Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5174
Karar No: 2017/11288
Karar Tarihi: 04.12.2017

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5174 Esas 2017/11288 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/5174 E.  ,  2017/11288 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R-
    Davacı vekili, 08/06/2004 tarihinde davalının trafik sigortacısı olduğu ve dava dışı sürücü idaresindeki araç ile geri geri manevra yaptığı sırada küçük yaya ..."a çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği, kaza nedeniyle sürücü hakkında ... 17. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2007/100 E. sayılı dosyası ile dava açıldığı, sürücünün asli kusurlu olduğunu, küçük ..."in tüm vücut fonksiyon kaybı oranının % 13 olarak belirlendiğini, davalı ... şirketine müracaat edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 8.000,00 TL maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, 12.08.2014 tarihli dilekçe ile dava değerini 36.540,00 TL arttırarak toplam 44.540,00 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ... şirketi vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, azami sorumluluklarının 40.000,00 TL ile sınırlı bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 40.000,00 TL"nin (8.000,00 TL "sine dava tarihinden, fazlaya ilişkin miktarına ıslah tarihi olan 27/08/2014 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına) davalıdan tahsiline, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.Davacı vekili, kaza tarihinde üç yaşında olan küçük ..."in yaralandığını, vücut fonksiyon kaybı oranının % 13 olarak belirlendiğini belirterek, tazminat talebinde bulunmuş, davalı ... şirketi tarafından zamanaşımı def"i ileri sürülmüş, mahkemece davanın ceza zamanaşımına tabi olduğu belirtilerek ve bu iddia yerinde görülmeyerek yazılı olduğu şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... şirketi vekili tarafından zamanaşımı süresinin geçtiği belirtilerek, temyiz edilmiştir.Somut olayda; kaza 08.06.2004 tarihinde meydana gelmiş, dava ise 27.10.2011 tarihinde açılmıştır. Davalı ... şirketi vekili, süresi içinde zamanaşımı definde bulunmuş, yerel mahkeme, kararında davalının zamanaşımı defini, davanın ceza zamanaşımına tabi olması nedeniyle reddettiğini belirtmiştir. Kaza tarihi itibari ile yürürlükte olan ceza kanunu 765 sayılı TCK olup, davaya konu kazada üç kişinin yaralanmış olmasına göre, cezayı gerektiren fiil 765 sayılı TCK"nun 102/4 maddesine göre 5 yıllık ceza zamanaşımı süresine tabidir. Somut olayda uyuşmazlık; zamanaşımının hangi tarihten itibaren başlayacağı noktasında toplanmaktadır. Bazı hallerde, zararın öğrenilmesi, onun kapsamının değil, varlığının öğrenilmesi anlamındadır. Zararın varlığı, niteliği ve esaslı unsurları hakkında bir dava açmaya, o davayı ciddi ve objektif bir şekilde desteklemeye, gerekçelerini göstermeye elverişli yeterli hal ve şartların öğrenilmesi, zararın öğrenilmiş sayılması için yeterlidir.
    Buna karşılık ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, kısaca, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacağı için 8 yıllık zamanaşımı süresi bu gelişen durumun durduğunun veya ortadan kalktığının öğrenilmesiyle birlikte işlemeye başlayacaktır. (HGK, 15.11.2000 gün ve: 2000/21-1609 K: 2000/1699, 4.HD 13.05.1980 gün ve 1980/3493-6206 sayılı; 26.01.1987 gün, 1986/7532 esas, 1987/485 karar sayılı kararı)
    Gelişen durumun olmadığı bir durumda olay tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında 5 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Ancak gelişen durumun varlığı halinde gelişen durumun sona ermesinden itibaren zamanaşımı süresi içinde dava açılması gerekir. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.Dosya kapsamından, davacı küçük hakkında 08.06.2004 tarihli raporda; "araç dışı trafik kazası nedeniyle sağ alt ekstremitesinde diz seviyesinde parçalı kırık tespit edildiği", 13.05.2008 tarihli epikrizinde; "2004 yılında sol diz travması nedeniyle ameliyatlı olduğu, sağ dizde şekil bozukluğu nedeniyle yapılan muayenesinde, sağ femur distal uç kırığı 4 epifizyoliz tanısı konularak cerrahi düzeltme epifizyodez ameliyatı olduğu”, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin 24.05.2011 tarihli raporunda; "sağ femur opere kırık sekeli, 5 cm kısalık nedeniyle özür oranının % 13 olduğu”, 09.04.2013 tarihli raporda; "sol SİAS -MM mesafesi 82,5 cm, sağ SİAS-MM mesafesi 77,5 mm, sol umblikus-MM arası 85 cm, sağ umblikuMM arası 81 cm ölçüldüğü, sağ diz ROM 20-140 derece, sağ dizde 20 derece ekstansiyon kusuru bulunduğu, sol diz ROM 0-0-140 ölçüldüğü, sağ uylukmedialinde ve lateralinde skar izleri bulunduğu”, 09.04.2013 tarihli grafilerde femur suprakondiler kırığının kaynadığı, eklem aralığının düzgün olduğu, 12.07.2013 tarihli Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda; “ 08.06.2004 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arızası sebebiyle...% 10,3 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı” belirtilmiştir.Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği, diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği, zamanaşımının başlangıç tarihinin tespiti açısından önemlidir. Mahkemece dosya tümü ile Adli Tıp Kurumuna gönderilerek; davacı küçüğün yaralanması nedeniyle tedavileri tamamlanarak hangi tarihte sağlığına kavuşmuş sayılacağı, gelişen bir durum bulunup bulunmadığı, tedavilerinin ne zaman sona ereceği, vücut çalışma gücü kaybının hangi tarihte kesin olarak belirlenebilir duruma geldiği konusunda rapor alınmalıdır. Mahkemece bu hususta gerekli araştırmalar yapıldıktan sonra gelişen durumun varlığı, olup olmadığı da dikkate alınarak zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının tartışılmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2- Bozma kapsam ve nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi