14. Hukuk Dairesi 2015/9925 E. , 2015/8870 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/04/2015
NUMARASI : 2014/119-2015/115
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 16.03.2014 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması, borçlu olmadığının tespiti, tazminat ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kısmen kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına, davacının borçlu olmadığının tespitine, tazminat talebi ile manevi tazminat talebinin reddine dair verilen 07.04.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı H.. B.. vekili ile temyiz yolu ile incelenmesi davalı S.. B.. tarafından istenilmekle tayin olunan 13.10.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı H.. B.. vekili Av. D... Ü..ile karşı taraftan davacı vekili Av. K.. Y... E.. ile temyiz eden davalı S.. B.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı vekili, davalı H.. B.. ile müvekkili arasında hiçbir şekilde ilişki olmadığını, babasının yönlendirmesi ile vekalet verdiğini, 700.000,00 TL"nin kendisine de verilmediğini belirterek maliki olduğu 38 ada 27 parsel sayılı 5 no"lu taşınmaz üzerinde davalı H.. B.. lehine konulmuş olan 24.02.2014 tarihli 700.000,00 TL miktarlı ipoteğin kaldırılmasını, müvekkilinin borcu olmadığının tespiti ile 50.000,00 TL manevi tazminat ile % 20 tazminatın davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı H.. B.. vekili, ipoteğin resmi şekilde düzenlendiğini, kesin borç ipoteği olduğunu, ipotek bedelinin ödendiğinin iddia ve ispat edilmediğini, davanın reddini savunmuştur.
Davalı S.. B.., davacı tarafından kendisine verilen vekaletnameye istinaden ipotek aktinin yapıldığını, yapılan işlemin hukuka aykırılık arz etmediğini ve davanın lehine ipotek konulan kişi aleyhine açılması gerektiğini belirterek husumet itirazında bulunmuş, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, dava konusu 38 ada 27 parsel sayılı 5 no"lu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, davacının ipotekten kaynaklanan borcu olmadığının tespitine ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı H... Ş... vekili ile davalı S.. B.. temyiz etmişlerdir.
1-Davalı S.. B.. temyizi yönünden;
Davalı S.. B.., Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli 4...yevmiye no"lu ipotek aktinde davacı S.. E.."na vekaleten hareket ettiğinden bu davada davalı sıfatı bulunmamaktadır. Bu nedenle, davalı S.. B.. hakkında açılan davanın husumet yönünden reddi gerekmektedir.
2-Davalı H.. B.. vekilinin temyizi yönünden;
Tapu Müdürlüğünün 24.02.2014 tarihli 4..yevmiye no"lu ipotek akti ile Y... M...38 ada 27 parselde 5 no"lu meskenin tamamı S.. E.. adına kayıtlı iken S.. E.. adına vekaleten S.. B.., H.. B.."den aldığı 700.000,00 TL bedel mukabilinde diğer kredi için H.. B.. lehine 2. derecede FBK, serbest dereceden istifade etmek üzere ipotek tesis ettiğini belirtmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının babası İ... O.. E... tarafından düzenlenen 14.02.2014 tarihli protokol başlıklı belge ile "Ş.. B.."den şirketi adına aldığı para karşılığında ... sıralı çekleri, şahsına ait ancak kızı S.. E.."nun üstüne kayıtlı olan M... İlçesi, Y... M... 38 ada 27 parsel 5 no"lu bağımsız bölümdeki evin borcuna istinaden ipotek verileceği" taahhüt edilmiştir. Davacı S.. E.. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 2014/41927 soruşturma sayılı dosyasında alınan 25.03.2014 tarihli beyanında; "vekaletin düzenlendiği 19.02.2014 tarihinde babasının kendisini aradığını, TC numaralarını bildireceği kişilere vekalet düzenlemesini, bankadan kredi alacağını bu nedenle vekaletname istediğini, kendisine ait olan gayrimenkulü de teminat göstereceğini söylediğini" belirtmiştir.
Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 700.000,00 TL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde ipoteğin kaldırılmasına karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
Dava konusu olayda ipotek lehtarı H.. B.."ün ipotek aktinden kaynaklanan alacağının ödenmediği, ipoteğin kaldırılması için gerekli koşulların gerçekleşmediği anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken davalı ipotek lehdarı H.. B.. vekili tarafından dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin davacının babasının şirket borçlarından kaynaklandığının bildirildiği ve ipoteğin davacının borcundan doğmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı H.. B.."e verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.10.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
_ K A R Ş I O Y Y A Z I S I _
Dava, davalı H.. B.. tarafından konulan ipoteğin haksız, hukuka aykırı, dayanaksız, temel ilişki yokluğuna dayalı sakat ve yolsuz oluşu sebebiyle iptali, fekki ve terkinine, ipotek borçlusu olmadığının tespiti ile % 20"den aşağı olmamak üzere tazminat ile maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; davacıya ait bağımsız bölümün tapu kaydına konulan ipoteğin, davacının borcundan doğmadığı, akit tablosunda belirtilen 700.000,00 TL"nin kendisine verilmediği sonucuna varılarak ipoteğin kaldırılmasına, davacının ipotek dayanağı borcu olmadığının tespitine ve davacının % 20 tazminat talebi ile maddi ve manevi tazminat isteminin reddine dair karar verilmiştir.
Hüküm, davalılar tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Dava, ipotek şerhinin kaldırılması istemine ilişkindir.
İpotek kişisel alacağı güvence altına alma amacı güden, kıymetli evraka bağlı olmayan ve bir taşınmazın değerinden alacaklının alacağını elde etmesi olanağını sağlayan sınırlı ayni haktır. MK"nın 881. maddesine göre, halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin ve olası bulunan herhangi bir alacak, ipotekle güvence altına alınabilir.
Kural olarak, taşınmaz rehni sözleşmesi resmi şekilde yapılır (MK m. 856/11). Taşınmaz rehni sözleşmesinin yer aldığı resmi senedin tapu memuru tarafından düzenlenmesi zorunludur (TK m. 26). Resmi şekil zorunluluğu, taşınmaz rehninde değişiklik yapılması halinde de geçerlidir.
Dava konusu edilen ipotek akit tablosunda aynen “H.. B.."den aldığı 700.000,00 TL (Yediyüzbin TL) bedel mukabilinde diğer kredi için H.. B.. lehine 2. derecede faizsiz faiz ve F.B.K. süre ile ve serbest dereceden istifade etmek üzere ipotek tesis ettiğini ve ipotek alacaklısı H.. B.. bizzat bu ipoteği lehine aynı bedel ve şartlarla kabul ettiğini,” cümle dizisi yer almaktadır.
Davacı S..E... adına tapuda kayıtlı 5 no"lu meskenin kaydına vekaleten davalı S.. B.. tarafından 700.000,00 TL bedelli karz ipoteği tesis edilmiştir. Davacı, anılan bedelin ödenmediğini ve davalı Hüseyin"e karşı borçlu bulunmadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Davalı Hüseyin cevabında davanın reddini savunmuş ve 05.11.2014 tarihli ve 2 numaralı ara kararı gereği beyan ve belgelerin sunumuna dair 19.11.2014 tarihli dilekçede aynen “davaya konu taşınmaz üzerine tesis edilen ipotek davacının babası müteveffa İsmail O..E..nun şirket borçlarından kaynaklanmakta olup, davacı da aşağıda izah edilecek gerekçelerle bu borcu bilmekte ve bu sebeple resmiyette kendi adına kayıtlı taşınmaza ipotek tesis etmiştir.” açıklamasında bulunmuştur.
Bilindiği üzere, ipoteğin çerçevesini resmi akit tablosu çizer. Dava konusu resmi akit tablosuna baktığımızda terkini talep edilen ipotek “ana para” ipoteğidir ve TMK"nın 875. maddesi uyarınca ancak ödeme yapılması halinde fekkine karar verilir.
Ne var ki, davalının verdiği 19.11.2014 günlü yazılı beyan ve dayanağı belgeler, ipoteğin davacının babasına ait borçlar için konulduğunu kabule elverişli değildir. Çünkü davacı S... E...."nun babası İ... O...E..."nun borçları için davalı H.. B.. lehine taşınmazı ipotek ettiği yolundaki iradesini Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca tapuda, resmi şekilde işlem yaparak yerine getirmemiştir.
Bu durumda davacı ile davalı Hüseyin arasında ticari ilişki bulunmadığı, davalı Hüseyin"in davacıya nakten 700.000,00 TL ödeme yapmadığı ipotek akit tablosunun hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğu, davacı adına kayıtlı taşınmazın gerçekte borçlu İsmail O... E...."na ait bulunduğu devirlerin muvazaalı olduğuna dair iddianın bu davada dinlenemeyeceği sonucuna varılmış olmakla davacının ipoteğin kaldırılması talebi yerindedir.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmasına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekir.
Açıklanan nedenlerle Sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.