11. Hukuk Dairesi 2012/10470 E. , 2014/1412 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada .... 24. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/03/2012 tarih ve 2011/233-2012/51 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 21/01/2014 günü hazır bulunan davacı vekili Av.... ile davalı vekili Av... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 233 sayılı KHK’nin 2. maddesi gereğince, kamu iktisadi teşebbüsü olduğunu ve 5584 sayılı Posta Kanunu gereğince açık ve kapalı mektuplar, kartlar gibi her türlü basılmış kağıtları kabul ederek taşımak ve dağıtmak konusunda müvekkilinin görevli kılındığını ve açık ve kapalı mektupların haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartları taşıma ve dağıtım işinin müvekkilinin tekelinde olduğunu, 5584 sayılı kanunun 59. maddesi gereğince, posta tekeli altında bulunan maddeleri kaçak olarak götürenler ile bunları bilerek gönderenlerin verilmemiş olan posta ücretlerinin 4 katından sorumlu olduklarını, bu şekildeki hükümle mahrum kalınan posta ücretinin tahsil yolunun açıklandığını, davalı şirketin de ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/410 D.İş sayılı dosyasında yapılan keşif sırasında 14.734 adet kapalı mektup zarfını gönderiye hazırladığının tespit edildiğini ileri sürerek anılan miktara ait posta ücretinin 4 katı olan 64.829,60 TL’nın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı şirkette böyle bir sayımın yapılmadığını, 15 dakika süren keşifte 14.734 adet sayımın yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, tespit yapılan adresin kendilerine ait olmayıp,.... Ltd. Şti.ne ait iş yeri olduğunu, bu şirketinde dağıtımı kolaylaştırmak amaçlı olarak paketleme, poşetleme, barkodlama ve tasnif işlemlerini yaptığını, başka şirketlere ait gönderilerinde buruda olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma,toplanan kanıtlar, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının 5484 sayılı kanun gereğince, açık ve kapalı mektuplar ve üzerilerinde haberleşme mahiyetinde yazı bulunan kartlar gibi gönderilerin dağıtımı konusunda tekel hakkına sahip olduğu, .... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından davalıya ait iş yerinde yapılan tespit sırasında, davalı taraf her ne kadar iş yerinin kendilerine ait olmadığını, başka bir firmaya ait olduğunu iddia etmiş ise de, davalının sunduğu adres değişikliğine ilişkin kayıtların yapılan tespit işleminden sonraki tarihler olduğu, davalı adına çıkarılan vekalette dahi davalı şirketin adresinin tespit yapılan adres olarak geçtiği, ayrıca davalının beyanlarına göre.... Ltd. Şti. isimli şirketinde paketleme, istifleme, tasnif gibi işlemleri yaptığı, bu işlemlerinde davalı için yapıldığı ve tespit dosyasındaki fotoğraflarda da davalının unvanının bulunduğu, bu nedenle tespit işleminin davalıya ait iş
yerinde yapıldığının, böylece de davalının iş yerinde posta tekelinde kalan 14.734 adet gönderinin bulunduğu, kapalı zarf içerisinde kalan kredi kartı gibi bu gönderilerin de hayatın olağan akışına göre içerisinde şifre ve kullanım bilgisi gibi haberleşme bilgilerini taşıdığı, bir adet gönderi bedelinin 1,10 TL değerinde olduğu ve 5584 sayılı Posta Kanununun 59. maddesi gereğince normal posta ücretinin 4 katı tazminatın davalıdan tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 64.829,60 TL’nın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince; somut olayda uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir. O halde mahkemece, istem gibi olay gününden itibaren temerrüt faizine hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren temerrüt faizi yürütülmesine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiş ise de, yapılan yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, kararın HUMK.438/7. madde hükmü uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1.bendinde yer alan “ dava “ ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “ tesbit tarihi 26.02.2010 “ ibaresinin konulmasına, hükmün düzeltilen işbu şekli ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 3.465,45 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, takdir olunan 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 23/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.