......

Davacı; murisi.........askerlik borçlanmasının geçerliliği ile fiili hizmet süresi ve askerlik süresi toplamının emeklilik için gereken yasal hizmet süresi şartını oluşturduğunun tespitini isterken;bozma ilamı sonrası ibraz ettiği 21.05.2009 tarihli dilekçe ile, bu talebini, murisine ait hizmetlerin geçerliliği ve ölüm aylığı bağlanması şeklinde açıklamıştır.
Mahkemece,uyulan bozma ilamı doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu somut olayda; 05.10.1958-20.05.1979 tarihleri arasında 259 gün 506 sayılı Yasa kapsamında, 11.03.1987-05.03.1991 tarihleri arasında 3 yıl 11 ay 24 gün 1479 sayılı Yasa kapsamında olmak üzere toplam 4 yıl 8 ay 13 gün zorunlu sigortalılığı bulunan muris ...... 31.03.2006 tarihinde vefat etmiştir.Davacı ilk kez,eşi murisine ait 1959 yılındaki(28.05.1959-28.11.1959 arası) 6 aylık askerlik süresini, 25.04.2007 tarihinde .....’ya borçlanmış ve aynı tarihte ....’dan ölüm aylığı talebinde bulunmuş ise de, son tabi olunan sigortalılık.....olduğundan bahisle bu istem red edilmiştir.Davacı, bu sefer ........ 21.08.2007 tarihinde ölüm aylığı isteminde bulunmuş,ancak, bu istem de,murisin ölüm tarihi itibarıyla ................ kapsamında sigortalı olmadığı için ......’ya yapılan askerlik borçlanması geçersiz sayılarak reddine karar verilmiştir.Davacı,yargılama sırasında 07.05.2008 günlü ödeme ile, murisine ait 1 yıl 8 ay (28.05.1959-28.08.1961 arası) askerlik süresini, yeniden borçlanmıştır.
İş bu dava ile davacı; askerlik borçlanmasının geçerliliği ile, fiili hizmet süresi ve askerlik süresi toplamının emeklilik için gereken yasal hizmet süresi şartını oluşturduğunun tespitini istemiştir.Bozma ilamı sonrası ve bozma içeriği doğrultusunda ibraz edilen 21.05.2009 tarihli dilekçe ile de, murise ait hizmetlerin geçerliliği ile, ölüm aylığı bağlanması olarak,isteme açıklık getirilmiştir.
........

Mahkemece, askerlik borçlanma talebinin geçerliliğine ve emeklilik için yasal hizmet süresi şartının oluştuğunun tespitine,denilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.Fakat anılan bu hüküm de, HUMK 388 ve 389.maddelerinde öngörülen unsurları içermediği gibi, infaza da elverişli değildir. Çünkü, dava,askerlik borçlanmasının geçerliliği ile muris eşten dolayı ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkin olup; hükümde emeklilik halinden bahsedildiği gibi,ölüm aylığı başlanğıç tarihi konusunda bir belirleme de yapılmamıştır.

Dairemizin 16.10.2008 günlü bozma ilamında da ifade edildiği üzere; muris eşten dolayı ölüm aylığı bağlanabilmesi için, ölüm tarihi itibarıyla yürürlükte olan mevzuat gereği en az 5 tam yıl sigorta primi ödemiş olma şartı gerekmektedir.Anılan 5 yıllık prim ödeme şartı ise, SSK’na 25.04.2007 tarihinde yapılan ve geçerli bulunan 6 aylık askerlik süresine ilişkin borçlanma ile sağlanmış olup, borçlanma bedelinin ödendiği 25.04.2007 tarihini takip eden aybaşı olan 01.05.2007 itibarıyla ölüm aylığı bağlanabilmesi mümkündür.

Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular birlikte gözetilerek,dava konusu istem yeniden değerlendirilmeli ve varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.Kuşkusuz verilecek bu karar, HUMK"un 388 ve 389.maddelerinde öngörülen usul kurallarına uygun nitelikte ve infaza elverişli olmalıdır.

O halde, davalı Kurum Avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.



..........