Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1046
Karar No: 2012/371
Karar Tarihi: 25.01.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/1046 Esas 2012/371 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2011/1046 E.  ,  2012/371 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki birleşen sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde birleşen dosya davacısı... vekili ile asıl ve birleşen dosyalar davalısı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Asıl dava davacısı vekili, borçlu tarafından devredilen taşınmazın satışından sonra sıra cetveli düzenlendiğini, bu taşınmaz hakkında açtıkları tasarrufun iptali davası sırasında 22.1.2003 günü ihtiyati haciz cümlesinden ihtiyati tedbir konulduğunu ve davanın kabul edildiğini, davalı ... tarafından da tasarrufun iptali davası açıldığını ve 20.2.2003 günü ihtiyati tedbir konulduğunu, söz konusu davanın da kabulle sonuçlandığını, adı geçen davalının, diğer davalı ... hakkında açtığı davada...’ın alacağının üçüncü kişilerden mal kaçırmak kasdı ile oluşturulduğu gerekçesi ile bu kişi lehine konulan haczin terkinine karar verildiğini, her iki alacaklının alacaklarının muvazaaya dayandığını, davalıların alacaklarının muvazaaya dayandığını ve alacaklarının gerçekliğini ispatlamak yükü altında olduklarını, öte yandan davalı ...’ın açtığı dava sonunda diğer davalı ...’ın haczinin terkin edilmesine rağmen, bu haczin tarihinin davalı ...’ın haciz tarihi olarak gösterilmesinin de yasaya aykırı olduğunu, adı geçenin haczinin 20.1.2003 değil, 20.2.2003 tarihinde konulduğunu ileri sürerek, davalı ...’ın birinci ve ikinci, davalı ...’ın beşinci sıradaki takip dosya alacaklarının muvazaalı olması nedeniyle sıra cetvelinden çıkartılmalarına, davalı ...’ın haciz tarihi itibariyle müvekkilinden sonra yer alması gerekmesi nedeniyle sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Asıl dava davalısı ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, muvazaaya dayanan davada, davacının nisbi karar ve ilam harcı yatırması gerektiğini, davacının alacağı
    çeke dayalı olduğundan, altı aylık zamanaşımının dolduğunu, davacının elindeki aciz vesikasının, müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini, İİK.’nun 101. maddesindeki hakların alacaklının şahsına bağlı olduğunu ve takip dosyasını temlik alan davacının hacze iştirak talep edemeyeceğini, davacının muvazaa iddiasını ispatlamak zorunda olduğunu, daha evvel bir çok taşınmaz satışı gerçekleşmesine rağmen, davacının bu iddiayı o satışlarda ileri sürmediğini, asıl muvazaanın davacı, dava dışı borçlu ve diğer davalı arasında, müvekkilinden mal kaçırmak maksadıyla yapıldığını ve müvekkilinin dava dışı borçluya borç para vererek, karşılığında bono aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Asıl dava davalısı ..., yanıt vermemiştir.
    Birleşen dava davacısı vekili, davalılar ... ve ...’nın alacaklarının muvazaalı olduğunu, fazla faiz talep edildiğini, ayrıca bu davalılar lehine şerh edilen ihtiyati tedbirlerin hacze iştirak edemeyeceklerini, tasarrufun iptali davasının sadece davacı lehine sonuç doğuracağını ve açtıkları tasarrufun iptali davasının sonucunun sıra cetvelinde dikkate alınmadığını, ... vekilince açılan tasarrufun iptali davasında ihtiyati tedbirin 12.1.2007 günü ihtiyati hacze dönüştürüldüğünü, böyle bir dönüştürme işleminin yasal dayanağı bulunmadığını ileri sürerek, müvekkilinin alacağının davalılara ayrılan paydan ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen dava davalısı ... vekili, davanın süresinde açılmadığını, muvazaaya dayanan davada, davacının nisbi karar ve ilam harcı yatırması gerektiğini, sıraya ilişkin şikayetlerin İcra Mahkemesi"nde ileri sürülebileceğini, davacının muvazaa iddiasını ispatlamak zorunda olduğunu, daha evvel bir çok taşınmaz satışı gerçekleşmesine rağmen, davacının bu iddiayı o satışlarda ileri sürmediğini, asıl muvazaanın davacı, dava dışı borçlu ve diğer davalı arasında, müvekkilinden mal kaçırmak maksadıyla yapıldığını ve müvekkilinin dava dışı borçluya borç para vererek, karşılığında bono aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Birleşen dosya davalısı ... vekili, takip dayanağı borç ilişkisinin dava dışı alacaklı .... ile borçlu... arasında gerçekleştiğini, müvekkilinin alacağı daha sonra temlik aldığını, borçlunun şikayeti üzerine tefecilik suçundan yargılanan müvekkilinin beraatine karar verildiğini, borçlunun zorla senet imzalatmak suçundan yaptığı başvuru sonunda da müvekkilinin beraat ettiğini, borçlunun aciz vesikasının geçersizliği iddiasıyla açtığı davanın da İcra Mahkemesi"nce reddedildiğini, alacağın muvazaalı olması ihtimalinde bu çekişmelerin yaşanmayacağını, temlik veren...’in borçluya nakten borç para verdiğini ve karşılığında bono aldığını savunarak, davanın reddini ve diğer dava ile birleştirme kararı verilmesini istemiştir.
    Birleşen dosya davalısı ..., karşı davasında davacı ...’in, alacağının muvazaalı olduğunu ve takip dayanağı kıldığı çekin, altı aylık zamanaşımını doldurduğunu ileri sürerek, alacağının muvazaalı olduğunun kabulüne ve davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Karşı dava davalısı ... vekili, davanın yasal yedi günlük süreden sonra açıldığını, taraf olmadıkları bir dava ile birleştirmenin mümkün olmadığını, zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılması talebinin ancak borçlu tarafından ileri sürülebileceğini savunarak, karşı davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı, davacı ve birleşen dosya davalısı ...’nın haciz tarihinin 20.1.2003, birleşen dosya davacısı ...’in haciz tarihinin 28.1.2003 ve asıl ve birleşen dosya davalısı ...’ın haciz tarihinin 22.9.2004 günü olduğunun tesbiti ile buna göre sıralama yapılmasını teminen, davacı ve birleşen dosya davalısı ...’nın davalı ... aleyhine açtığı davanın kabulüne, son sırada yer alan...hakkındaki davasının ise hukuki yarar yokluğundan reddi ile asıl dosya davacısı ...’nın alacağının, sıra cetvelinde 1. ve 2. sırada yer alan ...’a ayrılan paydan ödenmesine, birleşen davanın kabulü ile birleşen dosya davacısı ...’in alacağının, 3. sırada yer alan ...’ya ayrılan paydan ödenmesine, birleşen dosya davalısı ...’ın alacağının sıra cetvelinde 3. ve 4. sırada ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, birleşen dosya davacısı ... vekili ile asıl ve birleşen dosyalar davalısı ... vekili temyiz etmiştir.
    Sıra cetveli kesin hacizlerle, ihtiyati hacizlerin kesin hacze dönüştükleri tarihlere göre düzenlenir. Davanın tarafları borçlu ve üçüncü kişilerle, birbirleri aleyhine tasarrufun iptali davası açmışlar ve bu davalar sırasında, dosyaya ve tapu kaydına yansıdığı biçimiyle, bedeli paylaşıma konu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbirler koydurmuşlardır. İtirazlar hem sıralamanın yanlış yapıldığı ve hem de alacakların muvazaalı olduğu iddialarına dayalıdır. Bu durumda yapılması gereken iş, öncelikle sıraya yönelik itirazların giderilmesi ve oluşacak yeni sıralamada, kendisine pay verilmesi gerektiği anlaşılan alacaklıların alacaklarının gerçekliğinin araştırılması olmalıdır.
    Davanın taraflarınca borçlu ve üçüncü kişiler aleyhine tasarrufun iptali davaları açılmış ve bu davalarda bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbirler konulmuştur. İhtiyati tedbirler (konuldukları tarihte yürürlükte bulunan) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 101 vd. maddeleri uyarınca kural olarak aynı münazaalı olan, bir diğer ifade ile davacının üzerinde ayni hak iddia ettiği malların üçüncü kişilere devrinin engellenmesi amacını güderler.
    Bir alacağın güvence altına alınması için öngörülen geçici hukuki himaye yolu ise ihtiyati haciz olup, bununla mal üzerinde bir ayni hak iddiası ileri sürülmemekte, malın üçüncü kişiye devrine engel olunmamakta, bunun yerine alacağın o malın satış bedelinden karşılanması ve malın devri halinde haczin, devralana karşı da dermeyan edilebilmesi imkânı sağlanmaktadır. Tasarrufun iptali davasında da Yasa’nın öngördüğü yol, iptale tâbi tasarrufun konusunu teşkil eden mal üzerine ihtiyati haciz konulmasıdır (İİK.m.281/II ve 257 vd.).
    Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle yapılması gereken iş, davanın taraflarınca açılan tasarrufun iptali davalarında tapu sicil müdürlüğüne yazılan yazıların ve dolayısıyla tapuya verilen tedbir şerhleri içeriklerinin, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 101 ve Türk Medeni Kanunu’nun 1010 uncu maddeleri uyarınca, taşınmazın devrini engelleme amacını güden ihtiyati tedbir mi, yoksa ihtiyati haciz mi olduğunun belirlenmesi olmalıdır. İhtiyati tedbirlerin sıra cetveline alınmayacağı tabiidir. İhtiyati hacizler ise tasarrufun iptali davasının karara bağlandığı tarihte kesinleşir ve bu tarihe göre, sıra cetvelinde yer alırlar, ayrıca İcra ve İflas Kanunu’nun 268 inci maddesi şartlarında, önceki hacizlere iştirak edebilirler.
    Öte yandan, ihtiyati tedbirin sonradan ihtiyati hacze dönüştürülmesinde, ihtiyati tedbirin konulduğu önceki tarihin değil, ihtiyati haczin tapuya işlendiği tarihin dikkate alınması gerekir. Davalı ... aleyhine açtığı tasarrufun iptali davasını kazanan ...’ın alacaklı olduğu Kahramanmaraş 1. İcra Müdürlüğü"nün 2003/139 sayılı takip dosyasından konulan haciz yerine, ...’ın alacaklı olduğu Kahramanmaraş 2. İcra Müdürlüğü"nün 2003/127 sayılı takip dosyasından konulan haczin tarihinin yazılması doğru değildir.
    Bu açıklamalar çerçevesinde, ihtiyati tedbirlerin sıradan çıkartılması ve ihtiyati hacizlerin durumuna göre sıralamanın belirlenmesinden sonra, muvazaaya yönelik iddiaların incelenmesine geçilmelidir. Sıralamada kendisine pay düşmeyen kimselere, muvazaa iddiasıyla dava açılmasında hukuki yarar bulunmamaktadır.
    Sıra cetveline, borçlu ile alacaklının anlaşarak, üçüncü kişilerden mal kaçırma kastı ile gerçekte mevcut olmayan bir alacağın oluşturulduğu iddiası ile itiraz edildiğinde, ispat yükü davalı alacaklıdadır. Davalı alacaklı, alacağının varlığını ve miktarını usulüne uygun delillerle ispatlamak zorundadır. Alacağın temliki halinde temlik edene karşı ileri sürülebilecek iddialar, temlik alana karşı da ileri sürülebileceği gibi, temlik alan da, temlik edenin dayandığı hukuki sebeplere dayanabilir. Davalı alacaklılar ve selefleri ile borçlu arasındaki delillerin değerlendirilmesi sonucunda, alacağın mevcut olmadığının anlaşılması halinde, davalıya sıra cetvelinde ayrılan payın, öncelikle davacının alacağının ödenmesine tahsisine (İİK.m.235’e kıyasen) karar verilmelidir.
    Mahkemece, yukarıdaki hususlar değerlendirilmeden, eksik inceleme ile ve özellikle infazı kabil olmayacak şekilde, kendisine pay düşmeyeceği anlaşılan sıralardan tahsis yapılması şeklinde, (karar tarihinde yürürlükte bulunan) 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 388 inci maddesine aykırı olarak tesis edilen kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, birleşen dosya davacısı Halil Taşpınar vekili ile asıl ve birleşen dosyalar davalısı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, peşin harçların istek halinde iadesine, 25.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi