Esas No: 2019/618
Karar No: 2020/3383
Karar Tarihi: 26.11.2020
Danıştay 13. Daire 2019/618 Esas 2020/3383 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/618
Karar No:2020/3383
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Televizyon Reklamcılık ve Filmcilik San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kurulu
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirkete ait "…" logosuyla yayın yapan televizyon kanalında 08/01/2011 tarihinde yayınlanan "…" adlı programda 6112 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer verilen “Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.” ilkesinin ihlâl edildiğinden bahisle, anılan Kanun'un 32. maddesinin 2. fıkrası uyarınca yayın kuruluşunun uyarılmasına ilişkin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (Kurul) … tarih ve … no.lu toplantısında alınan … sayılı kararın iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; 08/01/2011 tarihinde yayınlanan "…" adlı programda saat 22:34'de bir yarışmacının illüzyon gösterisi yaptığı, bunun için eline bir bıçak aldığı ve sol koluna bıçakla bir kesik attığı, bu sırada ekranın sağ alt köşesinde sakın denemeyin şeklinde yazı yer aldığı ve yarışmacının koluna da flulaştırma yapıldığı, flulaştırmaya rağmen koldan çıkan kanın gözükmesinin engellenemediği, ekrana yansıyan görüntüden yarışmacının kolunun kesildiğinin ve yaralandığının anlaşıldığı, yarışmacı koluna tekrar bir bıçak darbesi uygularken stüdyodan çığlıkların yükseldiği, daha sonra yarışmacının bıçağı daha önce kestiği yere bastırarak gösterisini sonlandırdığı, bu görüntüler nedeniyle 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasının ihlâl edildiği gerekçesiyle yayıncı kuruluşun uyarılmasına karar verildiği;
Mahkemece 12/01/2017 tarihli ara kararı ile dava konusu yayın kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, bilirkişi heyetince yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda hazırlanan raporda özetle, bu alanda yapılan bilimsel araştırmaların, çocuklara özdeşim kurabilecekleri modeller sunma bakımından televizyonun son derece etkili bir araç olduğuna işaret ettiği, bu tip bir gösteri ile çocuk ve gençlere cesaretlendirici, merak uyandırıcı, repertuarında olmayan olumsuz bir davranış modeli sunulduğu, davranışsal ve duygusal sorunları olan riskli grupta yer alan bazı çocuk ve gençlerde ise deneyimleme arzusu uyandıracağı gibi daha küçük çocuklarda kaygı ve korku tepkileri ortaya çıkarma olasılığının yüksek olduğu, davaya konu olan gösteri sırasında kişi kolunu keserken ve sonrasında ağrı çektiğine dair bir tepki vermediği, bu durumun çocukların bu tip olaylarda insanların acı duymayacakları inancını pekiştirip, eşduyum yeteneklerini azaltabileceği gibi gerçek hayatta da benzeri olayları hafife alma ve sıradanlaştırmalarına neden olabileceği, davaya konu olan gösteri sırasında gerek stüdyodaki seyircilerin, gerekse popüler jüri üyesinin dehşete düşmüş ve korkulu hâllerinin sunulmasının ve çığlıklarının duyulmasının sadece çocuk ve gençleri değil her yaştaki insanı korkutacak bir bağlam oluşturduğu hususunda görüş ve kanaat belirtildiği; dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle yayına ilişkin olarak hazırlanan bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, söz konusu yayının 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan yayın ilkesine açıkça aykırı olduğu anlaşıldığından davalı idarece tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu işlemde Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 09/06/2016 tarih ve E:2015/1251, K:2016/2359 sayılı kararı dayanak gösterilmişse de, söz konusu kararda yeni bir işlem tesis edilebileceği yönünde bir tespitin yer almadığı, Mahkemece dava sebeplerinin dikkate alınmadığı ve davalı idarenin savunmaları ile bilirkişi raporuna göre karar verildiği, davalı idarenin yorumlarının müeyyide konusu yarışma programının konsepti ve yayında gerçekleşen eylemin sadece bir illüzyon gösterisinden ibaret olduğu somut gerçeği ile bağdaşmadığı, söz konusu yayında mozaikleme yönteminin kullanıldığı hatta ekranın sağ alt köşesinde "sakın denemeyin" şeklinde yazıya yer verildiği, dolayısıyla davalı idarenin aksine gerekli uyarıların yapıldığı, bilirkişi raporunun bilimsel ve deneysel bir incelemeye dayanmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, bilirkişi raporunun alanında uzman kişilerce düzenlendiği ve yayın ile ilgili olarak söz konusu ihlâlin bulunduğu kanaatine varıldığı, dolayısıyla dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, ayrıca deşifre metin ve yayın CD ve izleme raporunun incelenmesinden dava konusu yayında söz konusu ihlâlin gerçekleştirildiğinin anlaşıldığı, ekran başındaki henüz kimlik duygusu gelişmemiş genç yaştaki izleyiciler için söz konusu davranış biçiminin bir cesaret göstergesi olarak algılanabileceği ve kendini ispat etme çabasında olan bu izleyici grubu için olumsuz örnek teşkil edebileceği, Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 09/06/2016 tarih ve E:2015/1251, K:2016/2359 sayılı kararında 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'un herhangi bir ilkesinin ihlâl edildiğinin tespiti hâlinde davalı idare tarafından yeniden işlem tesisinin mümkün olduğu hususuna yer verildiği belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemesi kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi …. İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, anılan Bölge İdare Mahkemesi kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 26/11/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.