASI : 2012/68-2013/18
Yanlar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece karar verilmesine yer olmadığına ilişkin olarak verilen karar davalı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi.raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, dava tarihinden sonra taşınmazın boşaltıldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davalıya gönderilen dava dilekçesinin mernis adresi olduğundan bahisle 06.08.2012 tarihinde Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesi uyarınca muhtara bırakıldığı, aynı adrese gönderilen sonraki tebligatların ise iade edildiği, Tefenni İlçe Nufus Müdürlüğünden gelen 15.01.2013 tarihli yazıdan davalının 03.04.2012 tarihinden 23.07.2012 tarihine dek mernisteki adresinin dava konusu taşınmaz olarak göründüğü 23.07.2012 tarihinde sonra başka bir adrese nakledildiği dava dilekçesinin davalıya gönderildiği tarihte davalının başka bir yerde ikamet ettiği ve mernis adresinin de dava konusu taşınmaz olmadığı anlaşıldığına göre dava dilekçesinin davalıya usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. HMK(Hukuk Muhakemeleri Kanunu)"nun 27. maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, hukuki dinlenilme hakkına riayet edilmeden başka bir ifadeyle tarafları dinlemeden, onları, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden mahkeme hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür.
Öte yandan, tebligatın nasıl ve kimlere yapılacağı adres araştırması ve tespitinin yöntemi 7201 sayılı Tebligat Kanununda gösterilmiş, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 48 ve diğer maddelerinde de adres bilgilerinin tutulması, güncellenmesi ve kullanılması ile ilgili hükümler öngörülmüştür.
Öncelikle; yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması asıldır. Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usuli işlemdir. Tebliğ ile ilgili Tebligat Kanunu ve Tüzük hükümleri şeklidir. Bu nedenle,tebligata ilişkin yasal hükümlerin gözden uzak tutulmaması ve uygulanması zorunludur.
Kural olarak ‘tebligat’ tebligat yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapılır.(Teb. K. 10. md.) Son adreste bulunamamışsa, teblig memuru bulunabileceği adresi araştırır. Bulamazsa, durumu Muhtarlığa onaylatmak suretiyle saptar.(Teb. K 28 md.) Tebliği çıkaran kuruluşa bildirir. İlgili kuruluş adresi kişinin mensubu olduğu kurumlardan Tapu, Muhtarlık, Nüfus,Vergi Dairesi, Belediye idaresinden adresini araştırır. Buna rağmen, adres tespit edilemezse adres meçhul sayılarak ilanen tebligat kararı verilebilir.(Teb. K 46. md.) Özetlenen ilkeler, yasal ve yargısal uygulamalarla benimsenmiş öğretide de bu yönde görüşler ifade edilmiştir.Baki Kuru HMU 2. Cilt S.1582-1583)
O halde, yukarıda belirtilen işlemler yapılmaksızın ve ilkeler göz ardı edilerek sonuca gidilmiş olmasının doğru olduğu kabul edilemez. Esasen, taraf teşkilinin sağlanması Anayasanın 90/son maddesi delaletiyle AİHS"nin 6. maddesi hükmü uyarınca adil yargılanma hakkının da bir gereğidir. Bu durumda dava dilekçesinin yöntemine uygun tebliğinden söz edilemez. Bunun sonucu olarak da davalının eldeki davada savunma hakkını kullanamadığı aşikârdır.
Hal böyle olunca; dava dilekçesini usulüne uygun şekilde davalıya tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra yanların gösterecekleri delillerin eksiksiz olarak toplanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
Davalı tarafın temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.