Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4571 Esas 2012/298 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/4571
Karar No: 2012/298
Karar Tarihi: 23.01.2012

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2011/4571 Esas 2012/298 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Davacı, dava dışı bir kişiden kooperatif payını devraldığını ve davalı kooperatifte ortak olmak istediğini belirtmiştir. Ancak davalı, payını devreden kişinin devir işleminin muvazaalı olduğunu ve amaçının mal kaçırma olduğunu savunmuştur. Mahkeme verdiği kararda, davanın kabulü ile pay devrinin gerçekleştiğini ve davacının davalı kooperatifteki pay sahibi olduğunu tespit etmiştir. Ancak, davalının savunmalarının yeterince incelenmediği ortaya çıkmıştır ve bu sebeple karar hatalıdır.
Kararda geçen Kanun Maddeleri: N/A
23. Hukuk Dairesi         2011/4571 E.  ,  2012/298 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin, dava dışı ..."a ait kooperatif payını 29.08.2002 tarihinde "kooperatif hisse devir sözleşmesi" ile devralınmasına rağmen, devreden ortak aleyhine açılan davanın gerekçe gösterilerek ortaklık için yaptığı başvurunun reddedildiğini ileri sürerek, müvekkilinin pay devri suretiyle davalı kooperatifin ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, payını devreden ...’ın davacının babası ve 15.06.2002 tarihine kadar müvekkili kooperatifin yönetim kurulu üyesi olduğunu, 15.06.2002 tarihli genel kurulda ibranın geri bırakılarak hesap tetkik komisyonu kurulduğunu, 15.09.2002 tarihli olağanüstü genel kurulda önceki yönetimin ibra edilmeyerek sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, hakkında sorumluluk davası açılacağını düşünen yöneticinin ortaklık payını muvazaalı olarak davacıya devrettiğini, ortaklık payının gerçekte devredilmediğini, payını devreden ortak hakkında .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/782 Esas sayılı dosyasıyla sorumluluk davası açıldığını ve davada devreden ortağın payının devrinin tedbiren önlendiğini, 2008 yılına kadar devreden veya davacının pay devrinden söz etmediklerini, payını devreden ortağın bu süreçte genel kurullara katıldığını, aidat alacağının tahsili amacıyla 2007 yılında başlatılan takibe borcu bulunmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, aidat ödemeye devam ettiğini, 2008 yılında sonuçlanan itirazın iptali davasıyla devreden ortağın aidat borcu bulunduğunun belirlendiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davacının, dava dışı ortaktan kooperatifteki ortaklık payını devraldığı, payı devralan kişinin ortaklık sıfatını taşıması halinde kooperatifin devralan kişiyi ortaklığa kabulden kaçınamayacağı, davacının anasözleşmedeki ortaklık şartlarını taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulü ile ..."ın kooperatifteki payını davacıya devrettiğinin tespitine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, kooperatif üyeliğinin tespiti istemine ilişkindir. Kooperatif Genel Kurulu’nun 15.09.2002 tarihli kararı ile ibra edilmeyen ve hakkında sorumluluk davası açılan önceki yönetim kurulu üyesi ....’ın davalı kooperatifteki üyelik haklarını oğlu davacı
    ...’a devrinin muvazaalı ve mal kaçırma amacına yönelik olduğu savunulmasına karşılık mahkemece bu savunma üzerinde durulmadan eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru değildir. 29.08.2002 tarihinde davacı ile dava dışı... arasında pay devir sözleşmesi düzenlenmiş ise de, 2008 yılına kadar devir olgusunun kooperatife bildirilmediği, bu süre zarfında yapılan tüm genel kurullara devredenin katıldığı, aidat borcunun devreden tarafından ödendiği, aidat borcunun tahsili amacıyla devreden aleyhine takip yapıldığı, takibe itiraz ve itirazın iptali davasında devir olgusundan bahsedilmediği, devreden aleyhine açılan sorumluluk davasında ve payın üzerine ihtiyati tedbir konulması aşamasında da devir olgusundan bahsedilmemesi ortada muvazaa olgusunu göstermektedir. Mahkemece tüm bu yönlerin tartışılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davalının bu savunması üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 23.01.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.