12. Ceza Dairesi 2015/4237 E. , 2016/4011 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suça sürüklenen çocuk : ...
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : 1-Sanık ... hakkında; TCK"nın 85/2, 62/1, 50, 52/2-4, 53/6, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-Suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 85/2, 31/3, 62/1, 51/1-3-4-5-6-7-8. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanık ve suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık müdafii, suça sürüklenen çocuk müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
1-Suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Suça sürüklenen çocuk müdafinin hakkında mahkumiyet hükmü kurulması halinde, hükmolunacak hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine yönelik bir isteminin olmadığı dikkate alındığında, TCK"nın 50/1-a-4. maddesi uyarınca, suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezasının adli para cezasına çevrilip çevrilmeyeceği tartışılmamış ise de; TCK’nın 50 ve 51. maddelerinin her ikisinin de kişiselleştirme kurumu ve birbirlerine karşı önceliklerinin bulunmadığı, suça sürüklenen çocuk hakkında TCK"nın 50/3.maddesindeki koşulların da bulunmadığının anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında hükmolunan sonuç hapis cezasının TCK"nın 51. maddesi uyarınca ertelenmiş olması nedeniyle, tebliğnamedeki (3) nolu bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suça sürüklenen çocuk müdafinin beraat kararı verilmesi gerektiğine, kusura, eksik incelemeye ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükmün gerekçe bölümünde ve hüküm fıkrasında suça sürüklenen çocuğun bir kişinin ölümüne sebebiyet verdiği belirtilmesine rağmen, sevk maddesinin TCK"nın 85/1. maddesi yerine TCK"nın 85/2. maddesi olarak gösterilmesi,
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak; yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasının B bölümü 1. bendinde yer alan "85/2” ibaresinin “85/1” olarak değiştirilmesi, yine B bölümü 1. bendinde yer alan “amaç ve saiki” ibaresinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin kusura, hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Dosya kapsamına göre; olay tarihinde yerleşim yerinde iki yönlü aydınlatma bulunan parke yolda, geceleyin saat 23.30 sıralarında sanık sürücü ... yönetimindeki otomobil ile seyretmekte iken, olay yeri flaşörlü lamba bulunan kavşak mahallini geçip, seyrine göre sol tarafta kalan caddeye sinyal vermeden kontrolsüzce dönmek istediği sırada, sağından gelmekte olan ve yerleşim yerinde ve yaklaştığı kavşaktaki hız kurallarına riayet etmeden seyreden suça sürüklenen çocuk ... yönetimindeki motosiklet ile çarpışması sonucunda, motosiklette yolcu olarak bulunan ..."in ölümü, suça sürüklenen çocuğun ise basit tıbbi müdahale ile giderilir şekilde yaralandığı kazada, kazadan yaklaşık 2 saat 20 dakika sonra saat 01:50"de yapılan ölçümde 0,60 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, yerleşik Adli Tıp Kurumu 5.İhtisas Dairesi uygulamalarına göre vücuttaki alkol oranının her saat ortalama 15-20 promil düştüğü de dikkate alındığında, sanığın olay anında 95 promil civarında alkollü olduğu ve mahkemece de kabul edilen Adli Tıp Kurumu raporuna göre sanığın seyrine göre sağ taraftan seyreden araca ilk geçiş hakkını vermeyerek asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet vermesi şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın alkolün etkisi ile söz konusu kazanın oluşumuna bilinçli taksirle sebebiyet verdiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
2-1996 doğumlu suça sürüklenen çocuğun, basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralandığı olayda, kovuşturma aşamasında alınan beyanında sanıktan şikayetçi olmadığını ifade ettiği ve sanığın da vazgeçmeye açıkça karşı çıkmaması sebebiyle sanığın eyleminin TCK"nın 85/1. maddesinde düzenlenen taksirle öldürme suçunu oluşturduğunun anlaşılmasına, ayrıca mahkemece hükmün gerekçe bölümünde olayda bilinçli taksirin koşullarının bulunmadığının kabul edilmesine rağmen, hükmün gerekçesinde sanığın taksirle bir kişinin ölümüne sebebiyet vermekten sorumlu olduğu belirtilip, hüküm fıkrasında ise sanığın bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne bir kişinin de yaralanmasına sebebiyet verdiğinden bahisle TCK"nın 85/2. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilerek gerekçe ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması,
3-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK"nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saik" gerekçelerine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
4-TCK"nın 53/6. maddesinde, 3 aydan az ve 3 yıldan fazla olmamak üzere sürücü belgesinin geri alınabileceği düzenlenmiş olup, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca tayin olunacak güvenlik tedbirinin süresinin, fiilin ağırlığı ile orantılı, adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun olacak şekilde belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, üst hadde yakın şekilde 2 yıl 6 ay süreyle sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi,
5-Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanığa hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 14.03.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.