Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2018/686
Karar No: 2020/5475
Karar Tarihi: 26.11.2020

Danıştay 10. Daire 2018/686 Esas 2020/5475 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/686
Karar No : 2020/5475

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVALI : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU :
23/12/2017 tarih ve 30279 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Tahsilat Genel Tebliği Seri:A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ" (Seri: A Sıra No:9)'in 2. ve 3. maddesinin iptali istenilmektedir.

DAVACININ İDDİALARI :
- Avukat olarak görev yaptığı, yargılama giderlerinden olan, Avukatlık Kanunu'nda avukata ait olduğu belirlenen, hazcedilemeyeceği ve mahsup işlemine konu edilemeyeceği açık olan vekalet ücretlerinin tahsili için kamu kurumlarınca borcu yoktur yazısı istenilmesinin hukuka aykırı olduğu,
- İdarelerin ödeme emri göndermeden, borçlu adına hak ve alacaklara haciz konulmasına imkan veren tebliğ hükmünün hukuk devleti ilkesine aykırı olduğu,
- Bu şekilde kamu alacaklarının tahsili usulünün mülkiyet hakkına uygun olmadığı,
- Dava konusu düzenlemelerin, alacakların tahsili yönünden vatandaşa nazaran devlete geniş tahsil yetkisi verdiği, dolayısıyla eşitlik ilkesinin sınırlarını aşacak şekilde alacakları tahsil etme imkanı getiren dava konusu düzenlemenin iptali gerektiği,
- Devletin tahsil birimlerinin, etkin çalışmasını sağlayacak bir bilişim sisteminin yapılması halinde borcu yoktur yazısı talep edilmesinin önüne geçilmesinin, dolayısıyla kamu kaynaklarının etkin kullanılmasının sağlanacağı,
- Devletten alacağı olan herkesin borcu yoktur yazısı getirmesinin istenmesinin hukuk düzenince korunmaması gerektiği,
- Tahsilat Genel Tebliği'nin çıkarılmasına dayanak olan 7061 sayılı Kanun'un 7. maddesinin Anayasa'da yer alan mülkiyet hakkı, eşitlik ilkesi, hukuk devleti ilkesi ve özel kanunlardaki hükümler ile çeliştiği, dava konusu Tebliğ'in Kanuna uygun olduğunun düşünülmesi halinde, Kanun'un ilgili maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulması gerektiği,
- Tebliğin dava konusu maddeleri gereği, hem müvekkillerinin hem de kendisinin hak ve alacaklarını tahsil etmekte sorunlar yaşadığı, iddia edilerek dava konusu düzenlemelerin iptal edilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

DAVALININ SAVUNMASI :
- 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 22/A maddesi ile, bu maddede sayılan ödeme ve işlemler sırasında Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması ve yapılacak ödemelerden hak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu ile kesintilere asgari tutar ve oran getirme, kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etme, zorunluluk getirilen ödeme ve işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağı ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme hususlarında Maliye Bakanına yetki verildiği,
- Maliye Bakanına verilen bu yetkinin Anayasaya aykırı olmadığı, kanun koyucu tarafından anılan madde ile Maliye Bakanına bırakılan düzenleme alanı, vergilendirme ile ilgili temel kurallar olmayıp, bu madde (22/A) kapsamında belirlenen ödeme ve işlemlere muhatap olanlardan Bakanlığa bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu uygulanmasına ilişkin teknik düzenlemeler ve ayrıntılar içerdiği, bu bağlamda Kanunla düzenlenmesi gerekmeyen bir konu hakkında Maliye Bakanına yetki verilmesinin yasama yetkisinin devri niteliğinde değerlendirilmesinin mümkün olmadığı,
- Dava konusu Tebliğ hükümleri ile 5018 sayılı Kanun kapsamında olan idarelerin, hak sahiplerine yapacakları mahkeme ilamları veya icra emirlerine dayanan ve 2.000,00 liranın üzerinde olan ödemelerde, vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belgenin aranılması ve bu kapsamda bir borcun bulunması durumunda borçlunun talebinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın ödenecek tutardan, söz konusu belgede belirtilen borç tutarını aşmamak üzere kesinti yapılarak ilgili tahsil dairesi hesabına aktarılması zorunluluğu getirildiği,
- Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinde, vekalet ücretinin avukata ait olduğu, söz konusu ücretin iş sahibinin borcu nedeniyle hazcedilmesinin mümkün olmadığının düzenlendiği ancak, anılan madde ile avukata ait olan vekalet ücretinin, avukatın kendi borçları nedeniyle haczedilmesinin engellenmediği, ayrıca Avukatlık Kanunu'nun bütününde, avukatın kendi borçları nedeniyle avukatlık ücretinin haczedilmesini engelleyen bir hüküm bulunmadığı, kaldı ki 6183 sayılı Kanun'un 70. maddesinde "Haczedilmesi Mümkün Olmayan Ödemeler" arasında vekalet ücretinin bulunmadığı,
- 5018 sayılı Kanun kapsamında olan idareler tarafından, mahkeme kararı gereğince yapılacak ödemenin, 2.000,00 liranın üzerinde olan vekalet ücretine ilişkin kısmı için avukattan, 2.000,00 liranın üzerinde olan ve davacıya ait bulunan kısmı için de davacıdan vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranıldığı, bu düzenleme nedeniyle davacının borçlarından dolayı vekalet ücretinden herhangi bir kesinti yapılmadığı, dolayısıyla dava konusu Tebliğ'de, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'na aykırı bir düzenleme bulunmadığı,
- Davacının iddia ettiği gibi, 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesi kapsamında yapılan işlemlerin haciz niteliğinde olmadığı, ilgililerin amme borcunu ödemesi halinde kendilerine gerekli ödemenin yapıldığı, amme alacağının tahsil güvenliğini sağlamaya yönelik bir koruma hükmü olduğu,
- 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesinin, hapis ve takas hakkının kullanımına benzer içerikli olduğu,
- 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesinin uygulanmasına yönelik Tebliğ düzenlemesinin Anayasaya aykırı olmadığı, mülkiyet hakkı açısından, söz konusu sınırlamanın amacı itibarıyla vergi borcu ile diğer kamu borçlarının düzenli ve sürekli bir biçimde tahsilini, kamu alacağının güvence altına alınmasını ve tahsilatın hızlandırılmasını sağlamaya yönelik olduğu, dolayısıyla demokratik toplum düzeni bakımından alınması gerekli tedbirler kapsamında olan, keyfi ya da hakkın özüne dokunacak bir sınırlama getirmeyen, temel hakların kullanımını ortadan kaldırmayan, istisnai bir alanda ve dar kapsamlı olduğundan sınırlı ve ölçülü olduğu,
- Eşitlik ilkesi bakımından, dava konusu Tebliğ uyarınca vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge talebi, aynı hukuksal durumda bulunan herkes için uygulanacağından eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmayacağı,
- Borcu yoktur yazısı için istenen belgenin, bürokrasiyi artırmadığı ve kamu kaynaklarının usulsüz kullanımına neden olmadığı, aksine kamu alacaklarının tahsilini hızlandırarak icra maliyetlerini aşağıya çektiği,
- Dava konusu Tebliğin 3. maddesinde; 6183 sayılı Kanun'un 23. maddesi ile 5510 sayılı Kanun'un 88/16. maddesinin uygulanmasına ilişkin açıklamalara yer verildiği,
belirtilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu 23/12/2017 tarih ve 30279 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan "Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ" (Seri A Sıra No:9) ile değişik Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra No:1'in "V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler İle İşlem Yapanların Sorumlulukları" başlıklı Birinci Kısmının İkinci Bölümünün "Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler" başlıklı 2. kısmının (a) bendinde yer alan "mahkeme ilamları veya icra emirleri" ibaresinin iptali, dava konusu Tebliğ'in "mahkeme ilamları veya icra emirleri" ibaresi dışında kalan hükümler açısından 2. maddesi ile 3. maddesi yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava, 23 Aralık 2017 tarih ve 30279 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ" (Seri A Sıra No:9) ile değişik Birinci Kısım İkinci Bölüm "V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler İle İşlem Yapanların Sorumlulukları" başlıklı bölümünün; "Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler" başlıklı 2. maddesinin ve VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar başlıklı (3. maddesi)Ek bölümün iptali istemiyle açılmıştır.
Davacının Anayasaya aykırılık iddiası ciddi bulunmamıştır.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 22/A maddesi, 05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı "Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 7. maddesi ile değiştirilmiştir.
Anılan Kanun'un Genel Gerekçe'sinde (Sıra Sayısı:502) "...Vergi borcu bulunmama şartı aranılacak ödemelerin kapsamının genişletilmesi ve ödemelerden vergi borçlarının re'sen kesilebilmesi, vergi dairelerince yapılacak iadelerin prim borçlarına, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılacak prim iadelerinin vergi borçlarına re'sen mahsup edilmesi..."nin amaçlandığı açıklanmıştır.
6183 sayılı Kanun'un "Amme alacağı ödenmeden yapılmayacak işlemler ile işlem yapanların sorumlulukları" başlıklı 22/A maddesi; "Maliye Bakanı, aşağıdaki ödeme ve işlemlerde, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması ve yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu ile kesintilere asgari tutar ve oran getirmeye, kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen ödeme ve işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerde,
2. 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumlar ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemelerde,
3. Kanun (…) (1) ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak ödemelerde, (1)
4. 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli tarifelerde yer alan ticaret sicil harçlarından kayıt ve tescil harçları, noter harçlarından senet, mukavelename ve kâğıtlardan alınan harçlar, tapu ve kadastro harçlarından tapu işlemlerine ilişkin alınan harçlar, gemi ve liman harçları ile (8) sayılı tarifeye konu harçlar (diploma harçları hariç) ve trafik harçlarına mevzu işlemlerde,
5. 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ve yapı kullanma izin harcına mevzu işlemlerde,
Bu madde kapsamında zorunluluk getirilen ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder. Şu kadar ki bu hükmün uygulanmasında diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık kesinti yapılması gereken hallerde kesinti tutarı garameten taksim olunur.
Takibata selahiyetli tahsil dairesince, bu madde kapsamında getirilen zorunluluğa rağmen borcun olmadığına dair belgeyi aramaksızın ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara dört bin Türk lirası idari para cezası verilir. İdari para cezası, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir." hükmü getirilmiştir.
"Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"in (Seri A Sıra No:9) 2. maddesinde, 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesi hükmü ile bazı ödeme ve işlemler sırasında Maliye Bakanlığı'na bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğu getirmeye Maliye Bakanı'nın yetkili kılındığı belirtilmiş, "2.Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler"; "Maddenin Maliye Bakanına verdiği yetkiye istinaden; a) 1/1/2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere,
i) 5018 sayılı Kanuna tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin, kaynağına bakılmaksızın hak sahiplerine 2.000,- liranın üzerinde;
- Bu Tebliğ ekinde yer alan liste (EK-11),
- (EK-11)’de sayılanlar dışında kalan ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna göre mal ve hizmet alımları ile yapım işleri (istisnalar dahil),
- Mahkeme ilamları veya icra emirleri,
- 26/12/1931 tarihli ve 1905 sayılı Menkul ve Gayri Menkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun,
- 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun,
kapsamında yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,
ii) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumların, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,
iii) 5018 sayılı Kanuna tabi olmayan ve 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,
iv) Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle kurumların 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında ilgililerin,
v) 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli “İmtiyazname, Ruhsatname ve Diploma Harçları” başlıklı (8) sayılı tarifenin “VI-Meslek erbabına verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar:” bölümünün (16) numaralı alt bölümüne konu, silah taşıma ve bulundurma vesikaları ile yivsiz tüfek ruhsatnameleri talepleri (10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentleri ile 21/3/1991 tarihli ve 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde sayılanların talepleri hariç) üzerine yapılacak işlemler sırasında ilgililerin,
Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilmiştir." kuralına yer verilmiştir.
6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesi ile Maliye Bakanlığına, saymak suretiyle belirlenen ödeme ve işlemlerde, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması, yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu ile kesintilere asgari tutar ve oran getirme, kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etme, zorunluluk getirilen ödeme ve işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme konularında yetki verilmiştir.
Kanun kapsamında sayılan ödeme ve işlemler arasında, "Mahkeme ilamları veya icra emirleri" sayılmamıştır.
Bu durumda, davalı idarece Kanunla tanınan yetki aşılmak suretiyle "Mahkeme ilamları veya icra emirleri" de kapsama dahil edilerek, dava konusu Tebliğ ile yapılan düzenlemede hukuki isabet görülmemiştir.
Aynı Tebliğin 3. maddesi ile ek "VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar" başlıklı bölümünde; "6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icabeden amme alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle iadesi gereken amme alacağının, hak sahibinin amme idaresine muacceliyet kazanmış borcunun bulunması halinde bu borca mahsup edilmek suretiyle red ve iade edilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 7061 sayılı Kanunun 87 nci maddesi ile değişik 88 inci maddesinin onaltıncı fıkrasında “6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra Kurumun prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılır. Kurumun tahsil ettiği prim ve diğer alacaklardan reddi icap edenler, istihkak sahiplerinin Kuruma olan muaccel borçlarına mahsubundan sonra Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlara mahsup edilmek üzere reddolunur. Bu suretle yapılan ödemelerde, reddedilen tutarın Kuruma ve/veya alacaklı tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarihte ödeme yapılmış sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Kurum tarafından müştereken belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle nakden reddi icabeden alacaklara ilişkin reddiyatın Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince yapılacağı hallerde; - öncelikle borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tüm tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup yapılması, - mahsup sonrası kalan bir tutarın bulunması halinde bu tutarın, borçlunun alacaklı amme idaresi olan Devletin gümrük mevzuatından doğan amme alacaklarını takiple görevli Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine bulunan muaccel borçlarına mahsup edilmesi, - bu mahsup sonrasında da iadesi gereken bir tutarın bulunması halinde borçlunun Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan ve 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen muaccel prim ve diğer borçlarına ödenmek üzere SGK’ya aktarılması, gerekmektedir.
Ayrıca, reddiyata konu alacağa ilişkin devir, temlik, el değiştirme ve haciz işlemleri 6183 sayılı Kanunun 23 üncü ve 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddelerinin yukarıdaki hükümleri uygulandıktan sonra ve nakden iadeye konu bir tutarın bulunması halinde hüküm ifade edecektir.
Öte yandan, SGK tarafından iade edilecek bir alacağın bulunması durumunda, SGK muaccel alacaklarına mahsup yaptıktan sonra kalan bir tutar olması halinde bu tutarı, borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek üzere ilgili tahsil dairesine aktaracaktır. Alacaklı tahsil dairesinin birden fazla olması durumunda SGK tarafından aktarılacak tutar alacaklı tahsil dairelerinden herhangi birisinin banka hesabına gönderilecektir. Banka hesabına para aktarılan tahsil dairesince, aktarılan tutar alacaklı tahsil daireleri arasında garameten taksim edilecektir. Bu suretle yapılan ödemelerde, ödeme tarihi, paranın tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarih olacaktır. " kuralı yer almıştır.
Bu durumda, davacı tarafından "VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar" başlıklı (3. maddesi) Ek bölümün, "Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler" başlıklı 2. maddede yer verilen "Mahkeme ilamları veya icra emirleri" çerçevesinde, bir alacağın ret ve iadesi için düzenlemenin kapsamında bulunan kurum ve kuruluşlara muaccelliyet kazanmış bir borcun bulunmaması gerektiği, bulunması halinde sayılan borçların mahsup edilmesinden sonra kalanın iade edileceği düzenlemesinin hukuka uygun olmadığının ileri sürüldüğü, 2. maddenin "Mahkeme ilamları veya icra emirleri" ibaresinin iptali gerektiği sonucuna varıldığından, davalı idareye verilen yetkiye istinaden 3. maddeye yönelik olarak yapılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu "Tahsilat Genel Tebliğ (Seri A Sıra No:1)'in, (Seri A Sıra No:9) ile değişik Birinci Kısım İkinci Bölüm "V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler İle İşlem Yapanların Sorumlulukları" başlıklı bölümünün "Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler" başlıklı 2. maddesinin (a) bendinde yer alan "mahkeme ilamları veya icra emirleri" ibaresinin iptali, davanın; anılan maddenin kalan kısımları ile Tebliğin, "VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar" başlıklı (3. maddesi) Ek bölümüne yönelik kısmının reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 26/11/2020 tarihinde, davacı vekilinin gelmediği ve davalı idare vekili Av. …'in geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Gelen tarafa usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra gelen tarafa son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:”

MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
23/12/2017 tarih ve 30279 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan "Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ" (Seri A Sıra No:9)'in 2. ve 3. maddesinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
Anayasa'ya Aykırılık İddiasının İncelenmesi:
Davacı tarafından; 7061 sayılı Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 7. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de; davacının Anayasa'ya aykırılık iddiası ciddi görülmemiştir.
Dava konusu Tebliğ'in 2. maddesine yönelik talebin incelenmesi :
05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı "Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 7. maddesi ile, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 22/A maddesi değiştirilmiştir.
Mezkur Kanun'un Genel Gerekçe'sinde (Sıra Sayısı:502) "...Vergi borcu bulunmama şartı aranılacak ödemelerin kapsamının genişletilmesi ve ödemelerden vergi borçlarının re'sen kesilebilmesi, vergi dairelerince yapılacak iadelerin prim borçlarına, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılacak prim iadelerinin vergi borçlarına re'sen mahsup edilmesi..."nin amaçlandığı belirtilmektedir.
6183 sayılı Kanun'un "Amme alacağı ödenmeden yapılmayacak işlemler ile işlem yapanların sorumlulukları" başlığını taşıyan 22/A maddesi;
"(Ek: 4/6/2008-5766/2 md.; Değişik: 28/11/2017-7061/7 md.) Maliye Bakanı, aşağıdaki ödeme ve işlemlerde, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması ve yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu ile kesintilere asgari tutar ve oran getirmeye, kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen ödeme ve işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerde,
2. 04/01/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumlar ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemelerde,
3. (Dava konusu düzenleme tarihinde yürürlükte olan haliyle) Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak ödemelerde,
4. 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli tarifelerde yer alan ticaret sicil harçlarından kayıt ve tescil harçları, noter harçlarından senet, mukavelename ve kâğıtlardan alınan harçlar, tapu ve kadastro harçlarından tapu işlemlerine ilişkin alınan harçlar, gemi ve liman harçları ile (8) sayılı tarifeye konu harçlar (diploma harçları hariç) ve trafik harçlarına mevzu işlemlerde,
5. 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ve yapı kullanma izin harcına mevzu işlemlerde.
Bu madde kapsamında zorunluluk getirilen ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder. Şu kadar ki bu hükmün uygulanmasında diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık kesinti yapılması gereken hallerde kesinti tutarı garameten taksim olunur.
Takibata selahiyetli tahsil dairesince, bu madde kapsamında getirilen zorunluluğa rağmen borcun olmadığına dair belgeyi aramaksızın ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara dört bin Türk lirası idari para cezası verilir. İdari para cezası, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir." hükmünü amir bulunmaktadır.
"Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"in (Seri: A Sıra No:9) 2. maddesinde, 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesi hükmü ile bazı ödeme ve işlemler sırasında Maliye Bakanlığı'na bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğu getirmeye Maliye Bakanı'nın yetkili kılındığı belirtildikten sonra, "2. Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler":
"Maddenin Maliye Bakanına verdiği yetkiye istinaden;
a) 1/1/2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere,
i) 5018 sayılı Kanuna tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin, kaynağına bakılmaksızın hak sahiplerine 2.000,- liranın üzerinde;
- Bu Tebliğ ekinde yer alan liste (EK-11),
- (EK-11)’de sayılanlar dışında kalan ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna göre mal ve hizmet alımları ile yapım işleri (istisnalar dahil),
- Mahkeme ilamları veya icra emirleri,
- 26/12/1931 tarihli ve 1905 sayılı Menkul ve Gayri Menkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun,
- 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun,
kapsamında yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,
ii) 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumların, mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,
iii) 5018 sayılı Kanuna tabi olmayan ve 4734 sayılı Kanun kapsamında bulunmayan kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yükseköğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,
iv) Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle kurumların 2.000,- liranın üzerinde yapacakları ödemeler sırasında ilgililerin,
v) 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli “İmtiyazname, Ruhsatname ve Diploma Harçları” başlıklı (8) sayılı tarifenin “VI-Meslek erbabına verilecek tezkere, vesika ve ruhsatnamelerden alınacak harçlar:” bölümünün (16) numaralı alt bölümüne konu, silah taşıma ve bulundurma vesikaları ile yivsiz tüfek ruhsatnameleri talepleri (10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (1), (2), (3), (4) ve (6) numaralı bentleri ile 21/3/1991 tarihli ve 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 7 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (c) bentlerinde sayılanların talepleri hariç) üzerine yapılacak işlemler sırasında ilgililerin,
Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilmiştir." hükmü yer almıştır.
Türkiye Cumhuriyeti idari teşkilat yapısı içinde yer alan Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşları, görev alanlarına ilişkin olarak tüzük ve yönetmelik dışında, yönerge, tebliğ, genelge. talimat gibi çeşitli adlar altında da düzenleme yapabilmektedirler. Ancak bu düzenlemeler arasında uyulması gereken "normlar hiyerarşisi" kuramına göre hukuk düzeni, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içermekte ve her norm geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan almaktadır. Bu nitelikleri gereği, düzenleyici işlemlerin dayandıkları üst hukuk normlarına uygun hükümler ihtiva etmeleri gerekmektedir.
Normlar hiyerarşisine göre kanundan sonra gelen tüzük, yönetmelik, genelge, tebliğ, talimat gibi düzenlemelerin ancak kanunda verilmiş olan hakkın kullanılmasının açıklanması ile ilgili olacağı, bu metinlerde kanun ile verilmiş olan hakkı genişletici veya daraltıcı mahiyette hükümlere yer verilemeyeceği hukukun genel ilkelerindendir.
İdarenin düzenleyici idari işlem tesis etme yetkisinin "Yasama yetkisinin devredilmezliği" ilkesinin bir sonucu olarak ikincil nitelikte bir kural koyma yetkisi olduğu göz önüne alındığında; söz konusu yetkinin kanunların çizdiği çerçeve içinde kalması ve kanunlara uygun olarak kullanması zorunludur. Bu bağlamda kanunun öngördüğü düzenleme yetkisinin yine kanunda belirtildiği gibi kullanılması, kanun hükmü bir konunun yönetmelikle düzenlenmesini öngörüyorsa düzenlemenin yönetmelikle yapılması, ayrıca normlar hiyerarşisinde yönetmeliğe göre daha alt düzeyde yer alan düzenleyici işlemlerin yönetmelikle çizilen sınırı aşmaması ve yönetmeliğe uygun olması bir diğer zorunluluktur.
Uyuşmazlıkta, 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesi incelendiğinde, dava konusu Tebliğin 2. maddesinin ikinci kısmının (a) bendinde yer alan "Mahkeme ilamları veya icra emirleri"ne ilişkin ibarenin, Maliye Bakanlığına verilen yetki kapsamında yer almadığı, 2. maddenin diğer kısımlarının ise dayanak Kanun ile Maliye Bakanlığına verilen yetki kapsamı içinde düzenlendiği görülmektedir.
Buna göre, "Tahsilat Genel Tebliği Seri:A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ" (Seri:A Sıra No:9) ile değişik Tahsilat Genel Tebliği Seri:A Sıra No:1'in "V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler İle İşlem Yapanların Sorumlulukları" başlıklı Birinci Kısmının İkinci Bölümünün "Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler" başlıklı 2. kısmının (a) bendinde yer alan "mahkeme ilamları veya icra emirleri" ibaresi, davalı idareye 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesiyle verilen yetki kapsamında olmadığından, bu hususta davalı idare tarafından yetki sınırları aşılmak suretiyle düzenleme yapıldığından, yapılan düzenlemenin bu kısmında hukuka uyarlık, Tebliğin 2. maddesinin diğer kısımlarında ise hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Dava konusu Tebliğ'in 3. maddesine yönelik talebin incelenmesi :
05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı "Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 87. maddesi ile, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 88. maddesinin onaltıncı fıkrasına, “6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra Kurumun prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılır. Kurumun tahsil ettiği prim ve diğer alacaklardan reddi icap edenler, istihkak sahiplerinin Kuruma olan muaccel borçlarına mahsubundan sonra Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlara mahsup edilmek üzere reddolunur. Bu suretle yapılan ödemelerde, reddedilen tutarın Kuruma ve/veya alacaklı tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarihte ödeme yapılmış sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Kurum tarafından müştereken belirlenir.” cümleleri eklenmiştir.
"Tahsilat Genel Tebliği Seri:A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"in (Seri:A Sıra No:9) 3. maddesinde; "Aynı Tebliğin Birinci Kısım, İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı bölümünden sonra gelmek üzere “VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar” başlıklı aşağıdaki bölüm eklenmiş ve sonraki bölüm başlıklarının numaraları buna göre teselsül ettirilmiştir.
“VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar
6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasında “Tahsil edilip de kanuni sebeplerle reddi icabeden amme alacakları, istihkak sahiplerinin reddiyatı yapacak olan amme idaresine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek suretiyle reddolunur.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle iadesi gereken amme alacağının, hak sahibinin amme idaresine muacceliyet kazanmış borcunun bulunması halinde bu borca mahsup edilmek suretiyle red ve iade edilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 7061 sayılı Kanunun 87 nci maddesi ile değişik 88 inci maddesinin onaltıncı fıkrasında “6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra Kurumun prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılır. Kurumun tahsil ettiği prim ve diğer alacaklardan reddi icap edenler, istihkak sahiplerinin Kuruma olan muaccel borçlarına mahsubundan sonra Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlara mahsup edilmek üzere reddolunur. Bu suretle yapılan ödemelerde, reddedilen tutarın Kuruma ve/veya alacaklı tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarihte ödeme yapılmış sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Kurum tarafından müştereken belirlenir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, tahsil edildikten sonra kanuni sebeplerle nakden reddi icabeden alacaklara ilişkin reddiyatın Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince yapılacağı hallerde;
- öncelikle borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tüm tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup yapılması,
- mahsup sonrası kalan bir tutarın bulunması halinde bu tutarın, borçlunun alacaklı amme idaresi olan Devletin gümrük mevzuatından doğan amme alacaklarını takiple görevli Gümrük ve Ticaret Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine bulunan muaccel borçlarına mahsup edilmesi,
- bu mahsup sonrasında da iadesi gereken bir tutarın bulunması halinde borçlunun Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) olan ve 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen muaccel prim ve diğer borçlarına ödenmek üzere SGK’ya aktarılması,
gerekmektedir.
Ayrıca, reddiyata konu alacağa ilişkin devir, temlik, el değiştirme ve haciz işlemleri 6183 sayılı Kanunun 23 üncü ve 5510 sayılı Kanunun 88 inci maddelerinin yukarıdaki hükümleri uygulandıktan sonra ve nakden iadeye konu bir tutarın bulunması halinde hüküm ifade edecektir.
Öte yandan, SGK tarafından iade edilecek bir alacağın bulunması durumunda, SGK muaccel alacaklarına mahsup yaptıktan sonra kalan bir tutar olması halinde bu tutarı, borçlunun Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlarına mahsup edilmek üzere ilgili tahsil dairesine aktaracaktır. Alacaklı tahsil dairesinin birden fazla olması durumunda SGK tarafından aktarılacak tutar alacaklı tahsil dairelerinden herhangi birisinin banka hesabına gönderilecektir. Banka hesabına para aktarılan tahsil dairesince, aktarılan tutar alacaklı tahsil daireleri arasında garameten taksim edilecektir. Bu suretle yapılan ödemelerde, ödeme tarihi, paranın tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarih olacaktır.” hükmü getirilmiştir.
Bu durumda, davacı tarafından "VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar" başlıklı (3. maddesi) Ek bölümün, "Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler" başlıklı 2. maddede yer verilen "Mahkeme ilamları veya icra emirleri" çerçevesinde, bir alacağın ret ve iadesi için düzenlemenin kapsamında bulunan kurum ve kuruluşlara muacceliyet kazanmış bir borcun bulunmaması gerektiği, bulunması halinde sayılan borçların mahsup edilmesinden sonra kalanın iade edileceği düzenlemesinin hukuka uygun olmadığının ileri sürüldüğü, bu bağlamda uyuşmazlıkta, 2. maddenin "Mahkeme ilamları veya icra emirleri" ibaresinin iptali gerektiği sonucuna varıldığından, davalı idareye verilen yetkiye istinaden 3. maddeye yönelik olarak yapılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Tahsilat Genel Tebliği Seri:A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ" (Seri:A Sıra No:9) ile değişik Tahsilat Genel Tebliği Seri:A Sıra No:1'in "V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler İle İşlem Yapanların Sorumlulukları" başlıklı Birinci Kısmının İkinci Bölümünün "Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler" başlıklı 2. kısmının (a) bendinde yer alan "mahkeme ilamları veya icra emirleri" ibaresinin oyçokluğu ile İPTALİNE, Tebliğ'in "mahkeme ilamları veya icra emirleri" ibaresi dışında kalan hükümler açısından 2. maddesi ile 3. maddesi yönünden oy birliği ile DAVANIN REDDİNE,
2. Dava kısmen iptal kısmen ret ile sonuçlandığından, ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin takdiren … TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, … TL'sinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmasız işler için belirlenen … TL vekalet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, anılan Tarife uyarınca duruşmalı işler için belirlenen … TL vekâlet ücretinin ise davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 26/11/2020 tarihinde karar verildi.


(X)-KARŞI OY :
Dava, 23/12/2017 tarih ve 30279 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tahsilat Genel Tebliği Seri: A No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (Seri: A Sıra No:9)'in 2. ve 3. maddelerinin iptali istemiyle açılmıştır.
05/12/2017 tarih ve 30261 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7061 sayılı "Bazı Vergi Kanunları ile Diğer Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 7. maddesi ile değişen 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Amme alacağı ödenmeden yapılmayacak işlemler ile işlem yapanların sorumlulukları" başlıklı 22/A maddesinde;
"Maliye Bakanı, aşağıdaki ödeme ve işlemlerde, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması ve yapılacak ödemelerden istihkak sahiplerinin amme borçlarının kesilerek ilgili tahsil dairesine aktarılması zorunluluğu ile kesintilere asgari tutar ve oran getirmeye, kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmeye, zorunluluk getirilen ödeme ve işlemlerde hangi hallerde bu zorunluluğun aranılmayacağını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.
1. 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerde,
2. 4/1/2002 tarihli ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamına giren kurumlar ile kamu tüzel kişiliğini haiz kurum ve kuruluşların (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) mal veya hizmet alımları ile yapım işleri nedeniyle hak sahiplerine yapacakları ödemelerde,
3. Kanun, kararname ve diğer mevzuatla nakdi olarak sağlanan Devlet yardımları, teşvikler ve destekler nedeniyle yapılacak ödemelerde,
4. 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli tarifelerde yer alan ticaret sicil harçlarından kayıt ve tescil harçları, noter harçlarından senet, mukavelename ve kâğıtlardan alınan harçlar, tapu ve kadastro harçlarından tapu işlemlerine ilişkin alınan harçlar, gemi ve liman harçları ile (8) sayılı tarifeye konu harçlar (diploma harçları hariç) ve trafik harçlarına mevzu işlemlerde,
5. 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yer alan bina inşaat harcı ve yapı kullanma izin harcına mevzu işlemlerde.
Bu madde kapsamında zorunluluk getirilen ödemelere ilişkin olarak işçi ücreti alacakları hariç olmak üzere, yapılacak her türlü devir, temlik ve el değiştirme, Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcu karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder. Şu kadar ki bu hükmün uygulanmasında diğer kamu idarelerinin alacaklarına karşılık kesinti yapılması gereken hallerde kesinti tutarı garameten taksim olunur.
Takibata selahiyetli tahsil dairesince, bu madde kapsamında getirilen zorunluluğa rağmen borcun olmadığına dair belgeyi aramaksızın ödeme yapanlara ve işlem tesis eden kurum ve kuruluşlara dört bin Türk lirası idari para cezası verilir. İdari para cezası, ilgilisine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir. İdari para cezasına karşı tebliğ tarihini takip eden otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir." hükmüne yer verilmiştir.
7061 sayılı Kanun'un gerekçesinde ise 6183 sayılı Kanun'a 2008 yılında eklenen 22/A maddesi ile kamu alacaklarının tahsilatını hızlandırmak amacıyla bazı ödeme ve işlemler sırasında Maliye Bakanlığı'na bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge arama zorunluğu getirilmesine ilişkin düzenleme yapıldığı belirtilmiştir.
"Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"in (Seri A Sıra No:9) dava konusu 2. maddesi ile Tebliğ'in Birinci Kısım, İkinci Bölümünün “V. Amme Alacağı Ödenmeden Yapılmayacak İşlemler ile İşlem Yapanların Sorumlulukları” başlıklı maddesinde 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesi ile madde metninde sayılan ödeme ve işlemler sırasında Maliye Bakanlığı'na bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğu getirmeye Maliye Bakanı'nın yetkili kılındığı belirtilmiş; itiraza konu 2. maddesinde ise "Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler" sayılmıştır:
"Maddenin Maliye Bakanına verdiği yetkiye istinaden;
a) 1/1/2018 tarihinden itibaren uygulanmak üzere,
i) 5018 sayılı Kanuna tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin, kaynağına bakılmaksızın hak sahiplerine 2.000,- liranın üzerinde;
- Bu Tebliğ ekinde yer alan liste (EK-11),
- (EK-11)’de sayılanlar dışında kalan ancak 4734 sayılı Kamu İhale Kanuna göre mal ve hizmet alımları ile yapım işleri (istisnalar dahil),
- Mahkeme ilamları veya icra emirleri,
- 26/12/1931 tarihli ve 1905 sayılı Menkul ve Gayri Menkul Emval ile Bunların İntifa Haklarının ve Daimi Vergilerin Mektumlarını Haber Verenlere Verilecek İkramiyelere Dair Kanun,
- 29/6/2001 tarihli ve 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun,
kapsamında yapacakları ödemeler sırasında hak sahiplerinin,
....
Bakanlığımıza bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borçlarının bulunmadığına ilişkin vadesi geçmiş borç durumunu gösterir belge aranılması zorunluluğu getirilmiştir."
Yukarıda aktarılan mevzuat birlikte değerlendirildiğinde; 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesinin 1. fıkrasında açıkça davalı Maliye Bakanlığı'na "5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa tabi kamu idareleri ile bu idarelere bağlı döner sermaye işletmelerinin yapacağı her türlü ödemelerde" Maliye Bakanlığı'na bağlı tahsil dairelerine vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğu getirilmesi konusunda yetki verildiği, ayrıca kanun koyucu tarafından davalı idarenin bu kapsama girecek amme alacaklarını tür, tutar, ödeme ve işlemler itibarıyla topluca veya ayrı ayrı tespit etmekle de yetkili kılındığı, kanun koyucunun kamu alacağınının tahsilatını hızlandırmak amacıyla bir anlamda amme alacaklısı idare ile borçlu arasında mahsuplaşma usulü getirdiği görülmektedir.
Bu haliyle 6183 sayılı Kanun'da, vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belgenin aranacağı ödeme ve işlemlerin tek tek sayılması kanun yapma tekniği açısından her zaman elverişli ve mümkün olmadığı gibi davalı idareye de açıkça bu ödemelerin türlerini belirleme yetkisinin verildiği görülmekle Kanun'da verilen yetki kapsamında idarece alt düzenleyici işlemler ile ödemelerin türlerinin açıklanabileceği sonucuna varılmaktadır.
Öte yandan; 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesinin 1. fıkrasında; yapılacak her türlü ödemelerde; vadesi geçmiş borcun bulunmadığına ilişkin belge aranılması zorunluluğunun getirilmesi konusunda yetki verilen konuların ilk üçünün ödemelerle (1., 2. ve 3. bentler) ikisinin ise işlemlerle (4. ve 5. bentler) ilgili olduğu; Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra No:1'de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ'de öngörülen; "Mahkeme kararları veya icra emirleri" düzenlemesinin; fıkranın 2. ve 3. bentleri yönünden de öngörülebilecek nitelikte olmasına karşın davalı idarece kanunla verilen yetki çerçevesinde takdiren 1. bent yönünden öngörüldüğü görülmektedir.
Bu durumda dava konusu Tebliğ'in itiraza konu (a) bendinde 6183 sayılı Kanun'un 22/A maddesinde davalı idareye verilen yetki uyarınca "mahkeme ilamları ve icra emirleri" ne yer verildiği görüldüğünden kamu alacaklarının tahsilatını hızlandırmayı amaçlayan dava konusu düzenlemenin bu kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı, bu nedenle, dava konusu Tebliğin Zorunluluk Getirilen Ödeme ve İşlemler" başlıklı 2. kısmının (a) bendinde yer alan "mahkeme ilamları veya icra emirleri" ibaresi yönünden de davanın reddi gerektiği oyuyla çoğunluk kararının bu kısmına katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi