11. Hukuk Dairesi 2012/10177 E. , 2014/1526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... Asliye Hukuk (.... 3. Asliye Hukuk) Mahkemesi’nce verilen 18/04/2012 tarih ve 2010/84-2012/233 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.01.2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında imzalanan 08.06.2009 tarihli borç taahhüdüne ilişkin belgeye göre, davalının müvekkiline .... A.Ş."ne ait 220.000 Lot hisse bedelini ödemeyi taahhüt ettiğini, ödeme tarihinin ... AŞ’nin 2009 yılı sonuna kadar yapacağı sermaye artırımından sonra olarak belirlendiğini, ... AŞ’nin sermaye artışının 12.10.2009 tarihinde ... Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne tescil edilip, 15.10.2009 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiğini, 15.10.2009’da muaccel hale gelen borcun ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalının haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazının iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasındaki uyuşmazlığın salt protokolden kaynaklanan alacağın tahsili isteminden ibaret olmayıp ticari şirketin mal varlığının tasfiyesini amaçladığından Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkili ile davacının ortağı olduğu dava dışı .... İnş. San. Ltd. Şti."nin malvarlığının ve bu mal varlığından elde edilen kazancın paylaşımı için dava konusu belgeyi düzenlediklerini, bu belgenin kayıtsız şartsız borç ikrarını içeren bir belge olmadığını, belgeye bakıldığında ödemenin şarta bağlı olduğunu ve şart gerçekleşmediğinden davacının talepte bulunamayacağını, taraflar arasında bu protokolden başka 4 tane daha protokol imzalandığını, bu protokollerin birbirinden bağımsız olmayıp birbirini izleyen ana protokol ve ekleri şeklinde olduğunu, bu nedenle birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, asıl protokolün müvekkilince yırtılmak suretiyle iptal edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davaya konu belge ile davacıya 220.000 Karsan lotunu ödemeyi taahhüt ettiği halde ödemede bulunmadığı, davalı son duruşmada Türk Lirası olarak ödeme teklifini davacının kabul etmediğini beyan ettiğinden davacının davalıdan alacaklı bulunduğu düşüncesine varıldığı,
dava konusu alacağın likit olduğu, davalı ve vekili, 08.06.2009 tarihli belgede davacı alacağının terditli olarak 220.000 .... Lotu veya Türk Parası olarak kararlaştırıldığını ve protokolün iptal edildiğini savunmuş ise de takibe konu belge incelendiğinde Türk Parası olarak hiçbir açıklama yazılmadığı, 220.000 Karsan lotunun rakamla ve ayrıca parantez içinde yazı ile de tutanağa yazılmış bulunduğu, davalı son duruşmada ana protokolü yırtıp attığını beyan ettiğinden takibe konu 08.06.2009 tarihli protokolün iptal edilmediği ve halen geçerli olduğunun anlaşıldığı, davalı taraf davacı ile ortak oldukları dava dışı şirketin tasfiye sürecinin ve davacı aleyhine açılan davaların sonucunun beklenmesi gerektiğini savunmuş ise de 08.06.2009 tarihli belge içeriğine bakıldığında şirket tasfiyesi dışında borç ve alacak kararlaştırıldığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takip dosyasındaki itirazının kısmen iptali ile takibin 343.640,00 TL asıl alacak ve bu miktara takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte devamına, fazla istemin reddine, 343.640,00 TL üzerinden %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve işbölümü itirazının yasal süresinde ileri sürülmemiş olmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ancak dava, taraflar arasındaki 08.06.2009 tarihli belgeye dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Harcı yatırılarak dava konusu edilen alacak 349.800,00 TL olup mahkemece davanın kısmen kabulü ile itirazın kısmen iptaline, takibin 343.640,00 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş olmasına ve davalı kendisini vekille temsil ettirmiş bulunmasına rağmen reddedilen kısım üzerinden davalı yararına vekalet ücreti tayin edilmemesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de, anılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 3 üncü maddesinden sonra gelmek üzere “davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 739,20 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve kararın düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 24.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.