11. Hukuk Dairesi 2012/10479 E. , 2014/1477 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİYARBAKIR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2012
NUMARASI : 2010/539-2012/328
Taraflar arasında görülen davada Diyarbakır 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03.05.2012 tarih ve 2010/539-2012/328 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21.01.2014 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkiline ait ve davalı şirkete sigortalı bulunan işyerinin 18.01.2010 tarihinde elektrik kontağından çıkan yangın sonucu uğradığı hasar bedelinin usulüne uygun müracaata rağmen ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik 15.000 TL"nin olayın meydana geldiği tarihten itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 22.03.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 164.644,87 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, yangının şüpheli bulunduğunu, talebin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, dava konusu yangının şüpheli olduğunu ispatlayacak herhangi bir delilin elde edilemediği, davacının toplam 164.644,87 TL zararının meydana geldiği, bu zarardan davalının sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 164.644,87 TL"nin 11/04/2010 tarihinden itibaren ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve bu konuda ispat yükümlülüğü kendisine düşen davalı sigorta şirketi tarafından, dava konusu yangın rizikosunun teminat dışı bulunduğunun ispat edilememiş olmasına, yine davacının dava konusu yangın olayı nedeni ile uğradığı elektrik tesisatı zararının (900) TL, inşaat zararının (12.246,76) TL olduğunun, hem tespit bilirkişisi hem de mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda usulüne uygun ve denetime elverişli bir şekilde belirlenmiş bulunmasına, her ne kadar mahkemece alınan bilirkişi raporunda elektrik tesisatı zararının (1.000) TL olduğu bildirilmişse de davacı vekilince sunulan 22.03.2012 tarihli ıslah dilekçesinde, elektrik tesisatı zararı olarak (900) TL, inşaat zararı olarak (12.246,76) TL talep edilmiş olması karşısında, mahkemece davacının uğradığı elektrik ve inşaat zararı olarak anılan tutarlara hükmedilmesinde bir isabetsizliğin bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Ancak dava, yangın sigorta sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının uğradığı emtia zararının tespiti ise dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 28.12.2011 tarihli bilirkişi raporuna ve davacının defter ve kayıtlarına göre tespit edilmiştir. Oysa aynı raporda davacının 2010 ve 2011 yılı defterlerinin yasal süresi geçirildikten sonra tasdik edildiği, üstelik 2009 yılı kayıtlarının 04.03.2011 tarihinde tasdik edilen bu defterlere yazıldığı, bu durumun da 2009 yılı işlemlerinin defterlere en erken 04.03.2011 tarihinde kaydedildiği anlamına geleceği belirtilmiştir. Davacının defter ve kayıtlarının bu denli sağlıksız tutulduğu bir durumda, sadece anılan defterlere göre stoklarda bulunan mal miktarının belirlenemeyeceği açıktır.
Bu itibarla mahkemece, öncelikle davacının deposunda bulunan malları satın aldığını ispatlamak amacıyla sunduğu faturalarda belirtilen şirketler nezdinde inceleme yapılarak, bu faturaların sahte olup olmadığının belirlenmesi, daha sonra da yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulup davacıya ait depoda keşif icra edilerek, dava konusu deponun bulunduğu yer ve fiili koşulların gözetilmesi suretiyle, bu yerde davacının defter ve kayıtlarında belirtilen miktarda mal bulunmasının mümkün ve olağan koşullara uygun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi ve tüm bu deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının uğradığı emtia zararı konusunda eksik incelemeye dayanılarak, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bu nedenle davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.