
Esas No: 2019/8149
Karar No: 2022/3921
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2019/8149 Esas 2022/3921 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın uyuşturucu bulundurmak suçuyla mahkûmiyetine karar vermiş ancak açıklanan gerekçeler nedeniyle karar bozulmuştur. Sanık hakkında Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesine dair karar verilmesiyle birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış, ancak sanığın yükümlülüklerine uymaması nedeniyle bu kararın kaldırılarak mahkûmiyetine karar verilmiştir. Ancak itiraz süresi ve merciinin gösterilmediği için sanığa yasa yolu bildiriminin yapılmaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karşı itiraz hakkı tanınmamış ve kararın kesinleşmediği anlaşılmıştır. Bunun yanı sıra, sanığın durumu yeniden değerlendirilmesi gerektiği de belirtilmiştir. Kanun maddeleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 191. maddesi, 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesidir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ve 7242 sayılı Kanun'un 10. maddesinde yapılan değişiklikler de kararda yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
Mahkeme : ADANA 25. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Sanık hakkında, suça konu 27/02/2015 tarihli eylemi nedeniyle, ilk olarak 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca 04/03/2015 tarihinde kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararı verildiği, kararın infaz için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği ve sanığın 25/03/2015 tarihinde başvurusu ile hastaneye sevk edildiği sanığın hastaneye başvurmaması sebebiyle 21/04/2015 tarihinde uyarılmasına rağmen uyarı sonrası sanığın kuruma başvuruda bulunmaması nedeniyle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kaldırılarak, açılan kamu davası üzerine yargılamaya devam edilerek mahkûmiyetine karar verilmiş ise de;
Sanık hakkında 6545 sayılı Kanun'un 68. maddesiyle değişik TCK'nın 191. maddesinin 2 ve 3. fıkraları uyarınca, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının içeriğinde, sanığın bu karara itiraz ... bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmadığı için sanığa kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararına karşı 15 gün içinde Sulh Ceza Hakimliğine itiraz ... bulunduğu ihtarı ile birlikte kararın yeniden tebliğ edilmesi gerektiğinden, 04/03/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği ve kovuşturma şartlarının oluşmadığı,
Anlaşıldığından; 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi gereğince kovuşturma şartının gerçekleşmesini beklemek üzere, kamu davasının durmasına ve gerekli tebligat işlemlerinin tamamlanarak, kararın infazına devam edilmesi için dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi yerine, yargılamaya devam edilerek mahkûmiyetine karar verilmesi,
2- 27/02/2015 tarihli eylemi ile ilgili olarak 04/03/2015 tarihinde verilen Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesine dair kararın sanığa 20/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği, sanığın Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurusu sonrasında hastaneye başvurmaması üzerine 21/04/2015 tarihinde uyarı yazısının tebliğ edildiği ancak sanığın yükümlülüklerine uymaması nedeniyle 07/05/2015 tarihinde denetim dosyasının kapatılmasına karar verildiği; sanığın 18/03/2015 tarihli eylemi ile ilgili 10/04/2015 tarihinde birleştirme kararı verilerek 20/05/2015 tarihinde iddianamenin düzenlendiğinin anlaşılması karşısında; sanığın 27/02/2015 ve 18/03/2015 tarihli eylemlerinin yoğunluğu dikkate alınarak TCK'nın 3/1. maddesindeki orantılılık ilkesi ile TCK'nın 61. maddesi gereğince temel cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak belirlenebileceği gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 29/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.