22. Hukuk Dairesi 2017/42887 E. , 2017/31284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İTİRAZIN İPTALİ
Mahkemece yapılan ilk yargılama sonunda, 18/06/2014 tarihli ve 2013/372 esas, 2014/816 karar sayılı ilam ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararın süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan inceleme sonucunda Dairemizin; 28.05.2015 tarihli ve 2014/33900 esas, 2015/18815 karar sayılı bozma ilamı ile “davacının feshin geçersizliğine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın lehine sonuçlandığı ve kararın kesinleştiği, davacının kesinleşen kararın kendisine tebliğinden sonra işe başlatılmak için süresi içinde başvurusunu yaptığı davalı işverenin de süresinde davacıyı işe davet ettiği görülmektedir. Davacı işçi, 21.01.2013 tarihinde işe başladığını, saat 18.00"a kadar işyerinde bulunmasına rağmen kendisine görev verilmediğini, bu nedenle ertesi gün davalıya ihtarname göndererek işe başlatma konusunda samimi olmadığını ve alacaklarının ödenmesini istediğini bildirmiş ise de, davacı işçi, davalı işverenin kendisine iş vermesi için makul bir süre beklemeksizin işe başlamasını takip eden ertesi gün davalıya ihtarname göndermiş ve işe devam etmemiştir. Davacının işe başlama iradesinin samimi olmadığı anlaşıldığından ilk fesih geçerli hale gelmiştir. Bu itibarla ilk fesih tarihine boşta geçen süre miktarı eklenerek belirlenen süre itibariyle hesaplanacak işçilik alacakları üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.” gerekçesi ile mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
28.05.2015 tarihli ve 2014/33900 esas, 2015/18815 karar sayılı bozma ilamının, maddi hataya dayalı olarak oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 tarihli ve 1957/13 esas, 1959 karar ve 09.05.1960 tarihli 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtayca maddi hata sonucunda verilen bir karara Mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz.
Bu sebeple Dairemizin 28.05.2015 tarihli ve 2014/33900 esas, 2015/18815 karar sayılı bozma ilamının ortadan kaldırılmasına karar verildi.
Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı işçi, davalı işyerinde haber kameramanı olarak çalıştığını, işe iade davası sonucunda işe iadesine, boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiğini, yasal süre içinde işe başlamak için başvurduğunu, işe başlamak için işyerine gittiğinde gerekli olmayan evrakların tamamlanmasının kendisinden istenildiğini, getirilmediği takdirde işe başlatılmayacağının söylendiğini, akşam 18.00 "a kadar beklemesine rağmen kendisine iş verilmediğini, bunun üzerine ertesi gün ihtarname ile davalının işe başlatma iradesinin samimi olmadığını bu nedenle alacaklarını talep ettiğini işverene bildirdiğini, davalının ise devamsızlık nedeni ile iş sözleşmesini haklı olmayan sebeple feshettiğini, işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücretine ilişkin icra takibi yaptığını, ancak davalının itiraz edip takibi durduğunu belirterek itirazların iptali ile takiplerin devamını ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücretinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı işveren vekili, davacının bildirilen günde iş başı yaptığını, ancak işe gelir gelmez huzursuzluk çıkardığını, işe başlama konusunda samimi olmadığını, işe gelmemesi sebebiyle iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davalı işverenin davacıyı eski işine başlatmak isteyip istemediği ve buna göre işe başlatma isteğinde samimi olup olmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda, davacının feshin geçersizliğine karar verilmesi istemiyle açtığı davanın lehine sonuçlandığı ve kararın kesinleştiği, davacının kesinleşen kararın kendisine tebliğinden sonra işe başlatılmak için süresi içinde başvurusunu yaptığı, davalı işverenin de süresinde davacıyı işe davet ettiği görülmektedir. Davacı işçi, 21.01.2013 tarihde işe başladığını saat 18.00 "a kadar işyerinde bulunmasına rağmen kendisine görev verilmediğini bu nedenle ertesi gün davalıya ihtarname göndererek işe başlatma konusunda samimi olmadığını ve alacaklarının ödenmesini istediğini bildirmiş ise de, davacı işçi, davalı işverenin kendisine iş vermesi için makul bir süre beklemeksizin işe başlamasını takip eden ertesi gün davalıya ihtarname göndermiş ve işe devam etmemiştir. Davacının işe başlama iradesinin samimi olmadığı anlaşıldığından ilk fesih geçerli hale gelmiştir. Bu durumda işverence yapılan fesih, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebi mümkün olmaz. Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir. Bu itibarla ilk fesih tarihi itibariyle hesaplanacak kıdem tazminatı ve yıllık izin alacaklarının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi hatalıdır.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.