8. Hukuk Dairesi 2019/1176 E. , 2019/4026 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı 09.03.2005 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 23.10.2012 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 30.09.2012 vade tarihli kira alacağı 73.364,00 TL"nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 09.10.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 11.10.2013 tarihli itiraz dilekçesinde, alacaklıya borcunun bulunmadığını, takibin durdurulmasını talep ettiğini bildirerek takibe itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklı İcra Mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur.
Mahkemece verilen ilk kararında, hesap ekstresinde 31/08/2012 tarihli 73.364,00 TL"lik ödeme hakkında bir açıklama bulunmamakla beraber miktar ve tarih gözönüne alındığında bu ödemenin 2012 yılının 8. ayında ödenmesi gereken ilk takside ilişkin olduğu, takibe konu yapılan alacağın ise 2012 yılının 9. ayında ödenmesi gereken 73.364,00 TL"lik alacağa ilişkin olduğu ve bu miktarın da takip tarihinden sonra 12/11/2012 tarihinde 50.000,00 TL, 01/07/2013 tarihinde 20.000,00 TL, 24/06/2013 tarihinde 4.408,00 TL olarak ödeme emri tebliğ tarihi olan 19/10/2013 tarihinden önce borçlu tarafından ödendiği, takip yapmakta alacaklının haklı bulunduğu anlaşılmakla, ödemeler ödeme emri tebliğinden önce yapıldığından 3.455,15 TL alacağın 01/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek %16,80 faizi ve icra takip giderleri, icra vekalet ücreti üzerindeki itirazın kaldırılmasına, ödeme emri tebliğinden önce ödemede bulunulmakla tahliye talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk kararın davacı ve davalı tarafça temyizi üzerine Dairemizin 07.06.2017 tarihli ve 2017/3380 E., 2017/8450 K. sayılı ilamı ile; “Taraflar arasında birden fazla taşınmaza ait kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamakta olup dava konusu olmayan diğer taşınmaza ait kira sözleşmesinin 01/01/2012 başlangıç tarihli, bir yıl süreli aylık 6.000,00 TL bedelli olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece ödemelerin yapıldığı banka hesap hareketleri getirtilerek alınan 02/06/2015 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalının takip tarihinden sonra ödeme emri tebliğ tarihinden önce çeşitli miktarlarda ödemeler yaptığı görülmekte olup 24/06/2013 tarihli 4.408,00 TL bedelli ödemenin “ Yapılandırma taksiti ” açıklaması ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasında birden fazla kira ilişkisinin bulunduğu gözönünde bulundurularak 24/06/2013 tarihli 4.408,00 TL bedelli ödemenin dava konusu kira borcuna istinaden ödenip ödenmediği hususu üzerinde durulup sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı gerekçe ile itirazın kısmen kaldırılmasına ve tahliye talebinin reddine karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda; bozmaya konu edilen 24.06.2013 tarihli ödemenin kira ödemesi olarak yapıldığı, fakat hangi döneme ve hangi kira sözleşmesine istinaden yapıldığının anlaşılmadığı ve belli olmadığı sonucuna varıldığı, bu ödemenin dava konusu kira sözleşmesine istinaden yapıldığının ispat yükünün bunu iddia eden davacı tarafa düşmekte olduğu, davacı tarafın bu miktarın dava konusu kira sözleşmesine istinaden yapıldığını ispat edemediği, buna göre bu borcun dava konusu sözleşme gereğince ödendiğini kabul etmenin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 7.863,15.-TL asıl alacağın 01/07/2013 tarihinden itibaren işleyecek %16.80 faiz üzerindeki ve ödemeler takipten sonra ödeme emri tebliğinden önce yapıldığından icra masrafları ve icra vekalet ücreti üzerindeki itirazın kaldırılmasına, bu kalemler açısından takibin devamına, fazla ilişkin taleplerin reddine, tahliye isteminin reddine karar verilmiş, karar davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve tahliye istemine ilişkindir.
1. Dosya kapsamına, toplanan delillere, bozma ile kesinleşen hususların yeniden temyiz sebebi yapılmasına usul hükümlerinin elvermemiş bulunmasına ve temyiz edilen kararda yazılı gerekçelere göre temyiz eden davacı tarafın temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Davalı vekilinin alacağa yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Taraflar arasında 09.03.2005 başlangıç tarihli, 10 yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık yoktur. Kira sözleşmesi ile kiralananın yıllık kira bedelinin 80.000,00 TL olduğu ve kira bedelinin Ağustos ve Eylül aylarında olacak şekilde iki eşit taksit halinde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Mahkemece, 31.08.2012 tarihinde yapılan 73.364,00 TL"lik ödemenin takip öncesi 2012 yılı Ağustos ayı kira taksitine ilişkin olduğu kabul edilmiş olup, bunun yanında 12.11.2012 tarihinde “kira bedeli” açıklaması ile yapılan 50.000 TL"lik ödeme ile 01.07.2013 tarihinde “kira bedeli 2012” açıklaması ile yapılan 20.000 TL"lik ödeme 2012 yılı Eylül ayı kira taksitine mahsup edilmiştir. Öte yandan 24.06.2013 tarihinde yapılan 4.408,00 TL"lik bir ödeme daha bulunmaktadır. Mahkemece, dairemiz bozma ilamı doğrultusunda 24.06.2013 tarihli ve 4.408,00 TL bedelli ödemeye ilişkin ödeme makbuzu dosyamız arasına alınmış olup, söz konusu ödemenin “Aydın İl Özel İdaresi kira bedeli” açıklaması ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından bu ödemenin diğer kira sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara mahsup edildiği iddia ve ispat edilemediğine göre “kira bedeli” açıklaması ile yapılan söz konusu ödemenin takibe konu kira bedeline ilişkin olduğunun kabulü ile kira alacağından mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ; Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2 nolu bentte yazılı nedenle davalı vekilinin alacağa ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK"ya 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK"un 428. ve İİK"nin 366. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.