
Esas No: 2016/8786
Karar No: 2016/9089
Karar Tarihi: 15.11.2016
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/8786 Esas 2016/9089 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :... MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KULLANIM KADASTROSU
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle; duruşma için belli edilen 12.04.2016 gün ve saatte temyiz eden ..., vs. vekili Avukat ... ile ... vekili Avukat ... ve ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin yüzlerine karşı duruşmaya başlandı. Tarafların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmanın bittiği bildirilip, süresinde yapılan inceleme sonucu verilen geri çevirme kararı ile istenilen belgeler de getirtilip dosyasına konulduktan sonra yeniden inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında ...Köyü çalışma alanında bulunan 144 ada 443 parsel sayılı 15.086,36 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, ... tutanağının beyanlar hanesine “6831 sayılı Kanun"un 2/B maddesi uyarınca ... adına ... sınırları dışına çıkarılmıştır, eşit hisselerle...evlatları ..., ..., ... ..., ..., ... ve ..."in kullanımlarında olup krokisinde (A) harfi ile gösterilen... oğlu..., (B) harfi ile gösterilen iki katlı ev ... oğlu ..., (D) harfi ile gösterilen ev ... kızı ..., (C) harfi ile gösterilen iki katlı ev ... evlatları ... ve ..., (E) harfi ile gösterilen sera ve (I) ve (H) harfi ile gösterilen evler... oğlu ..., (K) ve (L) harfi ile gösterilen evler ile (M) harfi ile gösterilen...oğlu ..., (F) ve (G) harfi ile gösterilen ... oğlu ..."e aittir” şeklinde şerh yazılarak tarla vasfıyla ... adına tespit edilmiştir. Davacılar Uğur ve ... taşınmazın kendi miras bırakanları ..."den kalıp kendi kullanımlarında olduğunu öne sürerek; davacı ... ve ... tutanağın beyanlar hanesinde kendileriyle ilgili olarak yapılan isim ve baba adı yanlışlıklarının düzeltilmesi gerektiğini öne sürerek; davacılar ... ve arkadaşları ise taşınmazın bir bölümünü 2006 yılında...den satın aldıklarını ve kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu öne sürerek lehlerine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Yargılama sırasında ... taşınmazda kendisinin de hakkı olduğunu öne sürerek davaya katılmıştır. Mahkemece dava dosyaları birleştirilerek yapılan yargılama sonunda; davacılar ...ve ..."in davalarının reddine, müdahil ..."in davasının hukuki yarar yokluğundan usulden reddine, davacılar... ve ... ile ... ve ..."ın davalarının kabulüne, çekişmeli 144 ada 443 parselin ... adına tapuya tesciline, beyanlar hanesindeki şerh silinerek, beyanlar hanesine "taşınmaz ...evlatları ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., İsmail evlatları ..., ... ve ... kullanımında olup 21/02/2014 tarihli Fen Bilirkişi raporuna ek krokide (A) harfi ile gösterilen sera ... oğlu ..., (B) harfi ile gösterilen 2 katlı ev ... oğlu ..., (C) harfi ile gösterilen 2 katlı kargir ev ... evlatları Nadir ve ..., (D) harfi ile gösterilen ev ... kızı ..., (E) harfi ile gösterilen sera ve (I), (H) harfleri ile gösterilen evler Mustafa oğlu ..., (K) ve (L) harfleri ile gösterilen evler İsmail evlatları ..., ... ve ..., (M) harfi ile gösterilen ...oğlu ..., (F) ve (G) ile gösterilen Mustafa oğlu ..."e aittir" şerhinin yazılmasına karar verilmiş; hüküm, davacılar Uğur ve ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere taraf teşkili dava şartı olup bu şart sağlanmadan işin esasına girilerek yargılama yapılması mümkün bulunmamaktadır. Somut olayda beyanlar hanesinde taşınmazın zemininin... oğlu ... mirasçıları olan çocukları ..., ..., ... ve ..., ... ve ..."ın kullanımında olduğu şerhi yazılmıştır. Ne var ki; davacılar ...ve ... taşınmazın tamamının muris babalara ..."e ait olup ölümüyle de kendilerine kaldığını iddia etmiş olduklarına göre davada ... oğlu ... mirasçılarının da davada taraf olması gerektiği açıktır. Diğer yandan beyanlar hanesinde (K) ve (L) ile gösterilen evler ile (M) ile gösterilen seranın ...oğlu ..."e (C) ile gösterilen muhdesatın ... evlatları ... ve ..."e ait olduğu belirtilmiş olmasına rağmen davada... oğlu ... ile ... oğlu ..."in davada taraf olarak gösterilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; davacılar ...ve ..."e babaları ... mirasçılarını, ...oğlu ..."i ve ... oğlu ..."i davaya dahil etmeleri için süre ve imkan tanınmalı, taraf teşkili sağlanırken dosya kapsamına göre kök muris ... oğlu ..."in ...oğlu ... isminde bir mirasçısı bulunmadığı, baba ismi ya da kendi isminin yanlış yazılmış olabileceğinden muhdesat sahibi olarak kastedilenin mirasçılardan... oğlu ... ya da ...oğlu ..."in olup olmadığı yahut mirasçılar dışında ...oğlu ... isminde üçüncü bir kişi mi olduğu, yine kök murisin oğlu ... sağ olup ..."nin de ... isminde bir çocuğu bulunmadığı, Dairemizce yapılan geri çevirme neticesinde ... oğlu ... ismindeki bir kişiye hükmün tebliğ edildiğine göre muhdesat sahibi olarak gösterilen ... oğlu ..."in baba ismi yanlış yazılmış olan...oğlu ... mi yoksa taşınmazın bulunduğu köyde yaşayan üçünçü bir kişi olan ... oğlu ... mi olduğu hususu da göz önünde bulundurulmalıdır. Hal böyle olunca; usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlanmadan ve beyanlar hanesinde isimleri geçen kişilerin gerçekte kimler olduğu tam olarak belirlenmeksizin aleyhlerinde hüküm kurulmak suretiyle savunma haklarının kısıtlanması isabetsiz olduğu gibi mahkeme kararın gerekçe bölümünde, "delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri" hususunda herhangi açıklık ve kararın denetlenebilirliğinin olmaması özellikle davacılar ...ve ... hakkındaki davanın neden reddedildiğine dair hiçbir gerekçenin bulunmaması dahi isabetsiz olup, temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davacılara iadesine, 15.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.