Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/9792
Karar No: 2015/8841

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/9792 Esas 2015/8841 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2015/9792 E.  ,  2015/8841 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Mersin 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 03/03/2015
    NUMARASI : 2013/477-2015/146

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.11.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 03.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 13.10.2015 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. A.. G.. ile karşı taraftan davalı vekili Av. M.. Ü.. geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Davacı, paydaşı olduğu taşınmazların dava dışı önceki paydaşları ile davalı arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayanılarak açılan dava ile payların davalı adına tescil edildiğini, taşınmazlardan 2121 ada 1 parsel sayılı taşınmazda önalım hakkını kullanacağını ileri sürerek, önalım nedeniyle payın adına tescilini istemiştir.
    Davalı, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, hükmen tescilin önalıma engel olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının önceki paydaşlar Üridiye, Meryem ve Zeynep"den edindiği paylar yönünden hak düşürücü süre geçtiği; davacının önceki paydaş Fatma"dan edindiği pay yönünden ise taşınmazda paydaş olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satınalma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
    Ayni hakların doğumu için tescil zorunludur. Yenilik doğurucu bir mahiyeti bulunan tescil yapılmadıkça ayni hak, ayni hak nitelik ve içeriğini taşımayacağı gibi aleniyet de kazanamaz. TMK"nın 705. Maddesi gereğnice "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır." Mülkiyet hakkının tescil edilmesi halinde aleniyet kazanarak herkese karşı ileri sürülebilir bir duruma gelir. TMK"nın 1022/2 maddesinde de tescilin etkisinin yevmiye defterine yapılan kayıt tarihinde başlayacağı açıklanmıştır.
    Somut uyuşmazlıkta, 2121 ada 1 parsel sayılı taşınmazda çekişme konusu hisse davalı adına 26.09.2013 tarihinde hükmen tescil edilmiştir. Mülkiyetin kazanılması Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 1998/627 Esas 2005/686 Karar sayılı ilamı ile sağlanmıştır. Anılan davada hüküm davalılar Ürüdiye, Meryem ve Zeynep"e 09.01.2007; diğer davalı Fatma"ya ise 19.03.2012 tarihinde tebliğ edilmiş, temyiz edilmeksizin 28.03.2012 günü kesinleştiği yazılmış ise de aynı mahkemenin 22.12.2014 günlü ve 2014/503 Muh. sayılı yazısında hükmün Üridiye, Zeynep ve Meryem yönünden 18.01.2007; Fatma yönünden 28.03.2012 tarihinde kesinleştiği belirtilmiştir.
    Davacının taraf olmadığı hüküm ile davalı, taşınmazda pay kazanmıştır. Davalı bu payı anılan mahkeme hükmünün kesinleştiği tarihte kazanmış ise de üzerinde tasarruf hakkını tescil ile elde etmiştir. Mülkiyet hakkını tescilden önce kazanan tarafın tasarruf hakkını ancak tescille elde edebildiği durumda davacının taraf olmadığı kararın kesinleştiğini bilmesi ve bu duruma göre önalım hakkını kullanılmasının beklenilmesi TMK"nın 1020. maddesinde düzenlenen "Tapu sicilinin açıklığı" ilkesine de aykırılık oluşturmaktadır. Kaldı ki, tescile ilişkin kararlar ifaya mahkumiyet hükmü içermeyip, yenilik doğurucu bir niteliği bulunması nedeniyle tescil hakkı kazanan tarafından her zaman infaz ettirilebilir. Bu durumda TMK"nın 733/son maddesinde önalım için belirlenen sürelerin dolmasının beklenmesi de hakkın kötüye kullanılmasına yol açabilecektir. Ayrıca, önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup satış, mülkiyetin tapu kütüğünde tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanır. Bu nedenlerle, tescile ilişkin bildirim yapılmayan davacı, payın davalı adına tescilinden sonra iki yıl içinde dava açtığından hak düşürücü süre geçmemiştir. Dolayısıyla, davacıya çekişme konusu payın dava tarihindeki bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedelini depo etmesi için uygun bir süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
    Mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100,00 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.10.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
    _KARŞI OY YAZISI_
    Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davalının önceki paydaşlar Ürediye, Meryem ve Zeynep"ten aldığı hisseler yönünden ileri sürülen önalım hakkının hak düşürücü süre yönünden reddine, davalının önceki paydaş Fatma"dan aldığı hisse yönünden ise dava şartı yokluğundan davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Uyuşmazlık davalının şuf"alı payı kesinleşen cebri tescil davası sonucu iktisap etmekle mülkiyet hakkı cebri tescil ilamının kesinleşmesi tarihinde davalıya geçtiğine göre şuf"a hakkının kesinleşme tarihinde mi yoksa tapuya tescil tarihinde mi doğduğu ve buna bağlı olarak dava açmak için öngörülen hak düşürücü sürenin başlangıç tarihi ve paydaşa karşı önalım hakkı kullanıp kullanılamayacağı noktasında toplanmaktadır.
    Mersin 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 26.04.2005 tarihli ve 1998/627 Esas, 2005/686 sayılı Kararı ile ilgili dava dosyası incelendiğinde; davacı C.. K.. tarafından davalılar Ü... Ç..., M... Y...., S.. Z..G.. ve F..De.. aleyhine satış vaadine dayalı cebri tescil davası açıldığı ve yapılan yargılama sonucu dava konusu edilen taşınmaz hisselerinin davacı C.. K.. adına tapuya tesciline dair hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Anılan hüküm davacı C.. K.."a 20.12.2006, davalı Ürediye, Meryem ve Zeynep"e 09.01.2007 tarihinde ve davalı Fatma"ya 19.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve kararın temyiz edilmeksizin 28.03.2012 tarihinde kesinleştiğine dair mahkemece şerh verildiği görülmüştür.
    Görüldüğü üzere; kararın tebliğ tarihlerine göre, davalılar Ürediye, Meryem ve Zeynep yönünden karar 18.01.2007, davalı Fatma yönünden ise 28.03.2012 tarihleri itibariyle kesinleşmiştir.
    Davalı C.. K.. dava konusu edilen hisseyi satış vaadine dayalı cebri tescil davası sonucu kesinleşen ilamla iktisap etmiştir. Hükme göre tapuda tescil yapılmasından evvel malik olmuştur. İlamın kesinleşmesi 18.01.2007 tarihidir. TMK"nın 705. maddesi uyarınca mülkiyet bu tarihte davalıya geçmiştir. Satış vaadi sözleşmesi sonucu açılan tescil davası ile pay iktisabı da bir nevi satıştır. Mahkeme ilamı bunda satış akti yerini almaktadır. Bu bakımdan yasaca önalım hakkı için saptanan sürelerin tescile ilişkin kararın kesinleşme tarihine göre belirlenmesi gerekir.
    Şuf"alı pay cebri tescil davası sonucu iktisap edilmiştir. Mülkiyet hakkının kazanılması için tapuya tescil zorunluluğu yoktur. Dava tescil ilamının kesinleşmesinden itibaren üç ay ve her halde iki yıl içinde açılmalıdır.
    Somut olayda tescile ilişkin karar önceki paydaşlar Ürediye, Meryem ve Zeynep yönünden 18.01.2007 tarihinde kesinleşmiş olmakla bu kişilerin payları için davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerekeceğinden mahkemece bu yönde oluşturulan hüküm isabetlidir.
    Öte yandan önceki paydaş F... D.."in 16/806 hissesi için eldeki önalım davası süresinde açılmış ise de; önceki paydaşlar Ürediye, Meryem ve Zeynep"e ait payların dava tarihinden önce davalı C.. K.. iktisap ederek pay sahibi olduğundan kendisine karşı önalım hakkının ileri sürülmesi mümkün değildir.
    Açıklanan nedenlerle; mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması görüşünde olduğumdan Sayın çoğunluğun bozma görüşüne katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi