![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2018/2975
Karar No: 2020/4908
Karar Tarihi: 26.11.2020
Danıştay 7. Daire 2018/2975 Esas 2020/4908 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2018/2975
Karar No : 2020/4908
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…., K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına 2013, 2014 ve 2015 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 107 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında 120 adet A.TR dolaşım belgesi ve 119 adet menşe şahadetnamesi ile ithal edilen eşyaların menşeinin tespiti için sonradan yapılan kontrollerde; 37 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesine konu olan eşyaların Bulgaristan menşeli olmadığının tespit edildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen ilave gümrük vergisi, dampinge karşı vergi ve bunların matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ile bu vergiler üzerinden 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezalarına vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, uyuşmazlık konusu tahakkuk ve ceza kararının dayanağı olan Bulgaristan makamlarından alınan yazıda; ihracatçı firmanın eşyaların Bulgaristan menşeli olduğunu beyan etmesine rağmen, bu firmanın tedarikçilerinin aynı eşyaları Çin'den ithal eden firmalar olduğu ve bu nedenle eşyaların Bulgaristan menşeli olarak kabul edilemeyeceği ifadelerine yer verildiği, ithalata konu eşyaların Bulgaristan menşeli olmadığına ilişkin Bulgaristan gümrük makamlarınca Türkiye'deki gümrük idaresine gönderilmiş herhangi bir bilgi ve belge var olmadığı gibi bu konuda yapılmış yeterli bir incelemenin de bulunmadığı, öte yandan 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 198. maddesinin 4. fıkrası kapsamında yeterli bir araştırma ve davacının tüm özeni göstermediğine dair bir verinin elde edilmemiş olduğu dikkate alındığında, tahakkuk ettirilen vergiler ile bu vergiler üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarına vaki itirazın reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Usul yönünden davanın süresinde açılmadığı, esas yönünden ise, uyuşmazlık konusu serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşyaların ithalatı sırasında Bulgaristan menşeli olarak beyan edildiği, Bulgaristan Gümrük İdaresine sonradan kontrolleri yapılmak üzere gönderilmesi üzerine alınan cevabi yazıda; anılan eşyaların Bulgaristan menşeli kabul edilemeyeceğinin bildirildiği, mezkur beyannameler ekinde ibraz edilen menşe belgeleri reddedildiğinden eşyaların tercihli tarifeden yararlandırılmamaları suretiyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu dava dairesi kararının dava konusu işlemin dampinge karşı vergi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezası ile ilave gümrük vergisi ve dampinge karşı verginin matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarına isabet eden kısımlarına ilişkin hüküm fıkralarının onanması, ilave gümrük vergisi, dampinge karşı vergi ve bu vergilerin matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk katma değer vergileri ile ilave gümrük vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına isabet eden kısımlarına ilişkin hüküm fıkralarının ise bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına 2013, 2014 ve 2015 yıllarında tescilli muhtelif tarih ve sayılı 107 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında 120 adet A.TR dolaşım belgesi ve 119 adet menşe şahadetnamesi ile ithal edilen eşyaların menşeinin tespiti için sonradan yapılan kontrollerde; 37 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesine konu olan eşyaların Bulgaristan menşeli olmadığının tespit edildiğinden bahisle tahakkuk ettirilen ilave gümrük vergisi, dampinge karşı vergi ve bunların matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi ile bu vergiler üzerinden 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca hesaplanarak karara bağlanan para cezalarına vaki itirazın reddi ne ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun'un 15. maddesinin 1. fıkrasında, gümrük mevzuatının, gümrük vergisinin tahsiline, takibine ve teminata bağlanmasına ilişkin bu Kanun'a aykırı olmayan usul ve şekle müteallik hükümlerinin, dampinge karşı verginin tahsili, takibi ve teminata bağlanması işlemlerinde de uygulanacağı; 16. maddesinin 2. fıkrasında, bu Kanun'un tatbikatında, Gümrük Kanunu ile diğer kanunların bu Kanun'a aykırı olan hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlanmıştır. Atıfta bulunulan 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 3. maddesinin 8. fıkrasının olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, "gümrük vergileri" deyiminin, ilgili mevzuat uyarınca eşyaya uygulanan ithalat vergilerinin tümünü, 9. fıkrasında, "ithalat vergileri" deyiminin, eşyanın ithalinde ödenecek gümrük vergisi ile diğer eş etkili vergiler ve mali yükleri, tarım politikası veya tarım ürünlerinin işlenmesi sonucu elde edilen bazı ürünlere uygulanan özel düzenlemeler çerçevesinde ithalatta alınacak vergileri ve diğer mali yükleri ifade ettiği belirtilmiştir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 181. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, ithalatta gümrük yükümlülüğünün, ithalat vergilerine tabi eşyanın serbest dolaşıma girişi için verilecek gümrük beyannamesinin tescil tarihinde başlayacağı belirtilmiş; 195. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, geçici bir anti-damping vergisi veya fark giderici vergi uygulandığı, (b) bendinde, kanunen alınması gereken vergi tutarının, bir bağlayıcı tarife ve menşe bilgisine istinaden belirlenen tutarlardan yüksek olduğu, (c) bendinde, vergi tutarının Bakanlar Kurulu tarafından belirlenen seviyenin altında kaldığı hallerde, hesaplanan vergilerin Gümrük Vergileri Tahakkukunu İzleme Defterine kaydedilip özel durumunun defterde belirtileceği öngörülmüş; 198. maddesinin 5911 sayılı Kanun'la eklenen 4. fıkrasında ise, 195. maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde belirtilen durumlar hariç olmak üzere; eşyanın tercihli tarifesinin karşı ülke idareleri ile idari işbirliği çerçevesinde oluşturulduğu durumlarda, dolaşım belgesinin karşı ülke idaresince yanlışlıkla onaylandığı tespit edildiğinde, yükümlü, gümrük mevzuatının gerektirdiği yükümlülüklerin yerine getirilmesinde tüm özeni gösterdiğini ispat edebildiği takdirde, tercihli tarife uygulanması nedeniyle tahakkuk ettirilmeyen vergilerin sonradan istenmeyeceği; ancak, belgeyi onaylayan idarenin eşyanın tercihli tarife için tayin edilen şartları yerine getirmediğini bildiği veya bilmesi gerektiği durumlar hariç olmak üzere, doğru olmadığı tespit edilen belgenin ihracatçı tarafından sunulan yanlış verilere dayanılarak onaylanması veya tercihli düzenlemenin, yararlanan ülke tarafından doğru olarak uygulandığına dair şüphe bulunduğu yönünde Resmi Gazete'de bir duyuru yayımlanmış olması halinde vergilerin yükümlüden tahsil edileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şeklinde, 15. maddede belirtilen Gümrük Tarifesini oluşturan unsurlarda veya vergilendirmeye esas olan sayı, baş, ağırlık gibi ölçülerinde aykırılık görüldüğü ve beyana göre hesaplanan ithalat vergileri ile muayene sonuçlarına göre alınması gereken ithalat vergileri arasındaki fark %5'i aştığı takdirde, ithalat vergilerinden ayrı olarak bu farkın üç katı para cezası alınacağı düzenlenmiştir.
15/09/2011 tarih ve 28055 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan 2011/2203 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalat Rejimi Kararına Ek Kararın 1.maddesinde, sözü edilen Karara ekli tabloda gümrük tarife istatistik pozisyonu ve ismi belirtilen maddelerin ithalatında ilave gümrük vergisinin alınacağı; 2.maddesinin 4.bendinde, gümrük idarelerince, ithalatta alınan gümrük vergileri ve diğer mali yükümlülüklerden ayrı olarak tahsil olunacağı ve genel bütçeye irat kaydedileceği; aynı maddenin 5. fıkrasında, karar kapsamı ilave gümrük vergisi hakkında gümrük vergisinin tabi olduğu usul ve hükümlerin uygulanacağı; 3. maddesinin 1. bendinde, ekli tablolarda yer alan ve ATR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilen Avrupa Birliği ve Türk menşeli olmayan eşyadan "Diğer Ülkeler" sütununda belirtilen oran üzerinden ilave gümrük vergisinin alınacağı, sözü edilen maddenin 2.fıkrasında ise, anılan Kararın uygulanmasında eşyanın AB menşeli olarak beyan edilmesinden ithalatçı sorumlu olacağı belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
4458 sayılı Kanun'un 198. maddesinin yukarıda yer alan 4. fıkrası ile, dolaşım belgelerini yanlışlıkla onaylayan ihracatçı ülke gümrük idaresinin belgeyi yanlışlıkla onayladığını kabul etmiş olması durumunda tüm özeni gösterdiğini ispat edebilen yükümlünün sorumluluktan kurtulması mümkün kılınmıştır. Kanun koyucu, bunun gerçekleşebilmesini, menşe ispat belgelerinin yanlışlıkla onaylayan ihracatçı ülke gümrük idaresinin, belgeyi yanlışlıkla onayladığını açık veya örtülü bir şekilde kabul etmiş olması, bir başka ifadeyle, belgelerin yanlış olarak onaylanmasına ihracatçı tarafından sunulan yanlış verilerin neden olmadığını, belgenin yanlışlıkla onaylanmasının kendi kusurundan kaynaklandığını açık veya örtülü bir şekilde beyan etmiş olması şartına bağlamıştır. Ayrıca, ihracatçı ülke gümrük idaresinin yanlış onaylamanın kendi kusurundan kaynaklandığını açık veya örtülü bir şekilde beyan etmiş olmasını da yeterli görmeyerek, tüm özeni gösterdiğine ilişkin ispat yükünü de yükümlüye yüklemiştir.
Öte yandan, belgeyi onaylayan idarenin eşyanın tercihli tarife için tayin edilen şartları yerine getirmediğini bildiği veya bilmesi gerektiği durumlarda da yükümlülerin sorumluluğuna gidilebilmesi mümkün olmamakla birlikte; ihracatçının sunduğu veriler nedeniyle yanlış olarak onaylanan belgelerin mevcudiyeti ve tercihli düzenlemenin, yararlanan ülke tarafından doğru olarak uygulandığına dair şüphe bulunduğu yönünde Resmi Gazete'de bir duyuru yayımlanmış olması hallerinde ise, tercihli tarife uygulaması nedeniyle alınmayan vergilerin yükümlüden tahsil edilmesi Kanun hükmü gereğidir.
2011/2203 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan İthalat Rejimi Kararına Ek Kararına Ek-1 tabloda yer alan 54.07 pozisyonundaki Avrupa Birliği ve Türk menşeli olmayan eşya, sözü edilen Karar uyarınca, A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilse dahi ilave gümrük vergisi tahsil edilmelidir.
Olayda; davacı adına tescilli beyannameler ile ithal edilen "polyester boyalı kumaş" isimli eşyanın uyuşmazlık konusu serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin tescil tarihlerinde yürürlükte olan ve yukarıda yer alan İthalat Rejimi Kararına Ek Kararın ekli I sayılı listede yer alan "54.07" gümrük tarife istatistik pozisyonunda beyan edildiği, beyannamelerin Bulgaristan Gümrük İdaresine sonradan kontrolleri yapılmak üzere gönderilmesi üzerine alınan cevabi yazıda; ihracatçı firmanın anılan eşyaları Bulgaristan menşeli olarak yanlış bilgi ve belgelerle beyan ettiği, yapılan araştırma neticesinde ihracatçı firmanın tedarikçilerinin aynı eşyaları Çin'den ithal ettiğinin tespit edildiği, dolayısıyla söz konusu eşyaların Bulgaristan menşeli kabul edilemeyeceğinin bildirildiği görülmüş olup, beyannamelerin ihracatçının sunduğu yanlış veriler nedeniyle onaylandığının ortaya konulduğu anlaşıldığından, tercihli tarife uygulaması nedeniyle alınmayan vergilerin tahsil edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu işlemin ilave gümrük vergisi ve bu verginin matraha ilavesi suretiyle hesaplanan katma değer vergisine isabet eden kısmına ilişkin olarak;
Yukarıda sözü geçen mezkur İthalat Rejimi Kararına Ek Kararın 3. maddesindeki ekli tabloda yer alan ve A.TR dolaşım belgesi eşliğinde ithal edilen Avrupa Birliği ve Türk menşeli olmayan eşyadan "Diğer Ülkeler" sütununda belirtilen oran üzerinden ilave gümrük vergisi alınacağı yolundaki düzenleme ile ilave gümrük vergisinin, 474 sayılı Gümrük Giriş ve Tarife Cetveli Hakkında Kanun'un 2. maddesi uyarınca Bakanlar Kuruluna verilen yetkiye dayanılarak mevcut gümrük vergisi oranlarında değişiklik yapılması niteliğinde olduğu hususu birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlık konusu eşyanın Bulgaristan menşeli olmadığının ihracatçı gümrük idaresince ortaya konulması nedeniyle dava konusu işlemin ilave gümrük vergisi ve bu verginin matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisine isabet eden kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin sözü edilen kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddinde isabet görülmemiştir.
Dava konusu işlemin dampinge karşı vergi ve bu verginin matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisine ilişkin kısmına gelince;
4458 sayılı Kanun'un 198. maddesine 5911 sayılı Kanun'la eklenen 4. fıkrada yer alan, tercihli tarife uygulanması nedeniyle tahakkuk ettirilmeyen vergilerin madde metninde belirtilen koşulların gerçekleşmesi halinde sonradan istenilemeyeceği yolundaki düzenleme iyiniyetli yükümlülerin korunması amacıyla getirilmiştir. Dampinge karşı vergi ise, 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesi Hakkında Kanun hükümleri uyarınca yapılan soruşturma sonucunda dampingli ithalatın varlığı ve bu ithalatın zarara neden olduğu belirlendiğinde, bu zararın önlenmesi amacıyla, damping marjı kadar veya zararı ortadan kaldıracak daha az bir oran veya miktarda alınmakta olan bir ticaret politikası önlemi olup, uyuşmazlık konusu beyannamelerin tescil tarihinde tercihli tarife nedeniyle tahakkuk ettirilmeyen bir vergi niteliği taşımamaktadır. Bu durumda, ihracatçı şirketin tedarikçilerinin aynı eşyaları Çin'den ithal eden firmalar olduğu tespit edilerek ithale konu eşyanın Bulgaristan menşeli olmadığının ihracatçı gümrük idaresince ortaya konulması nedeniyle dava konusu işlemin dampinge karşı vergi ve bu verginin matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisine isabet eden kısmında hukuka aykırılık bulunmadığından, 4458 sayılı Kanunun 198. maddesine 5911 sayılı Kanun'la eklenen 4. fıkrasının çerçevesinde değerlendirme yapılmak suretiyle dava konusu işlemin sözü edilen kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf başvurusunun reddinde de isabet görülmemiştir.
Dava konusu işlemin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca, ilave gümrük vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına isabet eden kısmı yönünden;
474 sayılı Gümrük Giriş ve Tarife Cetveli Hakkında Kanun'un 2. maddesi uyarınca Bakanlar Kuruluna verilen yetkiye dayanılarak mevcut gümrük vergisi oranlarında değişiklik yapılması niteliğinde olan ilave gümrük vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına vaki itirazın reddinde hukuka aykırılık bulunmadığından, dava konusu işlemin ilave
gümrük vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına isabet eden kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair hüküm fıkrasında isabet görülmemiştir.
Dava konusu işlemin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca dampinge karşı vergi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına isabet eden kısmı incelendiğinde;
Yukarıda yer alan hükümlere göre, dampinge karşı verginin, yalnızca 4458 sayılı Kanun'un usul ve şekle müteallik hükümlerinin uygulanması bakımından, anılan Kanun'da tanımlanan "ithalat vergileri" niteliğinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Esasen sözü edilen verginin dayanağını oluşturan 3577 sayılı Kanun, dampinge karşı verginin noksan ödenmesi suretiyle gerçekleştirilen ithalatlara yönelik olarak ceza uygulanacağı yolunda herhangi bir hüküm içermediği gibi, Kanun'un 15. maddesinde Gümrük Kanunu'nun uygulanacağı durumlar tadadi olarak belirtilmiş, bu durumlar usul ve şekle bağlı olarak sınırlandırılmış, cezalar yönünden herhangi bir atıfta bulunulmamıştır. Bununla beraber 16. maddede bu Kanun'un tatbikatında, Gümrük Kanunu ile diğer kanunların bu Kanun'a aykırı olan hükümlerinin uygulanmayacağı hükme bağlandığından, dampinge karşı verginin "ithalat vergileri" tanımı içerisinde olduğu değerlendirilmekle birlikte, özel kanun olan 3577 sayılı Kanun'un sınırlayıcı ve yasaklayıcı düzenlemeler içermesi nedeniyle, dampinge karşı verginin ithalat vergileri kapsamında değerlendirilmesi suretiyle, anılan vergi tutarı üzerinden ceza kararı alınması, "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesine aykırılık oluşturduğundan, dava konusu işlemin dampinge karşı vergi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına isabet eden kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddinde sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Dava konusu işlemin ilave gümrük vergisi ve dampinge karşı verginin matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi üzerinden 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca karara bağlanan para cezalarına isabet eden kısmına gelince;
4458 sayılı Kanun'un 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi uyarınca, ilave gümrük vergisinin ve dampinge karşı verginin matraha ilavesinden doğan katma değer vergisi farkı gümrük tarifesini oluşturan unsurlar arasında sayılmadığından, diğer bir ifadeyle, ortada, para cezasının hesaplanarak karara bağlanmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından,dava konusu işlemin katma değer vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına isabet eden kısmının iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik istinaf isteminin reddinde sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının; dava konusu işlemin dampinge karşı vergi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezası ile ilave gümrük vergisi ve dampinge karşı verginin matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarına isabet eden kısımlarına ilişkin hüküm fıkralarına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
3. Kararın, dava konusu işlemin ilave gümrük vergisi, dampinge karşı vergi ve bu vergilerin matraha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergileri ile ilave gümrük vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezasına isabet eden kısımlarına ilişkin hüküm fıkralarının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 26/11/2020 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında bölge idare mahkemesi vergi dava dairesi kararının bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddedilerek kararın onanması gerektiği oyu ile, Dairemiz kararına katılmıyorum.
(XX) KARŞI OY :
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun, Gümrük İdarelerince Alınacak Katma Değer Vergisine İlişkin Hükümler bölümünün, "Matrah Farklarına Uygulanacak Hükümler" başlıklı 51. maddesinde, mükelleflerin ithalde beyan ettikleri matrahlar, tahakkuk veya inceleme yapanların veyahut teftişe yetkili kılınanların buldukları matrahlar üzerinden hesaplanan vergi farkları hakkında, Gümrük Kanunu uyarınca gümrük vergisindeki esaslar dairesinde ceza uygulanacağı düzenlenmiştir. Aynı Kanun'un "İthalatta Matrah" başlıklı 21. maddesinde ise, ithalat sırasında ödenen her türlü verginin katma değer vergisi matrahına dahil olduğu belirlenmiştir.
Diğer taraftan; 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 234. maddesinin 1. fıkrasının (a) olay tarihinde yürürlükte bulunan şekli incelendiğinde, gümrük vergisinin yanısıra katma değer vergisi birlikte veya yalnızca katma değer vergisi ek tahakkukları yapılabileceği ve bu tutarlar esas alınarak ceza uygulanmasına gidilebileceği anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan Kanunlarda düzenlenen hususlar birlikte değerlendirildiğinde, ithalde alınan katma değer vergisine ceza uygulanması, gümrük vergisinin matrahını oluşturan kıymet unsurları, gümrük vergisi oranını belirleyen gümrük tarife istatistik pozisyonlarının yanısıra, bir sonraki aşama olan katma değer vergisi matrahının beyanına ilişkin noksan vergi ödenmesine yol açan fiillerden kaynaklanabileceği anılan düzenlemelerin gereğidir.
Bu bakımdan; temyize konu kararın, dava konusu işlemin, ilave gümrük vergisi ile dampinge karşı verginin martaha ilavesi suretiyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisi üzerinden hesaplanarak karara bağlanan para cezalarına ilişkin hüküm fıkralarının da bozulması gerektiği oyu ile Dairemiz kararının sözü edilen kısımlarına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.