16. Hukuk Dairesi 2018/4534 E. , 2021/543 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucunda, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 116 ada 24 parsel sayılı 19.758,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kamu orta malı mera vasfıyla sınırlandırılarak özel siciline kaydedilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın tapuda kendisi adına kayıtlı bulunan komşu aynı ada 23 parsel sayılı taşınmaz ile bir bütün olup, kendi kullanımında bulunduğu ileri sürerek, tapu kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 23 ve 24 parsellerin bir bütün olarak adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 116 ada 24 nolu parselde kayıtlı bulunan ve 24.05.2018 havale tarihli fen bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen 16.442,00 metrekarelik taşınmazın tapusunun iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, hükme esas alınan teknik bilirkişi raporunda (B) harfiyle gösterilen taşınmaz bölümü üzerinde, davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ... ,...1976 tarih ve 2 sıra numaralı 18.500,00 metrekare miktarındaki tapu kaydına ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Sözü edilen tapu kaydı, tescil ilamıyla oluşmakla krokisi mevcut olup, fen bilirkişi tarafından yapılan uygulama sonucunda, bu krokinin çekişmeli taşınmaza komşu olan ve kadastro sırasında davacı adına belgesiz zilyetlik yoluyla tespit ve tescil edilen 116 ada 22 ve 23 parsellere uyduğu tespit edildiğine göre, tapu kaydının çekişmeli taşınmazı kapsamadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla uyuşmazlığın zilyetlik hükümlerine göre çözümlenmesi gerekmektedir. Ne var ki, mahkemece yapılan zilyetlik araştırmasının hüküm kurmak için yeterli olduğundan söz edilemez. Şöyle ki, çekişmeli taşınmaz, kadastro sırasında mera olarak sınırlandırıldığı ve kadastro tespiti bu şekilde kesinleştiği halde, yöntemince mera araştırılması yapılmak suretiyle çekişmeli taşınmazın niteliği kesin olarak belirlenmemiş, dosya arasında yer alan bozma öncesi alınan ziraatçi bilirkişi raporunda taşınmazın % 10 - % 45 arası eğime sahip olduğu ve yüksek yerlerinin tarıma elverişli olmadığı, taşınmazın büyük bir kısmında yeni arpa ekilip işlendiği belirtilmesine rağmen, bozma ilamından sonra alınan ziraatçi bilirkişi raporunda taşınmazın eğiminin % 3 - % 5 arası olduğu, imar ihyasının tamamlandığı belirtilerek raporlar arasında çelişki yaratıldığı halde, söz konusu raporlar arasındaki çelişki yöntemince giderilmemiş, çekişmeli taşınmaz bölümünün, mera parselinin geriye kalan bölümünden toprak yapısı, bitki deseni, eğimi ve diğer yönleri gözönüne alındığında nasıl ayrıldığı belirlenmemiş, taşınmazın meradan sürülerek kazanılan yerlerden olup olmadığını, zilyetlikle kazanım koşullarının davacı lehine oluşup oluşmadığını açıklamaktan uzak, dosya arasında yer alan önceki tarihli raporla çelişkili ziraatçi bilirkişi raporuna ve yerel bilirkişi ve tanıkların soyut beyanlarına dayanılarak hüküm kurulması cihetine gidilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilerek taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafı bulunduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava konusu taşınmazın tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı evrelerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle getirtilip dosya arasına konulmalı, dosya bu şekilde keşfe hazır hale getirildikten sonra mahallinde, taşınmazın bulunduğu köy ile komşu köylerden yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından ayrı ayrı seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik uzman ziraat mühendisi bilirkişi heyeti, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve teknik bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, kamu orta malı niteliğinde mera olup olmadığı, meradan kazanılıp kazanılmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanakları ve dayanakları ile denetlenmeli, beyanlar arasında oluşabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeli; ziraatçi bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın niteliğiyle ilgili önceki tarihli ziraatçi bilirkişi raporlarını da irdeler mahiyette ve komşu mera parselleriyle karşılaştırmalı değerlendirmeyi içerir şekilde, toprak yapısı, eğimi, bitki deseni ve diğer yönlerden taşınmazın mera vasfında olup olmadığını, mera parselinden nasıl ayrıldığını, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini, imar ve ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise ihyanın hangi tarihte başlayıp, ne zaman bitirildiğini açıklayan taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayalı, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden, belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, mera vasfında olup olmadığının, mera niteliğinde değilse imar-ihyasına en erken ne zaman başlanıldığının ve tamamlandığının, arazinin ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; fen bilirkişisinden ise, keşfi takibe ve bilirkişi sözlerini denetlemeye imkan verir kroki ve rapor düzenlemesi istenmeli; bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek, eksik araştırma ve incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalı Belediyeye iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.02.2021 gününde oybirliği ile karar verildi.