14. Ceza Dairesi 2016/3921 E. , 2020/2338 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde cinsel saldırı
HÜKÜM : Nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten mahkumiyet
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle başvurunun muhtevası ve inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ile kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Dosya içeriğine göre olayda, sanığın kastının organ sokmaya yönelik olduğuna dair sözlü veya fiili bir davranışının bulunmaması karşısında mevcut haliyle eylemin cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.06.2020 tarihinde üye ..."in karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde cinsel saldırı suçundan sanık ... hakkında yapılan yargılama sonucunda nitelikli cinsel saldırıya teşebbüs suçundan mahkumiyetine dair mahkemece kurulan 28.11.2013 gün ve 2011/246 Esas, 2013/349 Karar sayılı hükmün sanık müdafisi tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan temyiz
incelemesi sonucunda hükmün onanması gerekirken yazılı şekilde sanığın eyleminin cinsel saldırı suçunu oluşturduğu gözetilmeden nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Sayın çoğunluk ile ihtilafa düştüğümüz husus suç vasfının tayinine ilişkin olup, kanaatimizce onanması gereken mahkeme kararının belirtilen yazılı gerekçeyle bozulması yerinde olmamıştır.
Mağdurenin aşamalardaki samimi ifadeleri, olayın intikal şekli ve zamanı, olay nedeniyle ruh sağlığının etkilendiğine dair İstanbul Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunca düzenlenen rapor, bir kısım tanık beyanları ile tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın eyleminin nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüs kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Şöyleki kayden 22.01.1945 doğumlu olup suç tarihinde 63 yaşında bulunan mağdurenin uzaktan akrabası olan aynı yaştaki sanığın, suç tarihinden önce hastane işlemleri için mağdurenin eşinin bir müddet köyden ayrılacağını öğrenince olay gecesi giriş katı ahır olan binanın üst katındaki evinde yalnız kalan mağdurenin bulunduğu yere geldiği ve camdan geçen silüeti görüp eşinin geldiğini zannederek kapıyı açan mağdurenin kendisini görünce duraksayıp neden geldiğini sorması üzerine “sana geldim” diyerek mağdureye saldırıp kucaklayarak içeriye çekmek istediği, taraflar arasında yaşanan arbede sırasında sanığa direnip, bağırarak çevreden yardım isteyen mağdurenin yeleğinin üst düğmelerinin koptuğu, bu şekilde cinsel ilişkiye girmek istediği mağdurenin direncini kırarak zorla eve sokmaya çalışan sanığın, elinden kurtulmayı başaran mağdurenin duvar boyunca uzanan asmaya tutunarak aşağı atlaması üzerine olay yerinden ayrılmak zorunda kaldığı dosya kapsamıyla sübut bulmuştur. Soruşturma evresinde dinlenen tanık Veli’nin, mağdureyi doğrular şekilde olay gecesi evinin bahçesindeki tuvalete çıktığında bir iki dakika süreyle bağıran kadın sesi duyduğunu belirtmesi, 6. ihtisas kurulu raporunca hazırlanan raporda yaşanan hadiseden dolayı mağdurede kısmen remisyonda travma sonrası stres bozukluğu geliştiği tespit edilip, bu durumun ruh sağlığını etkilemekle birlikte bozacak mahiyet ve derecede bulunmadığı yönünde bilgi verilmesi ve tüm dosya içeriği nazara alındığında, mahkemece sanığın nitelikli cinsel saldırı suçuna teşebbüsten mahkumiyetine dair verilen kararın oluş ile dosya kapsamına uygun bulunduğu gözetilerek onanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile eylemin cinsel saldırı düzeyinde kaldığı gerekçesiyle hükmün bozulması gerektiği yönünde oluşan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak edilmemiştir.