8. Hukuk Dairesi 2017/9754 E. , 2019/4021 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tanımanın İptali
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacının murisinin mirasçılık belgesinde, murisin ...T.C. numaralı ... adında bir kızı olduğunu gördüğünü, muris ..."nün Güler Kaya ile evliliğinden çocuğu olmadığını, Güler Kaya"nın kızı olan ..."ın muris ... tarafından nüfusa kaydettirildiğini, bu durumu mirasçılık belgesini almakla öğrendiğini, ..."ın soybağının reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının murisi ... ile davalı ... Doğan arasında soy bağının 19/07/1996 tarihinde tanıma senedi (TMK md. 295) ile kurulduğu, tanımanın 07/08/1996 tarihinde nüfusa tescil edildiği, tanımanın yapıldığı ve nufus kayıtlarına tescil edildiği 1996 yılından, iş bu davanın açıldığı 26/12/2013 tarihine kadar 17 yılı aşkın süre geçtiği, TMK"nin 300/2. maddesinde belirtilen; 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisndeki bilgi ve belgelere göre; davacının murisi ..."nün 05.05.1990 doğumlu davalı ..."yü Mersin 5. Noterliğinin 19.07.1996 gün 29183 sayılı senedi ile tanıdığı ve adıgeçenin 07.08.1996 tarihinde tanıma senedine göre nüfusa tescil edildiği, muris ..."nün 11.05.2006 tarihinde ...nin annesi ... (kaya) ile evlendiği, muris ..."nün 28.05.2013 tarihinde öldüğü, davacının 13.06.2013 tarihinde Ankara 53. Noterliğinden mirasçılık belgesi aldığı, eldeki davanın ise 26.12.2013 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava,Türk Medeni Kanunu"nun 297 ve devamı maddelerinde düzenlenen tanımanın iptali istemine ilişkindir.
Aynı kanunun 300. maddesi “Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.” hükmünü içermektedir. Davacı Türk Medeni Kanunu"nun 300/2 maddesi kapsamında ilgili sıfatı ile dava açmış kişidir. Dava hakkı, tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Davacı tanımayı,murisinden mirasçılık belgesi aldığı tarihten sonra öğrendiğini açıklamış olup, mirasçılık belgesi 13.06.2013 tarihinde alınmıştır. Mahkemece, TMK"nın 300/2. maddesinde belirtilen; tanıma işleminden sonra herhalde beş yıllık süre içerisinde bu davanın açılması gerektiği, davanın 5 yılllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından davanın reddine karar verilmiş ise de; yasa metnindeki 5 yıllık sürenin ilgili açısından tanıma tarihinden itibaren başlaması mümkün olmadığından ve davacı da mirasçılık belgesi almakla öğrenmiş olup bir yıllık süre içerisinde davasını açtığından, davanın sürede kabulü ile işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 11/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.