12. Ceza Dairesi 2015/6836 E. , 2016/4127 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : TCK"nın 179/3-2, 62/1, 53/1-3. maddeleri gereğince mahkûmiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kolluk görevlileri tarafından olaydan hemen sonra düzenlenen ve sanığın da imzaladığı tutanakta; “gece saat 03:15 sıralarında, Ordu Caddesi üzerindeki bir eğlence merkezi önünde tartışan şahısların olduğunun anons edilmesi üzerine ekip olarak belirtilen adrese intikal edildiği, eğlence merkezinin güvenliğinden sorumlu özel güvenlik görevlisi ile görüşüldüğü, eşgal bilgilerini verdiği bir şahsın içeride alkolün de etkisiyle taşkınlık yapması üzerine dışarıya çıkardığını, yanındaki iki arkadaşıyla birlikte kullandığı 10 PK 315 plaka sayılı araçla oradan ayrıldıklarını, kendisinin de 155 nolu hattı arayarak durumu kolluğa intikal ettirdiğini beyan ettiği, bu bilgiler üzerine daha sonra ekip otosuyla Ordu Caddesi üzerinde ring halinde ilerledikleri sırada belirtilen plaka sayılı aracı sanığın kullandığını gördükleri, sanığın, idaresindeki araçla yanlarından geçtikten sonra olaya konu eğlence merkezine tekrar giderek buradaki görevlilerle tartıştıklarını görmeleri üzerine olaya müdahale ettikleri, daha sonra gelen trafik ekiplerince yapılan alkol kontrolünde sanığın 2,44 promil alkollü olduğunun tespit edildiği” ifade edilmiş olup, dosya içerisinde bulunan ve sanık tarafından imzalanan alkolmetre cihazı ölçüm raporunda; sanığın 2,44 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, yine sanığın imzasının bulunduğu ve kolluk görevlilerince düzenlenen bir başka tutanakta da 2,44 promil alkollü araç kullanmak suretiyle 2918 sayılı Kanunun 48/5. maddesini 3 kez ihlal ettiğinden bahisle sürücü belgesinin 5 yıl süreyle geri alındığının belirtilmesi karşısında sanığın atılı suçu işlediği sabit olmakla, tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bendinin, "Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (d), (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan aynı Kanun"un 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hakları kullanmak yönünden ise, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun"un 53/3. maddesi gereğince koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler bakımından TCK"nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunlukları açısından ise Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete"de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesine," şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.