4. Hukuk Dairesi 2013/5541 E. , 2013/19931 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ......tarafından, davalı .... Yayıncılık ve Uluslararası Elektronik Bilgilendirme ve Haberleşme Hizmetleri A.Ş. aleyhine 10/02/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 04/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu haberin, 04/01/2012 tarihli ...adlı internet sitesinde ""Yaralı oğluna değil arabasına ağladı"" başlığıyla yayınlandığı ve haberde; ""...polisler ve vatandaşlar baba ...."ı sakinleştirmeye çalışırken baba ..."tan inanılmaz bir yanıt geldi, ben arabaya ağlıyorum ..."" ifadelerine yer verilmiştir.
Davacı, dava konusu haberdeki ifadelerin sansasyon amaçlı olarak yazılan ifadeler olduğunu, haber ile ilgili video kayıtları incelendiğinde ısrarla "ben arabaya ağlamıyorum" demesine rağmen internet sitesinde bu şekilde haberin sunulmasının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu, bu durumun evladının yaralanması neticesinde zaten psikolojik olarak yıpranmış olan kendisi üzerinde oldukça ağır manevi tahribata yol açtığını belirterek; uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir.
Davalı ise, haberin gerçek olup, veriliş tarzında hukuka aykırılık bulunmadığını, veriliş şeklinde de davacının kişilik haklarını zedeleyici bir üslup ve tarz kullanılmadığını, haber niteliği taşıdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, haber ve CD çözüm raporu birlikte değerlendirildiğinde, her ne kadar davacının ağzından arabaya ağladığına ilişkin bir beyan bulunmuyor ise de, kayıttaki diğer dış seslerden bu yönde beyan ve telkinlerde bulunulduğu, haberde kamu yararının bulunduğu, güncel olduğu, görünürdeki gerçeği uygun bulunduğu, toplumsal ilginin var olduğu, haber verilirken öz ile biçim arasındaki dengenin korunduğu, haberin veriliş şekliyle dikkat ve ilgi çekmenin amaçlandığı, dolayısıyla da manevi tazminatın yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; davacının oğlu ..."ın 04/01/2012 tarihinde Maltepe"de trafik kazası geçirdiği, davacı ile eşinin
kaza haberini öğrenmeleri üzerine kaza yerine gittikleri, kaza yerinde bulunan basın organları tarafından görüntülü ve yazılı bir çok yayın yapıldığı, davacı tarafından delil olarak dosyaya sunulan dava konusu habere ilişkin ... Ana Haber Bülteni yayın kaydının mahkemece yaptırılan çözümünde haberin ""aracına da oğluna da ağladı"" alt yazısı ile verildiği, haberde; ""....."de dün akşam 2 otomobil çarpıştı o kazada 4 kişi yaralandı, sürücülerden biri de yaralılar arasında idi. Babası hem onu hemde ağır hasar alan aracı için, daha çok hasar alan aracı için hüngür hüngür ağladı, dediği ve kaza görüntülerini gösterdiği polisin ""arabayı düşünme ya araba yerine gelir"" demesi üzerine davacının ""arabayı düşünmüyorum ben"" diyerek görüntü verdiği, o sırada sağlık görevlisinin ""iyimisin aç gözlerini"" dediğinde davacının ""arabayı alma ..."" sözlerini söylediği, olay yerinde bulunan bir kişinin resmi de çekilmek suretiyle "oğlu kendisine üzüldüğünü sanıyor, arabaya üzülüyor adam, oğlu da baba ağlama diyor" şeklinde konuştuğu bu şekilde görüntünün son bulduğu, davacının polis ve vatandaşlar tarafından arabayı düşünmemesi gerektiği söylemlerine karşı cevaben ""ben arabayı düşünmüyorum"" dediği, kaydın çözümünün hiçbir yerinde ""ben arabaya ağlıyorum"" şeklinde bir ifadesinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu habere ilişkin basın mensuplarınca çekilen görüntü kaydının çözümüne ilişkin raporun incelenmesinde, davacının dava konusu haberde belirtilen ""Ben oğluma değil arabama ağlıyorum"" şeklinde bir ifade kullanmadığı, aksine çevredeki vatandaşların arabayı düşünmemesi gerektiği yönündeki söylemlerine ""arabayı düşünmüyorum"" ben şeklinde cevap verdiği, ""oğluna değil arabaya ağladı"" başlığı verilen haberde davacının otomobiline oğlunun canından daha çok kıymet verdiği şeklinde bir izlenim uyandırıldığı, oğlunun kaza yapması nedeniyle olay yerinde oğlunu yaralı ve yerde yatar vaziyette,aracını da hasar görmüş vaziyette bulan davacının olayın şokunda olduğu ve üzüntü yaşadığı dikkate alınmadan sadece arabasına ağladığı izlenimi verir şekilde acılı babanın acısını arttırmak suretiyle yapılan yayın davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmaktadır.
Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz oluna kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/12/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davaya konu olayda davacının oğluna değil de arabaya üzüldüğüne ilişkin bir tanık anlatımı ve ayrıca bir polis memurunun da anlatımı bulunmaktadır. Basın bu bilgilere dayanarak haber yapmaktadır. Konu gerçekten özgün bir haber niteliği taşımaktadır. Basın bu tür verilere dayandığına göre ve haber de güncel ve ilginç olduğuna göre davacının kişilik haklarına saldırının oluşabilmesi için bu kez haberin veriliş tarzında sorun bulunup bulunmadığına bakmak gerekir. Haberin veriliş tarzında da sövme, hakaret, aşağılama vb bir yaklaşımda bulunmamaktadır. Buna göre tamamen basın özgürlüğü sınırları içinde kalan haberin ve haberleştirme yönteminin tazminata konu edilmemesi gerekirdi. Davanın da tümden reddi gerekirdi.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.16/12/2013