10. Hukuk Dairesi 2020/6547 E. , 2021/4931 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2016/6-2019/168
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme (kapatılan) 21.Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyarak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalı işyerinde 15/03/1991-24/07/2006 tarihleri arasında geçen ve davalı tarafından eksik ve başka işyerlerinden bildirilen çalışmalarının tespitini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına karşı uyma kararı verilmek suretiyle yapılan yargılama neticesi davanın reddine karar verilmiştir.
09/05/1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bir Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda; Mahkeme yönünden o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine bozma kararında açıklanan hukuki esaslar çerçevesinde hüküm kurmak yükümlülüğü doğar.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de, bozmadan sonra yapılan yargılamada bozma gereği yerine getirilmeden yine eksik inceleme ve araştırma ile sonuca gidilerek karar verilmiştir.
Sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur. Eylemli veya gerçek biçimde çalışmanın varlığı saptanmadıkça, hizmet akdine dayanılarak sigortalılıktan söz edilemez.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında; resmi belge veya yazılı delillerin bulunması, sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması, salt, bu nedene dayalı istemin reddine neden olmaz. Somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla, Kuruma bildirilen dönem bordroları, tanıkları veya iş ilişkisini bilen veya bilmesi gereken işverenler tarafından Kuruma bildirilen komşu işyerleri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen kimi diğer kanıtlarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda bozma ilamında da belirtildiği üzere Mahkemece yapılacak iş, öncelikle davacıya davalı ve davalının taşeron olarak faaliyette bulunduğu dava dışı işyerlerinde hangi tarihler arasında hizmette bulunduğunu açıklattırmak suretiyle davacının iddiasını dönem dönem somutlaştırmak, dava dışı işyerlerini davaya dahil ederek davacının tüm işe giriş bildirgelerinin olduğu sigortalı dosyası ile uyuşmazlık konusu dönemde davacı adına hizmet bildirimi yapan tüm işyerlerinin işyeri dosyalarını ve tüm dönem bordrolarını getirmek, bu işyerlerinin çoğunda davalının taşeron olduğu dolayısıyla bu işyerleri ile davalı arasında organik bağ olduğu gözetilerek kalan işyerleri ile davalı arasında organik bağ olup olmadığını net olarak tespit etmek, davalı işyeri ile diğer işyerleri arasında organik bağın olmadığının tespit edilmesi halinde davalı işyerinde geçen çalışmanın kesintiye uğradığı kabul edilerek hak düşürücü süre açısından bir değerlendirmede bulunmak, tespiti istenen dönemde çalışması bulunan her bir davalı işyerlerinin bordrolu tanıklarının adresini Sosyal Güvenlik Kurumu ve zabıta marifetiyle araştırıp tespit ederek, inşaat işyerlerinin büyüklüğü gözetilerek davacının çalışmasını bilecek durumda olan bordro tanıklarını dinlemek, dinlenen bordro tanıklarının sigortalı hizmet cetvellerini ekinde işyeri detay bilgileri ile birlikte getirtmek, işyerlerinin çoğunlukla baraj inşaatı işi olduğu gözetilerek ihale makamlarından varsa davacının çalışmasıyla ilgili belgelerin getirtmek, gerekirse hükme elverişli bilirkişi raporu almak suretiyle söz konusu dönemler içinde mükerrer hizmet oluşturmayacak şekilde tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermektir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08/04/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.