17. Hukuk Dairesi 2016/19594 E. , 2017/11273 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... plakalı aracın müvekkilinin şirketinde TPL-... numara ile Karayolları zorunlu mesuliyet sigorta kapsamında olduğunu, mülkiyetinin davalıya ait dava dışı sürücü olan ... ... sevk ve idaresinde iken dava dışı 3.şahıs ... ... ait ... plakalı araç arasında 30/07/2010 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, sigortalı aracın otobüs olup D sınıfı ehliyet ile kullanılması gerekirken B sınıfı ehliyet sahibi ... sevk ve idaresinde iken kaza meydana geldiğini; meydana gelen kazada sigortalı araç sürücüsünün %50 kusurlu bulunduğunu, kaza sonucu ... plakalı aracın sigortası ... Sigorta A.Ş"ye %50 kusur oranına göre 6.500,00 TL 615564 nolu hasar dosyasıyla 26/11/2010 tarihinde hasar bedelini ödeyerek davalıdan rücu hakkının doğduğunu bu bedelin tahsili için ... icra müdürlüğünün 2011/2641 sayılı takip dosyasından açılan takibe itirazının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş, davalı vekili duruşmaya gelerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve dosya kapsamındaki benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davalının ... icra müdürlüğünün 2011/2641 takip sayılı dosyasına vaki itirazın kısmen iptaline, takibin 6.475,00 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz yürütülmek sureti ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kötü niyet tazminat isteğinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davacı ... şirketi tarafından ödenen tazminatın sigortalıdan rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, kazaya karışan araç sürücülerinin kusur oranlarının belirlenmesi için ilk olarak makine mühendisi bilirkişiden, daha sonra da 3 makine mühendisinden oluşan heyet raporu alınmış; ilk olarak makine mühendisinden alınan raporda; Her iki aracın da kavşak içerisinde olduğu anlaşıldığından ve her ikisinin beyanına göre de yeşil ışık yandığından sürücülerin ışık geçişlerine dikkat etmedikleri ve olması gereken hızın üzerinde seyrettikleri anlaşılarak; hız sınırlarına ve kavşaklarda ilk geçiş önceliğine uymamaktan dolayı %50 kusurlu bulunmuşlar, daha sonra alınan heyet raporunda; Davalıya ait araç sürücüsünün kavşağa yaklaşırken hızını azaltmadığı, kavşağa geldiğinde de yanan kırmızıya dönen ışığa uyup duruşa geçmediğinden 1.derece %70 kusurlu,davadışı araç sürücüsü ise; kavşakta kırmızı ışıkta durduktan sonra yeşil ışık yanınca hemen harekete geçmek yerine kavşağın boşalıp boşalmadığını gözetmesi gerekirken gözetmediğinden 2.derecede %30 kusurlu olduğu belirlenmiş ve mahkemece ilk alınan bilirkişi raporu %50 kusur oranı hükme esas alınmıştır.
Davalı ...’ye ait aracın sürücüsü olan ... taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan...Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/601 Esas – 2011/579 Karar sayılı dosyasında yargılanmış; yargılama sırasında alınan kusur raporunda; Kaza yerindeki bir işyerinden alınan CD görüntüleri incelenerek Davalı ...’ye ait ... plakalı araç sürücüsü kendisine hitap eden yeşil ışıktan geçtikten sonra Kırmızı ışık yanmasına da yaklaşık 9 saniye varken kazanın meydana geldiği; Buna göre dava dışı araç sürücüsünün asli kusurlu, davalıya ait aracın sürücüsünün ise kusursuz olduğu belirlenmiş. Ve Ceza mahkemesince, söz konusu raporda belirtilen kusur oranına göre davalıya ait aracın sürücüsü ... kusursuz olduğundan beraatine karar verilmiştir. Hükmün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesi"nin 13/03/2014 tarih ve 2013/10411 Esas 2014/6336 sayılı kararı ile ceza miktarına ilişkin bozulmuş, bozmadan sonra da verilen karar temyiz edilmeden kesinleşmiştir.
Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine etkisi, Borçlar Kanununun 53. TBK.nun 74. maddesinde düzenlenmiş olup Hukuk Hâkimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır. Borçlar Kanununun 53. maddesinde “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin
kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hâkimini takyit etmez.” hükmü öngörülmüştür. Bu açık hüküm karşısında, Ceza Mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların Hukuk Hâkimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Ceza Mahkemesinde bir maddi olayın varlığı ya da yokluğu konusundaki kesinleşmiş kabule rağmen, aynı konunun Hukuk Mahkemesinde yeniden tartışılması mümkün değildir (Y.H.G.K. 11.10.1989 gün ve E.1989/11-373, K.472 sayılı ilamı). Bunun nedeni, ceza yargılamasındaki ispat araçları bakımından Ceza Hâkiminin Hukuk Hâkiminden çok daha elverişli konumda bulunmasıdır. O halde bir Ceza Mahkemesinin uyuşmazlık konusu olayın tespitine; diğer bir söyleyişle maddi olgulara ilişkin kesinleşmiş tespitine, aynı konudaki Hukuk Mahkemesinde de kesin delil oluşturacağı açıktır (Hukuk Genel Kurulu - 2008/4-564 E, 2008/536 K.). Bu durumda, ceza mahkemesince kazanın oluş şekli yönünden tespit edilen maddi olgu hukuk hakimini bağlayacağından, somut olayda davalıya ait aracın sürücüsünün; yeşil ışıkta geçtiği kamera kayıtlarına göre belirlenmiş olup davalıya ait araç sürücüsünün kusursuz olduğu kesinleşmiştir. Buna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu durumun değerlendirilmediği bilirkişi raporu esas alınarak davalıdan tazminat alınmasına karar verilmesi ve yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 4.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.