10. Hukuk Dairesi 2009/16133 E. , 2010/1081 K.
"İçtihat Metni"......
Dava, ......emizlik işlerinde 01.08.1992-25.04.1996 tarihleri arasında aralıksız olarak hizmet aktiyle çalıştığını belirterek; 1992-1994 yılları arasında davalı ......, 1995 yılından sonra da davalı ......... bünyesinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanunî gerektirici sebeplere göre, davalı Kurumun sair temyiz itirazlarının REDDİNE;
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın geçici 7/1. maddesi hükmünde yer alan düzenleme ile genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 506 sayılı Kanunun 79. maddesi olduğu kabul edilmelidir.
Davacı, dava dilekçesinde, her bir davalı işverene bağlı olarak, belirttiği dönemler içinde hizmet aktiyle çalıştığını ileri sürmüş ve bu dönemlerde sigortalı olduğunun tespitini istemiştir. Mahkemenin bu talebe ilişkin kararı toplanan delillere göre yerinde ise de, aynı işyerinde gerçekleşen ve fakat farklı işverenler nezdinde geçen çalışma sürelerinin, Kuruma verilen işe giriş bildirgeleri ve diğer işverenlikte başlama tarihleri gözetilmek suretiyle belirlenmediği, tespite ilişkin kararın bu hali ile, infaza elverişli olmadığı görülerek kurulan hüküm isabetsiz bulunmuştur. Hukuk Usulü Muhakemesi Kanunu’nun 388-389. maddeleri gereğince, mahkeme dava konusu edilen her bir talep hakkında açık ve tereddüde yer vermeyecek şekilde ayrı ayrı hüküm kurmalı, kurulan hüküm infaza elverişli bulunmalıdır.
Zira, 506 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “işveren; ...sigortalıları çalıştıran ... kişiler...” olarak tanımlanmış olup, hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, kim
./..
-2-
olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır. Aynı zamanda yazılı delil niteliğindeki bildirgenin fiili çalışmayı doğrulayıp doğrulamadığının da tespiti gerekmektedir. 506 sayılı Kanuna ilişkin hizmet tespiti davalarında, Sosyal Sigortalar Kurumu yasal hasım konumunda olup, elde edilecek hükmün sigortalılık hakları yönünden uygulayıcısı konumundadır. İşverenin kim olduğu konusunda kuşku bulunan bu davanın niteliği itibariyle, alınacak ilam; sonuçta, ..... tarafından infaza ve böylece sigortalının bu hakkının tesciliyle sigorta primlerinin işverenden tahsiline yol açacağından sigortalıyı çalıştıran gerçek veya tüzel kişilere karşı da açılması gerekir. Bu nedenle, mahkemece, davacının her bir davalı işveren nezdindeki çalışma süreleri belirtilmeksizin kurulan hüküm; infaz sırasında tereddüde yer verecek nitelikte olduğundan, usule veya yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün tümüyle silinerek, yerine;
“Davacının, 01.08.1992-03.08.1993 tarihleri arasında davalı..... Şti. işyerinde,
04.08.1993-01.04.1994 tarihleri arasında daval..... işyerinde,
02.08.1994-27.02.1995 tarihleri arasında davalı ...-....... işyerinde aralıksız olarak asgari ücretle hizmet aktine dayalı çalıştığının tespitine,
Eksik karar ve ilam harcı olan 5,22 TL"nin davalı ... dışındaki davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
7,88 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre 450,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa ödenmesine,
80,00 TL bilirkişi, 7,50 TL tebligat, 8,20 TL müzekkere masrafı olmak üzere toplam 95,20 TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,” hükmünün yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
......