17. Hukuk Dairesi 2015/5100 E. , 2017/11278 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın husumet yokluğundan ve yargı yolu bakımından görevsizlik nedeniyle reddine ilişkin kararın, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleten, sürücü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı oldukları aracın, 01/10/2005 tarihinde müvekkillerinden ... ve kızı ... çarparak yaralanmalarına ve büyük elem ve ıstıraplara neden olunduğunu, bu sebeple davacılar ... ve ... için 50.000"er TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen, 50.000"er TL manevi tazminatın ise davalılar ... ve ..."dan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, poliçe limiti ve tarafların kusur oranlarının dikkate alınması gerektiğini, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, esastan da reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacı tarafın kazada kusurlu olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamına göre; davalı ..."nın kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında oluşan zarardaki sorumluluğunun, hizmet kusuruna dayanması
nedeniyle davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle bu davalı yönünden davanın yargı yolu nedeniyle reddine; davalı ..."ın kamu görevlisi olduğu ve bu görevi sırasında sebep olduğu zararlardan kişisel sorumluluğu olmadığı, davanın idareye yöneltilmesi gerektiği gerekçesiyle bu davalı hakkındaki davanın husumet eksikliği nedeniyle reddine; davalı ... şirketi yönünden de husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar aracın ruhsat sahibi, sürücüsü ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 106. maddesinde “Genel ve katma bütçeli kuruluşlara, il özel idareleri ve belediyelere ve kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı bu kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır” denilmektedir. Anılan Yasanın sekizinci kısmının “İşletenin Hukuki Sorumluluğu” başlıklı birinci bölümünde yer alan 85-90. maddelerinde, motorlu araçların trafik kurallarına ve gereklerine aykırı davranışları sonunda meydana gelen zararlar nedeniyle gerçek ve özel kişilerle, kamu tüzel kişilerinin ayrım yapılmadan aynı sorumluluk kurallarına bağlı olmaları ön görülmüştür. Bu düzenleme itibariyle yasa, kamu idare ve kurumlarına ait ve bu arada kamu hizmetine tahsis edilen motorlu araçların verdikleri zararlardan dolayı, trafik olaylarından doğan zararların özelliği gözönünde tutularak, kamu idare ve kurumlarının özel kişilerle eşit şartlarda aynı esaslara göre sorumlu tutulması gerektiğini ifade etmiştir. Aynı şekilde anılan yasanın görev ve yetkiye ilişkin 11.01.2011 tarihinde değişikliğe uğrayan 110. maddesinde "işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür" şeklinde ifade edilmiştir. Yasanın anılan bu hükümleri karşısında, kamu araçlarının verdikleri zararlardan dolayı idare, kamu hukuku kurallarına göre değil, "işleten" sıfatıyla özel hukuk kurallarına göre sorumlu tutulabilecektir.
Dosya içerisindeki araç tescil kayıtlarına göre, davalı ... adına kayıtlı aracın karıştığı kazada meydana gelen zararlardan, davalı ..."nın
sorumluluğu, hizmet kusuruna değil araç işletenin sorumluluğu ilkelerine dayanmakta olup, bu kuralları uygulamakla görevli olan yargı kolu da adli yargı olduğundan, mahkemece açıklanan yasal düzenlemeler gözetilmeksizin yargı yolu bakımından usulden red kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Mahkemece, davalı araç sürücüsü ... hakkında, davalının olay tarihinde kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında ve kamu görevlisi sıfatıyla hizmet ifa ederken zarara sebep olduğu ve kişisel kusuruna dayanılmadığından davalıya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle, husumetten red kararı verilmiştir. Davaya konu edilen zarar doğurucu haksız fiil, trafik kazası şeklinde gerçekleşmiş olup, davalı sürücü ... da haksız fiil faili konumunda olduğu ve sorumluluğunun temelini Borçlar Kanunu"nun haksız fiil hükümleri oluşturduğundan, bu davalı aleyhine BK ve KTK hükümlerine göre müteselsil sorumlu olarak dava açılabileceğinden, yazılı gerekçelerle husumetten red kararı verilmesi doğru değildir.
3-Mahkemece, dava konusu aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı yönünden de husumet yokluğu nedeniyle red kararı verilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün ünvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası"nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu halde, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 91.maddesi gereğince işletenin sorumluluğunu üstlenen zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... A.Ş. aleyhine KTK hükümlerine göre dava açılabileceğinden, gerekçe belirtilmeksizin bu davalı yönünden husumetten red kararı verilmesi de isabetli değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 04/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.