Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/22075
Karar No: 2014/904
Karar Tarihi: 23.01.2014

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/22075 Esas 2014/904 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2013/22075 E.  ,  2014/904 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARAPINAR SULH HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 08/04/2013
    NUMARASI : 2013/14-2013/132

    Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı temsilcisi tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi H. ...raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, tapu kaydında düzeltim isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davacı; kayden paydaşı olduğunu iddia ettiği 9 parsel sayılı taşınmazın tapu kayıtlarında isminin Aliye: Mehmet olarak yazılı olduğunu, kimlik bilgilerindeki eksiklik nedeniyle tasarrufta bulunamadığını ileri sürerek tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun olarak düzeltilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere; Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet hakkı sahibinin adı, soyadı, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme taleplerinin kaynağını oluşturur.
    Bu tür işlerde kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir.
    Tapuda kayıt düzeltilmesi davasını, tapu maliki ile mirasçıları açabilir. Bunun yanı sıra, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren Türk Medeni Kanununun 702. maddesinin son fıkrası gereğince ortaklardan her birinin topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabileceği ve bu korumadan bütün ortakların yararlanabileceği öngörüldüğünden elbirliği mülkiyetinde, ortaklardan her hangi biri de tek başına tapuda murisin kimlik bilgilerinin düzeltmesini isteyebilir.
    Ayrıca bu işlerin, bir başka dava nedeniyle verilen yetkiye dayanılarak açılması da mümkündür. Böyle bir yetki verildiğinde yetkiye dayanarak talep eden kişinin takip yetkisi vardır.
    Tapu Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olup olmadığı kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır. Bu saptama yapılırken de aşağıda açıklanan yöntem izlenmelidir.
    1-Kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması veya tespiti istenen talep konusu taşınmazların tapu kayıtları (ilk tesis ve tedavülleriyle) ve kadastro tutanakları (tespit ve tescile esas alınan tüm dayanak belgeleriyle) ayrıca taşınmazlar kadastrodan sonra edinilmişse buna ilişkin tüm belgeler ile birlikte getirtilmelidir.
    2-Nüfus müdürlüğünden, talep konusu taşınmazların tapu kayıtlarında malik olarak görünen kişi ile aynı kimlik bilgilerine sahip bir başka kişi veya kişilerin nüfus kayıtlarında bulunup bulunmadığı araştırılmalı, mevcut ise bu kişi veya kişiler duruşmaya çağrılarak telep konusu taşınmazlarda mülkiyet hakkı iddiaları bulunup bulunmadığı kendilerinden sorulmalı, kaydı düzeltilecek kişilerin nüfus kayıtları, tapu kayıtları ve dayanakları ile bağlantı kurulacak şekilde incelenmelidir.
    3-Taşınmazın bulunduğu yerleşim yerinde zabıta aracılığı ile kayıt maliki ile aynı ismi taşıyan başka kişi veya kişilerin bulunup bulunmadığı da araştırılmalıdır.
    4-İstem konusunda tanıklar dinlenmelidir.
    5-Tüm bu araştırmalar sonucu hâlâ kesin bir kanaat oluşmamış ise mahallinde keşif yapılarak; tanıklar ve varsa tespit bilirkişileri taşınmaz başında dinlenmelidir.
    Açıklanan bu hususlar çerçevesinde yapılacak inceleme ve araştırma sonucu, tapu ve nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlandığında talebin kabulü yoluna gidilmelidir.
    Davanın niteliği gereğince, yargılama harcı ve vekâlet ücreti maktu olarak belirlenmelidir.
    Tapu müdürlüğü ilgili sıfatıyla yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinden sorumlu tutulmamalıdır.
    Somut olaya gelince; çekişme konusu taşınmazın güncel tapu kayıtlarına göre Aliye:Mehmet isminde bir paydaşının bulunmadığı, özellikle eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belge ve kayıtlardan ise, taşınmazın dava dışı Karapınar Belediye Başkanlığınca kamulaştırılmasına karar verildiği, ancak taşınmaz maliklerinin kim olduğunun bilinememesi sebebi ile belediyenin kayyım tayini talebi ile açtığı davanın Karapınar Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20.01.2002 tarih ve 2012024 Esas, 2012/31 sayılı kararı ile kabul edilerek, taşınmazda 18.10.1982 tarihinde kadastroyla paydaş olan Aliye:Mehmet isimli kişinin de bulunduğu pek çok paydaşa, kamulaştırma işlemlerinde temsil edilmek üzere Karapınar Mal Müdürünün kayyım olarak atandığı, atanan kayyım ile belediye arasında kamulaştırma bedeli konusunda uzlaşma sağlanması üzerine belirlenen kamulaştırma bedelinin, Yapı Kredi Bankası Karapınar Şubesinde paydaşlar adına açılan hesaba yatırıldığı, Aliye:Mehmet isimli kişiye ait payın da kayyım tarafından 30.03.2012 tarihinde davalı belediyeye temlik edildiği, dolayısıyla “Aliye:Mehmet”’in taşınmazda payının kalmadığı anlaşılmaktadır.
    O halde, taşınmazda paydaş olmayan kişinin tapu sicil kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesine karar verilmiş olmasının doğru olduğu söylenemez.
    Ne var ki, kimlik bilgilerindeki eksiklikten dolayı kamulaştırma bedelinin ödenemeyecek olması sebebi ile davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunduğu tartışmasız olup, bu gibi durumlarda çekişme konusu taşınmazın paydaşı ile davacının aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir tespit kararı verilebileceği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilke ve olgular çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılarak, payı kamulaştırılan "Aliye:Mehmet’in" davacı ile aynı kişi olup olmadığının tereddüde yer bırakmayacak şekilde saptanması, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davalı temsilcisinin belirtilen nedenlerle temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi