4. Hukuk Dairesi Esas No: 2013/10459 Karar No: 2013/19926 Karar Tarihi: 16.12.2013
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2013/10459 Esas 2013/19926 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalı şirkete manevi tazminat davası açmıştır çünkü şirket basın yoluyla davacının kişilik haklarına saldırmıştır. Mahkeme, davayı kısmen kabul etmiş ve tazminat miktarını belirlemiştir. Davalı tarafından yapılan temyiz itirazları reddedilmiştir. Ancak, bir karşı oy yazısı da bulunmaktadır. Kanun maddeleriyle ilgili herhangi bir bilgi verilmemiştir.
4. Hukuk Dairesi 2013/10459 E. , 2013/19926 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... Ltd. Şti. aleyhine 10/02/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 22/01/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 16/12/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davaya konu olayda davacının oğluna değil de arabaya üzüldüğüne ilişkin bir tanık anlatımı ve ayrıca bir polis memurunun da anlatımı bulunmaktadır. Basın bu bilgilere dayanarak haber yapmaktadır. Konu gerçekten özgün bir haber niteliği taşımaktadır. Basın bu tür verilere dayandığına göre ve haber de güncel ve ilginç olduğuna göre davacının kişilik haklarına saldırının oluşabilmesi için bu kez haberin veriliş tarzında sorun bulunup bulunmadığına bakmak gerekir. Haberin veriliş tarzında da sövme, hakaret, aşağılama vb. bir yaklaşımda bulunmamaktadır. Buna göre tamamen basın özgürlüğü sınırları içinde kalan haberin ve haberleştirme yönteminin tazminata konu edilmemesi gerekirdi. Davanın da tümden reddi gerekirdi. Açıklanan bu nedenlerle çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. 16/12/2013