Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/5031 Esas 2012/329 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5031
Karar No: 2012/329
Karar Tarihi: 24.01.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/5031 Esas 2012/329 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2011/5031 E.  ,  2012/329 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin olarak Yargıtay 23. Hukuk Dairesi"nin 13.09.2011 gün ve 2011/205 Esas 2011/261 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü:

    - KARAR -
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, ancak kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini haricen öğrendiklerini, ihraç kararının müvekkiline usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini ileri sürerek, yönetim kurulunun ihraç kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin gönderdiği ilk ihtarın davacının kardeşine, ikinci ihtarın işçisine, ortaklıktan çıkarılma kararının ise yine davacının kardeşine tebliğ edildiğini, tebligatların geçerli olduğunu savunarak, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, birinci ihtarname ile ortaklıktan çıkarılma kararının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline dair verilen karar davalı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 13.09.2011 tarih ve 2011/205 -261 E-K sayılı ilamıyla onanmıştır.
    Bu kez, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
    Dava, yönetim kurulu ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, birinci ihtarname ile ortaklıktan çıkarılma kararının usulsüz tebliğ edildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile ihraç kararının iptaline karar verilmiştir. Oysa davalı vekili, davacının ihraç kararı ile ortaklığının sona erdiğini ve esasen 6 yıla yakın bir süre ile kooperatifle ilişki kurmadığını, 5 yıl bekleyip inşaatların tamamlanmasından sonra dava açmasının MK’nun 2’inci maddesindeki iyi niyetle bağdaşmadığını ve davacının kötü niyetli olduğunu savunmuştur. Karşılıklı hak ve yükümlülük doğuran kooperatif ilişkisi ,amaca ulaşıncaya kadar süreklilik gerektiren bir niteliğe sahiptir. Özellikle de kooperatifin amacına ulaşması bakımından ortağın parasal yükümlülüklerini yerine getirmesi son derece önemlidir. Bu durumda kooperatifin davacıyı ihraç ettiği 1992 yılı ve sonrası genel kurul tutanaklarının getirtilmesi, öteden beri aidat toplayıp toplamadığının açıklığa kavuşturulması, aidat toplandığının tespiti halinde davacının parasal yükümlülüğünü yerine getirip getirmediği ,en son ödemenin ne zaman yapıldığı saptanarak, davacı ortağın yükümlülüklerini yerine getirmediği ortaya çıktığında uzun süreden beri kooperatifle ilişki kurmayan ve aidat ödemeyen davacının, bu aşamada ihraç kararının usulsüz olduğunu ileri sürmesinin MK’nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralı ile bağdaşıp bağdaşmadığının değerlendirilerek bir
    karar verilmesi gerekirken, mahkemece anılan hususlar gözetilmeden davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşıldığından davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin kabulüyle, Dairemizin onama kararının kaldırılarak, mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 13.09.2011 gün, 2011/205 Esas ve 2011/261 Karar sayılı onama kararının kaldırılarak, mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile peşin harcın istek halinde iadesine, 24.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.